CHP'li Budak, seçim ziyaretleri sırasında her bölgede yurttaşların 'Bütünşehir' uygulamasından şikayetçi olduklarını vurguladı. Yurttaşların ödedikleri vergi ve su bedellerinde büyük artış olduğuna dikkat çeken Budak, “Yurttaşlarımızın şikayetlerinin başında belde belediyelerinin kapatılması, köylerinin mahalleye dönüştürülmesi var. Emlak vergileri yüzde 110-150 artmış. Beldibi, Gebiz, Göynük, Çomaklı ve Bozova gibi geçmişte belde olan yerlerde yurttaşların canı yanmış. Her yerde aynı şikayetler var. Şebeke suyu bağlanmış, hayvanları için su kullanan yurttaşların su faturaları 15 kat artmış" dedi.Yurttaşların itfaiye, ambulans gibi acil hizmetlere ulaşmalarında da güçlükler yaşandığını kaydeden Budak, şöyle konuştu:
“Belde belediyelerinin itfaiyeleri, ambulansları vardı, bunlar gitmiş. Yangın çıkıyor, itfaiye yok. Hasta oluyor ambulans yok. Hepsi merkezi yerlerde toplanmış. Acil işlerde kullanılan iş makineleri gitmiş. Yolda küçük bir tamirat yapılacak, günlerce bekliyorlar. Bütün dünya hizmetleri yerelleştirirken, Türkiye'de tam tersi merkezileşiyor. Bütün hizmetler, Antalya merkezinde toplanıyor. Hizmete ulaşmak da güçleşiyor."
TABELA SORUN ÇÖZMEZ
Yurttaşların gerçek sorunlarının tabelalarla örtülmeye çalışıldığını vurgulayan Budak, şunları söyledi:
“Antalya'nın her yerinde 'Antalya'ya iyi gelecek tabelası' konulmuş durumda. Dağ başında bile karşınıza bu tabela çıkıyor. Ama tabela ile sorun çözülmüyor. Tabela var ama kendileri, hizmetleri ortada yok. Tabelalarla bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Tabelalarla emlak vergisindeki 10 kat artışın, su faturasındaki 15 kat artışın, seçime endeksli hizmet anlayışının üstü örtülemeye çalışılıyor."
KÖYLERİMİZ STATÜSÜNÜ KAZANACAK
Bütünşehir uygulaması ile birlikte hizmet anlayışında da siyasi yandaşlığın ön plana çıkarıldığını, özellikle Antalya'nın pek çok bölgesinde yurttaşların kendilerine 'oy yoksa hizmet de yok' yaklaşımı gösterildiği yönünde şikayetlerde bulunduğunu vurgulayan Budak, şöyle konuştu:
“Bakıyorsunuz bir bölgede birbirine yakın 12 köy var, 12 köyün de yolu berbat durumda. Ama bir bakıyorsunuz bir yaylaya 30 kilometre yol yapılmış. Neden 40-50 haneli yaylaya yol yapılıyor? Çünkü oyların çoğu AKP'ye çıkmış. 12 köye ise yol yok. Az oy çıktığı için köyler hizmet alamıyor. Vatandaşlar cezalandırılıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Herkes bu ülkenin eşit yurttaşı ve devletin hizmetlerinden de belediyenin hizmetlerinden de eşit şekilde yararlanma hakkı var. Kamu hizmetlerinin sunumunda ayırımcılık yapılması, yurttaşların siyasi tercihleri nedeniyle cezalandırılması kabul edilemez. Bütünşehir uygulamasında köklü değişikliğe gideceğiz. Köylerimiz eski statüsüne kavuşacak, beldelerimiz donanımlı şekilde belediyelerine kavuşacak. 1 Kasım, bütünşehir uygulamasının son bulacağı tarihtir. Siyasi ayırımcılığın biteceği tarihtir."
“Belde belediyelerinin itfaiyeleri, ambulansları vardı, bunlar gitmiş. Yangın çıkıyor, itfaiye yok. Hasta oluyor ambulans yok. Hepsi merkezi yerlerde toplanmış. Acil işlerde kullanılan iş makineleri gitmiş. Yolda küçük bir tamirat yapılacak, günlerce bekliyorlar. Bütün dünya hizmetleri yerelleştirirken, Türkiye'de tam tersi merkezileşiyor. Bütün hizmetler, Antalya merkezinde toplanıyor. Hizmete ulaşmak da güçleşiyor."
TABELA SORUN ÇÖZMEZ
Yurttaşların gerçek sorunlarının tabelalarla örtülmeye çalışıldığını vurgulayan Budak, şunları söyledi:
“Antalya'nın her yerinde 'Antalya'ya iyi gelecek tabelası' konulmuş durumda. Dağ başında bile karşınıza bu tabela çıkıyor. Ama tabela ile sorun çözülmüyor. Tabela var ama kendileri, hizmetleri ortada yok. Tabelalarla bir algı oluşturulmaya çalışılıyor. Tabelalarla emlak vergisindeki 10 kat artışın, su faturasındaki 15 kat artışın, seçime endeksli hizmet anlayışının üstü örtülemeye çalışılıyor."
KÖYLERİMİZ STATÜSÜNÜ KAZANACAK
Bütünşehir uygulaması ile birlikte hizmet anlayışında da siyasi yandaşlığın ön plana çıkarıldığını, özellikle Antalya'nın pek çok bölgesinde yurttaşların kendilerine 'oy yoksa hizmet de yok' yaklaşımı gösterildiği yönünde şikayetlerde bulunduğunu vurgulayan Budak, şöyle konuştu:
“Bakıyorsunuz bir bölgede birbirine yakın 12 köy var, 12 köyün de yolu berbat durumda. Ama bir bakıyorsunuz bir yaylaya 30 kilometre yol yapılmış. Neden 40-50 haneli yaylaya yol yapılıyor? Çünkü oyların çoğu AKP'ye çıkmış. 12 köye ise yol yok. Az oy çıktığı için köyler hizmet alamıyor. Vatandaşlar cezalandırılıyor. Bunu kabul etmek mümkün değil. Herkes bu ülkenin eşit yurttaşı ve devletin hizmetlerinden de belediyenin hizmetlerinden de eşit şekilde yararlanma hakkı var. Kamu hizmetlerinin sunumunda ayırımcılık yapılması, yurttaşların siyasi tercihleri nedeniyle cezalandırılması kabul edilemez. Bütünşehir uygulamasında köklü değişikliğe gideceğiz. Köylerimiz eski statüsüne kavuşacak, beldelerimiz donanımlı şekilde belediyelerine kavuşacak. 1 Kasım, bütünşehir uygulamasının son bulacağı tarihtir. Siyasi ayırımcılığın biteceği tarihtir."