Salı Sohbetlerinin bu haftaki konuğu Meral Akşener ile birlikte yeni oluşumda yer alan Korkuteli’nin Bağımsız Belediye Başkanı Hasan Gökce oldu. Hasan Gökce ile Korkuteli’ni ve yeni oluşumu konuştuk.
Meral Akşener öncülüğünde kurulan yeni partinin Antalya’daki önemli isimlerinden birisiniz. Korkuteli’nde MHP’nin ilçe kongresi olmuş ve sizin desteklediğiniz aday dışarıda kalmasına rağmen seçilmişti. Son durum nedir orada?
21 Mart’tı sanırım yanlış hatırlamıyorsam ilçe kongremizi yaptığımız dönem. Tabi daha önce atama ile gelen bizim de delegemiz olan Süleyman İndiz ilçe başkanımızın yerine, ilçe başkanı seçilen ekip bütün delegasyonu değiştirdi. Bizimki orada buna bir tepkiydi. Çünkü Korkuteli 4 yıl boyunca MHP’nin kazandığı bir ilçeydi. Siyasi dengeler çok farklı olmasına rağmen yerel seçimlerde bunu her zaman çeviren, ciddi bir ekibe sahip, yine bu ekip ile kendi yazmış oldukları delegasyon seçilerini almıştı. 3 ay sonra onlar da görevden alındılar. Yeni bir yönetim atandı. Şuan onlar çalışıyor. Devam ediyorlar. Korkuteli’ndeki MHP ilçe teşkilatının durumu bu şekilde.
Peki Korkuteli Belediye başkanlığını sürdürürken bağımsız büyükşehir meclis üyesisiniz ve Korkuteli’ne hizmet alma noktasında sıkıntı yaşıyor musunuz? Özellikle size oy veren yerli halkın tepkileri nasıl?
FARKLI BİR DÖNEM YAŞAMIYORUM
Bağımsız ya da MHP veya muhalefetten bir parti olarak değerlendirmek lazım bunu. Herhangi bir farklılık yok. Yani ben MHP çatısı altında ne şekilde hizmet veriyorsam şuanda da bağımsız olarak aynı hizmeti vermeye çalışıyorum. Elime hala ihracıma dair bir yazı gelmedi. Ama en son ilçe başkanlığı yönetiminde artık Hasan Gökce’nin partimizle bağımız kalmamıştır, kendisi artık bağımsız belediye başkanıdır şeklindeki açıklamaları var. Bununla ilgili Büyükşehir Belediyesi’ne grup faaliyetlerine katılamaz diye yazı gönderdiklerini de biliyorum. O yüzden bağımsız olarak çalışmalarıma devam ediyorum. Şuan, MHP içerisinde siyaset yaptığım dönemlerden farklı bir dönem yaşamıyorum. 2014 seçimlerinde de belediye başkanlığını almamıza rağmen de meclisi biz kaybetmiştik zaten. Yaklaşık bir buçuk iki yıla yakın bir süre o dağınık meclis tablosu ile çalışmaya gayret ettik. Meclis AK Parti’deydi. Daha sonra CHP’den 3 kişiye meclis yardımcılığı vererek, onlarla güzel bir birliktelik ortaya koyduk. Şu süreçte de aynı birlikteliğimiz devam ediyor. Yereldeki hizmet anlayışımızın sağlıklı devam etmesi anlamında buna ihtiyacımız vardı. Dün ne isek bugün de aynı şekildeyiz. İlçelere gelen ödenekler, kaynaklar zaten bellidir. Bunu en ekonomik derecede kullanmaya devam ediyoruz.
GURUBUMLA SIKINTIM YOK
Meclisten istediğiniz kararları çıkartabiliyor musunuz?
Benim gurubumla hiçbir sıkıntım yok. Hala onlarla birlikte çalışıyoruz. Yeni parti oluşumuna kadar da onlar MHP çatısı altında çalışmaya devam edecekler. Aslında çok daha önceden benimle birlikte hareket edebilirlerdi ama komisyon görevlerinin ortadan kalkmaması adına, biliyorsunuz bağımsız meclis üyeleri komisyonda görev alamıyor. O yüzden onlar şuan da devam ediyorlar. 9 tane meclis üyem var. Daha bugüne kadar birbirimize karşı en küçük bir sorunumuz olmamıştır. Bunu herkes biliyor zaten. Korkuteli’nde bizi tanıyanlarda bilir. CHP meclis üyeleri ile de bir sıkıntımız yok. Yereldeki hizmetlerin sağlıklı sürdürülmesi adına bu birlikteliği elimizden geldiği kadar sağlıklı devam ettiriyoruz.
YENİ PARTİYLE SAFIMIZI ORTAYA KOYACAĞIZ
Meclis üyelerine bir baskı var mı?
Belirli dönemlerde bunu yapmaya çalıştılar ama bu bir duruş meselesidir. Bir özgünlük olayıdır, ben hep öyle tarif ederim. Kendi duruşunuzu, doğru bildiğiniz şeyi tutarlı bir şekilde ortaya koyabiliyorsanız hem şahsınız adına, hem de ekibinizin o tutarlılığı ortaya koyması ile bir dönem sonra o baskılar hafifletiliyor. O baskıların olduğu dönemleri de yaşadık. Bizim ilçe çok sık görevden alındı. Bir yıl içinde 3. görev değişikliği yaşanıyor şu an. Birtakım dayatmalar ortaya çıktı ama ekip arkadaşlarımızla, meclis üyesi arkadaşlarımızla bunların karşısında doğru bildiğimiz şekilde devam ettik. Çünkü yanlış yaptığımızı düşünmemiştik. Şu an itibari ile herhangi bir sıkıntı yok. Sadece yine bir büyükşehir meclis üyemiz olan İrfan Bey’i disipline sevk ettiler. O da şu anda grup çalışmalarına katılmıyor zaten. Bağımsız hareket ediyor benimle birlikte. Ama yeni partinin oluşumdan sonra bizde resmi olarak safımızı ortaya koymuş olacağız.
Siz MHP’li oluşunuz aileden mi geliyor? Yoksa gençlik yıllarınızda kendiniz mi MHP’li oldunuz? İkinci olarak da ne oldu da sizin kırılma noktanız oldu?
Benim ailem sağ kökenli bir aile, ama aile geleneğinde ülkücü, milliyetçi tabanda aktif siyaset yapmış birisi yok. Çiftçi bir ailenin çocuğuyum. Ailemi bölgede aşağı yukarı herkes bilir. Kendi yağında kavrulan bir ailedir. Daha sonra ben lise yıllarımda ülkücü hareket ile tanıştım. Her genç gibi ergenliğe adım attığımız dönemlerde bir şeylerin arayışı içerisinde biz de ülkücü, milliyetçi anlayışın içine girdik. Daha sonra o süreç devam etti ve bugünlere kadar geldi. Tabii ki benim şöyle bir özelliğimde var: Ben MHP’nin her yolunda, her kademesinde yer almış birisiyim. Yaklaşık 3 yılı aşkın bir süre Korkuteli’nde ülkü ocaklarında başkanlık yaptım. 2001, 2003, 2004 yılları arasında. Daha sonra 2007 başından 2009 yerel seçimlerine kadar ilçe başkanlığı görevimi sürdürdüm. Daha sonra yerel siyasi aktörlerin ve genel merkezin tasarrufuyla 2009’da belediye başkan adayı oldum. Ondan sonra malumunuz ciddi bir süreç yaşadım. Artık bir gün herkesin üzerine bir pislik gibi yapıştırmaya çalıştığı o FETÖ’nün o dönemlerde şaha kalktığı 2011’li yıllarda Türk siyasi hayatını dizayn etmeye çalıştığı o dönemlerde, biliyorsunuz 2010-2011 dönemleri arasında yerel yönetimlere karşı ciddi bir operasyonel faaliyetler olmuştu. Girilmedik, ayak basılmadık muhalefette belediye kalmamıştı. Biz o dönemleri de yaşadık. Yaklaşık 16 ay bir cezaevi süreci yaşadım. Çıktım tekrar devam ettim görevime. Bir 3 ay daha boşluk verdik. Yani ilk dönemin yaklaşık üçte birini çalışamamış oldum. Geri kalan kısmını elimden geldiğince tamamladıktan sonra aslında aday olmayı düşünmüyordum. Fakat MHP Genel Başkanı Devlet Bey’in isteği ile tekrar aday oldum. Bunu isterken şunu söylemişti, seçimi kazan istifa et dedi. Çünkü yaşadığımız sıkıntılardan dolayı bir onur mücadelesi vermek durumundasın demişti ve adaylığı ilk açıklanan belediye başkanı adaylarından biri de olmuştum. Daha sonra 2014’te yerel yönetimlerle ilgili bütünşehir yayası sistem değişti. Yine zor olanı başardık aslında biz Korkuteli’nde. Çünkü Korkuteli seçmenin yaklaşık yüzde 55’inin üzerindeki bir oranı bugün AKP’ye gönülden oy veren vatandaşlardan oluşan siyasi bir yapı. Buna rağmen biz bu yarışı önce bitirdik. Tekrar mücadeleye başladık ve 7 Haziran seçimlerine kadar genel başkanımızın, genel merkezimizin istediği doğrultuda devam etti. Haliyle bizdeki siyasi yapı biraz daha çok fazla eleştiriye açık değildir. Çünkü küçük yaşlardan beri öğretilen lider, teşkilat, doktrin felsefesi içinde çok fazla tartışmaya açamazsınız. Ama 7 Haziran’dan sonra herkes gibi benim de beklentilerim karşılanmadı açıkçası. Aşağı yukarı MHP’ye gelen 2 milyonun üzerindeki oy tekrar geri döndü. Ogün, o geceki konuşma bitmiş, tükenmişlik sendromuna artık adım atmış bir AK Parti’nin önüne ışık yaktı. Bu bir erken seçim sinyaliydi. Halbuki MHP tabanı 20 yılı aşkın bir süredir her türlü ortamdan dışlanmışlığın, ötelenmişliğin sıkıntısını yaşıyor idi. Onların arzusu ve istediği doğrultu da herkes gibi bende, bir koalisyon yapılabileceğini düşünüyorken böyle bir durumla karşı karşıya kaldık. Ben siyaseti biraz ticarete benzetirim. Birine borç verirsiniz ya da kefil olursunuz, eğer kefil olduğunuz kişi size zarar verirse ya da siz ona zarar verirseniz bir daha asla sizinle ticari ilişkisini sürdürmez. Oy da emanettir. Borçtur. Bu emanetin ben çok ciddi anlamında kullanılamadığını düşünüyorum. O nedenle emanetini MHP’ye teslim etmiş vatandaş, emanetlerini geri aldılar. Zaten tabanın böyle bir arzusu vardı. 1 Kasım’dan sonra ciddi anlamda tabanımız bir sıkıntı yaşamaya başladı. Biz yerel siyasetçiler siyasetin sinir uçlarıyızdır. İlk gelen acısı, ağrıyı nasıl ki vücudun sinir uçları alıyorsa ,siyasette de öyledir. Birçok olumsuz tepki aldık biz tabandan. Artık herkes o 20 yılın verdiği özlemin son bulacağını düşünürken, tekrar bir hayal kırıklığı yaşamasından kaynaklı, o bastırılmış 20 yıllık şey ortaya çıktı. Biz de buna karşı gelemezdik. O insanlardan farklı da düşünmüyordum zaten. Hemen akabinde böyle bir karar verdim. Artık Devlet Bey ile MHP’nin iktidar olmaktan çok uzak olduğunu son kez görmüş oldum. Ben siyaset yaparken kişilerin kişilikleri ile uğraşan bir insan değilim. O nedenle Devlet Bey’le ilgili ne o gün, ne de bugün olumsuz bir şey söyleyemem, söylemem de zaten. Ama siyasi olarak bu bir başarısızlıktır. Başarısız bir tablodur. Ticarette nasıl para kazanmak için emek verirseniz kazanamadığınız bir süreden sonra nasıl ticareti bırakırsanız. Siyasetin amacı da iktidar olmaktır. Aşağı yukarı 14 seçim geçirmiş bir ekibin siyaseten gelmiş olduğu bu nokta bir başarısızlıktır. Net sorunun analiz budur benim zihnimde, ben buna bir tepki olarak bu düşüncelerimi 1 Kasım seçimlerinin ardından dillendirmeye başladım. Daha önce de az çok diyaloğumuz olan ve devlet birikimine, kişiliğine tecrübesine çok güvendiğim Meral Hanım’la o günden beri de çalışıyorum. Çalışmaya gayret ediyorum. Tabii ki çok zor. Bunu şuna benzetiyorum: çok mutlu evliliğiniz olduğunu düşünün ama bir anda hiç sebep yokken ayrılık noktasına geliyorsunuz. İçiniz sızlıyor. Yani hayatınızın yarısından fazlasını verdiğiniz, iyi kötü şeyler biriktirdiğiniz bir yapıdan ayrılmak çok zor. İç huzurum açısından da değerlendirdiğimde de vicdanım çok rahat.
Kırgınlık var mı peki?
Yok hayır. Şahıslara kırılmak olabilir ama insan inandığı değerlere, mücadele ettiği değerlere asla kırılmamalı. Biz birileri için mücadele etmedik. Biz dava diye bakarız ülkücü, milliyetçi harekete. Biraz da öyle bir boyutu vardır diğer siyasi partilerden farklı olarak. İnsan davasına kırılmaz, üzülmez. Elbette ki o davadan kazandığı, o düşünceden kazandığı çok şey olduğu gibi o düşünceye verdiği de çok şey olmuştur. Bunun artısını, eksisini hesaplamamak lazım. Şahıslar gelip geçicidir. O nedenle benim en küçük bir kırgınlığım asla olamaz.
MHP’NİN TABANININ YÜZDE 80’İ PARTİDEN KOPTU
MHP’nin geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Tabii ki siyasi partilerle ilgili öngörüde bulunmak çok da kolay değil. Çünkü Türkiye siyasi zemini çok kaygan olan ülkelerden birisi. Yarın ne olacağını kestiremezsiniz. O yüzden çok böyle kehanet dolu sözler ortaya koymamak lazım. Türkiye’nin konjüktörü her an değişebiliyor. Ama şu anda itibariyle yorum yapabilirim. Şu an MHP tabanını ben kendi bölgelerim itibariyle biliyorum, en son Meral Hanım’ın talimatıyla bölgelerde bir ziyaret trafiği yaptım. Yüzde sekseninin üzerindeki bir yapı MHP’den kopmuş durumda. Yani bu da şunu gösteriyor: artık tabanı olmayan sadece belli insanların ismi var olan bir yapı içerisinde nitelik olarak, siyasi hayatlarını devam ettirdikleri bir yapı haline gelmiştir. Ben nicelik olarak çok iyi yerlerde olduğunu ve önümüzdeki süreçte de olacağını düşünmüyorum. Yani oransal çok iyi yerlerde olduğunu düşünmüyorum. Elinizdeki insan potansiyelini, siyasi potansiyeli minimum yüzde 80’inin kaybolması demek sizin artık siyasi hayatınızın ne dereceye geldiğinin göstergesidir.
Antalya’daki bu oran seçmene yansıdığında yüzde 30’luk bir rakama tekabül eder mi? Yani baktığınızda Antalya’da yüzde 30u’ yakalayabiliyoruz diyor musunuz?
Bunun en bariz örneği referandum sonuçlarıdır. CHP’nin Antalya’daki oy oranı aşağı yukarı bellidir. Yüzde 30, 32 bandında bir oy oranı var. Yine bu dilimin yüzde 90’ına yakını MHP tabanından kopan ve Meral Hanım’ın etrafında birleşen insanların olduğu bir orandır. Bu da yüzde 25, 30 bandında bir orandır.
BEKA SORUNU İLE KARŞI KARŞIYAYIZ
Merak Akşener’in oluşturduğu yapının geleceğini nasıl görüyorsunuz? Meral Hanım’ın yanında yer alan insanlara karşı da bir baskı var. Bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?
15 yıldır çok güçlenen bir iktidar yapısı var. Haliyle artık devletin bütün imkânlarını kullanarak, onun ötesinde hareket kabiliyetini mekanikleştirerek belli bir yol almış yapıya karşı bunların mücadelesinin verilmesi çok da kolay değil. Biz bu zorlukları bilerek başladık zaten. Ben bu detaylara girersem ne yaşadığımızla ilgili biraz bencillik olur. O yüzden ben yaşadığım bu tip şeyleri çok afişe etmek istemiyorum. Sadece Meral Hanım’ın nasıl linç edilmesi hususunda her gün kafa yoran insanlara şahit oluyoruz. Biz de onlardan çok farklı değiliz açıkçası ama, birilerinin bu mücadeleyi vermesi lazım bu ülkede. Çünkü artık hiç olmadığı kadar beka sorunu ile karşı karşıya kalan bir yapıdayız. Bakın bu ülkenin ekonomisi hiçbir zaman dört dörtlük olmadı. Toplum zaten yıllardır bu sıkıntılarla boğuşarak geliyor. Ben işin ekonomik boyutunda ülkenin gelişimi noktasında tabii ki endişeliyim. İnsanların ekonomisinin kötü olmasından da herkes kadar sıkıntı duyuyorum ama evinizin idaresinde olduğu gibi, karnınız bir şekilde doyurabilirsiniz. Ama evinizin onuruyla, namusuyla ilgili bir problem varsa bu hepsinin üzerinde bir şeydir. Ben de ülkenin durumunu buna benzetiyorum. O nedenle benim gibi binlerin vermeye çalıştığı bu mücadelenin altında bu yatıyor. Biz bu sıkıntıların farkındayız. Bu sıkıntıları da göğüslemeye de hazırız. Yani yavuz hırsız ev sahibini bastırılmış misali artık bütün dikkatleri kendileri üzerindeki herkese yansıtmaya çalışan bir güruhla karşı karşıyayız. Onların güçlerinin de farkındayız. O nedenle hiçbirimizin bu konu hakkında zerre kadar endişe yoktur. Ama üstesinden geleceğiz.
HER KESİMDEN OY ALABİLECEK BİR OLUŞUM
Merak Akşener’in de dahil edildiği bir ankete göre Akşener mecliste 130 milletvekiline sahip oluyor. Buna bakıldığında sadece MHP değil başka yapıların da, Akşener’in kurduğu yapıya destek verdiği görülüyor. Bunun hakkında ne düşünüyorsunuz?
Tabii ki ben o rakamların kırpıldığını düşünüyorum. Ben daha ciddi olanlarını da gördüğüm için onlar toplumu biraz daha heyecanlandırmamak, biraz daha umutlandırmama adına son dönemlerde her alanla ilgili bir kavram çıktığı için anket çalışmalarının da çok sağlıklı çıkmadığını biliyorum. O rakamların daha net olanları da var. Rakamlar şu an çok çok iyi. Tabii ki bu sadece MHP tabanından değil. Çok daha yeni bir oluşum. Kollarınızı açabildiğiniz oranda herkesi kucaklamaya çalıştığınız bir oluşum. MHP’nin içinde sadece ülkücü, milliyetçi düşünceye açık bir kapımız vardı. Ama şimdi kollarımızı açabildiğimiz kadar açabiliyoruz. Bunlar benim ifadelerim değil. Sadece iki temel sınırımız var. Birinci Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nde herkesin hemfikir olduğu bölücü terör örgütü ile ilgili olmayan, ikincisi de; son dönemin gerçekten ciddi bir süreci olduğunu düşündüğümüz FETÖ’ye herhangi bir bağı olmayan herkesin kapısından girebileceği kadar kollarımızı açtığımız, herkesi kucaklamaya çalıştığımız bir yapıyız. Şu an herkes kendi düşüncesini ifade edebileceği bir yapı arıyor. Haddinden fazla yük atan araba gibi AK Parti. Bir şekilde insanları bir araca binmeye zorladı. Özellikle son 10 yıldır çok fazla zorladı. Kimi bürokratik yükselme için bu araca binmek zorunda kaldı, kimi ticari hayatını devam ettirmek için bu araca binmek zorunda kaldı. Kimi çocuğuna iş bulabilmek, kimi de korkusundan bu araca binmek zorunda kaldı. Artık araç gitmekte zorlanan bir pozisyonda. Ama insanlar bu yolda bir şekilde devam etmek istiyor. Siz o insanların önüne yeni bir araç koyabildiğiniz takdirde ben inanıyorum ki MHP’nin tabanından daha fazla demeyeyim ama, MHP’den kopan tabanına daha yakın AKP’den ciddi bir tabanın kopacağına inanıyorum. CHP biraz daha kendisini rahat ifade ediyor. CHP’de uzun yıllardır aynı aralıkta sıkışmış, seçmene artık umut vadetmeyen bir yapıda. Türk siyasi yelpazesine baktığınızda 70’e 30 bareminin olduğu bir siyasi yelpaze var. Türk siyasi tarihin yüzde 70’i sağcı, yüzde 30’u solcudur. 25, 30 bandına sıkışmış bir sosyal demokrat oy yapısı var. Dolayısıyla CHP’nin artık iktidar olamayacağı insanlar fark ediyorlar. Son dönemlerde de eksen kaymasından bahsediliyor. Yani artık cumhuriyetin kazanımlarına ters düştüğüne inanılan bir kitle oluşmaya başladı. Bazı terimlerle ifade de ediliyor. AK Parti’de biraz önce bahsettiğim kitlelerin yoğun bir talebi var. Haliyle yeni oluşum gerçekten her kesimden oy alabilecek bir oluşum. Zaten milliyetçi ve ülkücü hareket bu işin içinde. Onun dışında kendini muhafazakâr diye nitelendiren yüzde 50’lik bir kesimin oluşturduğu bir yapı var. Sosyal demokratlar var.
AK Parti’nin kendi içinden bir parti çıkmadığı sürece başka birinin iktidarı ele alamayacağı yorumu yapılırken siz partinizin MHP ve CHP’den oy alacağı düşüncesini destekliyorsunuz yani?
Diğer kesimlerden de tabii ki. Ben AK Parti’den CHP’den daha fazla oy alabileceğini söylüyorum. Sadece insanlar yoğun baskı yaşadığımız şu dönemde kendini ifade etmekte zorlanıyor. 15 yıldır alıştığı için AK Parti seçmeni, şu an alternatifi olmadan başka bir yere gitmek istemiyor. Aslında somut olarak renklerini çok daha rahat belli edeceklerdir. CHP’den kendini ifade eden inşalar gibi temayüllerini ortaya rahatlıkla koyacaklardır.
ÖKÜZÜN ALTINDA BUZAĞI ARANMASIN
En çok tartışılan konular da, bir; 81 ilde teşkilat yapılanması yapabilecek misiniz? İki; finansınız nasıl sağlayacaksınız?
Bu, bu işe gönül vermiş insanların bir hareketi. Bugüne kadar bu tip oluşumlarda finansal yapı tamamen gönüllülük esasına göre yapılır. Bundan sonra da öyle olacaktır. Biz parti içi demokrasi mücadelesi verdiğimiz zaman, biz burada hanımefendiyi mitinge davet etmiştik. Sağ olsunlar katıldılar. Onu organize eden komitenin başkanlığını da yaptım ben. O kadar çok insanlar bir şeyler yapmaya çalışıyorlar ki sizin zaten haddinden fazla finansal yapınız kendiliğinden ortaya çıkıyor. Mesela o zaman da çok değişik spekülasyonlar ortaya çıkıyor. Nasıl geziyor diye. Birisi tatile nasıl gidiyorsa, Mitinglere de öyle gidiyor. Bu, çok kolay bir sahne ve ses düzenine bağlıdır. Yani küçücük tanıtım organizasyonu bile çok ciddi rakamlar harcayan iktidar partisinin o rakamlarının çok daha minimalize edilmiş haliyle biz bu günlere kadar getirdik. Kimse öküzün altında buzağı aramaya kalkmasın.
Yeni parti yerel seçimlere yetişir mi?
Ben maksimum bir aylık süre içerisinde resmi açıklamanın olacağını düşünüyorum. Bu hafta içerisinde tüzüğe ve parti programına son şeklini verecek grupların çalışmaları şekillenecek. Bunlara Akşener de katılacak belli bölümlerine. Artık hazırlanan tüzük ve parti programı siyasal dile dönüştürülecek. Son şekli verilecek. Ciddi bir mutfak çalışması yapıldı. Partinin ekonomik, sağlık, dış politika programı, tüzük hazırlığı vs. bunlarla ilgili üç dört aydır çalışan arkadaşlarımız var. Çok kalabalık ve nitelikli gruplar şeklinde çalışıyorlar. Son şekli verildikten sonra kurucular kurulu ile ilgili çalışmalar yapılıyor. Sona gelindi. Ben bazı isimleri biliyorum ama paylaşamam şu an. Az önce bahsettiğim her kesime hitap edebilecek çok nitelikli, devletin tıkanan siyasal sistemin önünü açabilecek isimler var.
Sürpriz isimler mi?
Evet sürpriz isimler. Burada piyasada dolanan isimler tabii ki vardır yoktur. Onlar hanımefendinin bildiği şeylerdir ama çok böyle temiz siyasetçi olduğuna inanılan, geçmiş dönemde siyaset yapmış isimler var. Liberal ve demokrat kesimden, sosyal demokrat kesimden, muhafazakar kesimden çok ciddi isimler var.
MHP şimdiye kadar Doğu ve Güneydoğu’ya giremedi. Kürt kesim sizin içinize girdiği zaman partinizin tabanındaki ülkücü kesim bu duruma nasıl bakacak?
Biz eğer MHP’nin uzantısı olacak bir oluşum istiyor isek neden ondan ayrıldık? Bir kere bunu kendi içimizde sorgulamamız lazım artık biz her türlü siyasi düşünceye her türlü etnik kimliğe her türlü mezhepsel bakış açısına ve inanışa hitap edebilecek bir yapı oluşturmaya çalışıyoruz. Sizler de çok iyi biliyorsunuz yıllarca AKP ve PKK arasına sıkışmış Kürt kardeşlerimiz var. Tabi bunları ayırarak söylüyorum. Bölücü olmayan, vatanını milletini sahiplenen ciddi bir kitle var. Bizim bu kitleye de kucak açmamız lazım. Doğal olarak da herkes siyasi düşüncelerini kendi içinde yaşayacak. Ben ülkücüyüm. Bunu söylemekten her zaman gurur duyuyorum. Ama birilerinin söylediği gibi bunu sembolize etmenin bugüne kadar bir farkı olmadı. Mademki bu ülkenin geleceğine ve yönetimine talibiz bizimle birlikte hareket eden, hiçbir siyasi düşüncenin rahatsız olmayacağı söylemlerden uzak durmak zorundayız. Yani bizim şu an yapmaya çalıştığımız budur. Akşener, yarın seçim olsa Diyarbakır’da bir milletvekilimiz garanti dedi geçen gün. Anket yaptırıyor. Ve çok ciddi talipliler olduğunu biliyorum. Batman’da, Bingöl’de, Şırnak’ta… Akşener o bölgeyi çok iyi tanıyan, döneminde çok iyi diyaloglar kurmuş bir insan. Oradaki insanlarımızda bunun farkında.
Biraz daha projelerinizden bahseder misiniz?
Korkuteli hızlı büyüyor ama hormonal büyüyor. Korkuteli’nin büyümesini hormonlu bir büyümeye benzetiyorum. Yaz ve kış nüfusu arasında çok ciddi değişkenlik var. bizim 55 binlik nüfusumuz var stabil. Yazın 200 bini geçiyor. En son numarataj çalışması yaptırdım ben yaklaşık 85 bine yakın bağımsız bölüm. Bunların yüzde 90’ını daire. Geri kalanlar depolar. İş yerleri vs. geçen yıl Korkuteli’nde 600’e yakın bina ruhsatı vermişiz. Yani seneden 3 binin üzerinde daire yapılıyor. Ki bunların yüzde 90’nıda yazlıkçı dediğimiz kesime satılıyor. Her yıl 10 bine yakın bir nüfus artışı Korkuteli’nin üzerine biniyor. 200 binlerin üzerindeyiz. Bu büyümeye yönelik, inşaat yoğunlaşmasına yönelik hizmet açıkları ortaya çıkıyor. Binanın yapılması demek oraya bir alt yapı götürmeniz demek. Hem bizim için hem de Büyükşehir Belediyesi için büyük sıkıntılar çıkarmaya başladı. Mesela bu yıl ciddi anlamda su sorunu yaşadık. Büyükşehir Belediyesi 40, 45 km mesafeden içme suyu getiriyor. Kanalizasyon hatları var. Ben iki etap bitirmiştim ve arıtma tesisini de bitirmiştim 2014 seçimlerinden önce. Şimdi iki etap Büyükşehir Belediyesi yaptı. Önümüzdeki yıl bir bölgeyi daha planladı. Hızlı bir şekilde o açığı kapatmaya çalışıyor ama bu çok kolay değil. Korkuteli bunun ötesinde yüz ölçümü açısından Türkiye’de ilk 20 arasında, ilçeler bazında. Antalya’nın en büyük yüz ölçümüne sahip ilçesi. Bir de dağınık bir yapıda. Metropol şehirlerde bir caddede 5bin nüfusa hizmet verebiliyorsunuz. Çünkü apartmanlar karşılıklı yükselmiş. Kanalizasyon yapıyorsunuz. Çöpünü alıyorsunuz. Ama Korkuteli çok dağınık olduğu için siz Göçerler Yaylası’ndaki veya yukarıdaki mahalledeki yere aynı hizmeti götürmek zorunda kalıyorsunuz. Haliyle bu bizim işimizi zorlaştıran en büyük etkenlerden bir tanesi. O nedenle hızlı bir şekilde alt yapıya yönelik Büyükşehir Belediyesinin yapmaya çalıştığı çalışmalar var. Hani muhalefet partili belediyeler hizmet almaz zihniyeti vardır ya artık öyle değil. Ben onların ne kadar başkanıysam Menderes Türel de onların başkanı. Onların ne kadar sorumluluğu varsa bizim de var. Haliyle bu açığı hızlı bir şekilde kapatmaya çalışıyoruz. Biz kendi belediyemiz anlamında iki yıldır yol çalışmalarına ağırlık verdik. Korkuteli’nin ciddi anlamda bir süreye ihtiyacı var. Kırsal bölge olması, dağınık olması, çok hızlı nüfus artışı olması, sahildeki belediyelere oranla ekonomisinin çok fazla güçlü olmaması. Yani öz kaynaklarıyla ekonomisini güçlendiremiyor olması bazı çalışmaların biraz daha yavaş ilerlemesine neden oluyor.