RAKAMLARA BAKIP, KONGRE İSTENMEZDarbe kalkışması öncesi partinizde yaşananları nasıl değerlendiriyorsunuz?MHP’de çok adaylı kongreler olmuştur. Özellikle 1997’i ele alırsak, neden 1997 diyorum. Sayın Başbuğ’un vefatından sonra Sayın genel başkanımızın seçildiği kongre. Her dönem ısıtılıp ısıtılıp, gündeme getirilen olaylı kongreden başlayan dönemden itibaren genel başkanımızın bir sonraki kongrelerde de karşısına aday çıkmıştır. Ama bu aday süreçlerinden sonra günümüze geldiğimizde 7 Haziran, Kasım arasından oynanan bir oyun vardı. Bir taraf bir blok oluşturmak istedi. Başka bir taraf MHP’nin oyu, vekil sayısı düşsün. Genel başkan itibarsızlaştırılsın. Şimdi bu çıkan arkadaşlarımızın, genel başkan adaylarının yanındaki ülküdaşlarımızın amaçları Bahçeli gitsin de kim gelirse gelsindi. Siyasette böyle bir şey yok. Neden Bahçeli gitsin diyorlar? Devlet Bey bu partiyi en iyi tanıyanlardan birisi. Çünkü Başbuğ’un yanından yetişmiş. Akademik eğitimini Başbuğ’un talimatıyla noktalamış. Yani 47 mazisinden Devlet Bey’in acısı, bilgisi her şeyi var. Biz tabi şuna üzülüyoruz. Sayısal rakamlara bakarak siyasi partilerde inişler, çıkışlar olur. Bu her dönem bütün siyasi partiler için geçerli. Bir bakarsınız yüzde 15 alırsınız. Bir bakarsınız yüzde 10 olur. Baraj altıda olur. Baraj üstü de olur. Rakamsal sonuçlara bakarak kongre talebinde bulunmak bir hak falan değil. Neden değil? Partimizin bu üst kurul delegeleri, sayın genel başkanı ve MYK’yı seçiyor. MYK bir başkanlık divanı oluşturuyor. Başkanlık divanını MYK 8-9-10 Ocak 2015 tarihinde Ankara Kızılcahamam’da bir karar aldı. Buna göre 9 Ekim’le başlayan ilçe kongrelerimiz ve akabinde devam eden il kongrelerimiz 18 Mart 2018’de genel kongremiz yapacağız dedi. Bunun üzerine birden imza kampanyası başladı. Demokratik hakkınız eyvallah ama niye acele edersiniz? 47 yıllık bir siyasi hareketi niye kamuoyunda, basının önünde her gün herkesin bildiği mahkeme süreçlerini, o mahkeme bu mahkeme. İlgisi alakası olmayan hakim karar veriyor. Biz başka hakim karar veriyor. Bugün o hakimler içeride. Buna bir bakmak lazım. Ben kimseyi şucu, bucu diye suçlamıyoruz. Ama bu kararı veren hakimler bugün neden içeride? Buna bakmak lazım. En son nihai kararda kongre yapılsın denildiğinde sayın genel başkanımız dedi ki; 10 Temmuz’da kongreyi yapalım. 10 Temmuz’u neden beklemediler? Niye 19 Haziran’da ısrarla bu kongreyi yapalım, tüzüğü değiştirelim dediler. O meselede de tüzüğü değişikliğini bir madde içinde toparladınız. O gün sizler de takdir edersiniz ki noter başka cevap veriyor. Çağrı heyeti başka bir cevap veriyor. Herkesin ayrı bir rakamı var. Neticede de burada üzüldüğümüz taraf şuydu. 47 yıllık bu hareketin kongreleri arena salonlarında olmalı. 40-50 bin kişilik salonlarda olmalı. Dolayısıyla niye acaba Ankara’nın merkezinden 40 km’lik uzakta, havalimanının dibinde bir otelde 1500 kişilik salonda binlerce kişiyi sıkıştırmaya kalkarsınız? Onun için burada doğrudan bu işin arkasından giden arkadaşlarımız bir şeyle suçlamak ya da itham etmek istemiyorum. Onlar ülküdaşlarımız.KAPTANLAR DEĞİŞTİ, YOLCULAR AYNIDiğer adayların peşinden giden ülküdaşlarınıza çağrı yapabiliyor musunuz?
8 ilçede değişiklik yapıldı. Bu 8 ilçedeki değişiklikleri yaparken beni arayan gazetecilere verdiğim cevap şudur; Nasıl ki göreve geldiğimde benden önceki il başkanları, il yönetim kurulu üyelerine teşekkür ettiğim gibi söz konusu 8 sekiz ilçede görev değişikliği yaptığımda ilçe başkanları ve yönetim kurulu üyelerine teşekkür ettim. Yeni arkadaşlarımızda da hayırlı olsun dedim. Birileri görevi bıraktı ama yeni gelenlerde uzaydan gelmedi sonuçta. Onlar da bu partinin içerisinde üye, delege ya da ülkü ocaklarından değişik kademelerde görev almış arkadaşlarımız. Dolayısıyla bunu bir otobüs yolculuğu olarak düşünün. Bir yerde molaya geldiğiniz zaman kaptan değişir, diğer kaptan gelir. Bunu da öyle düşünmek lazım. Biz kaptanları değiştirdik. Ama yolcular aynı.
MHP’DE FETÖ TEMİZLİĞİ YOK
Bu değişikliği FETÖ temizliği olarak mı görmek lazım? Hayır, FETÖ temizliği değil. Bunun FETÖ ile alakası yok. Ben 29 Mayıs’ta atandığımda ortada FETÖ falan yoktu. Bu FETÖ meselesinin bundan ayrı değerlendirmek istiyorum. Milliyetçiler, ülkücüler ve Türk milliyetçiliğinin temsilcisi siyasi partimizin genel başkanı Devlet Bahçeli Bey geçmişten günümüze kadar her dönem bu hizmet hareketinin faaliyetleri durdurulmalıdır diyordu. Türkçe Olimpiyatları’nda ağlayanlar, sızlayalar biz değildik. Onlarla siyaset yapanlar ya da onlara destek çıkanlar da biz değildik. En azından ben MHP’nin içinde buna rastlamadım. Onun için ben arkadaşlarımızı, partililerimiz FETÖ içindedir diye değerlendiremem.ÜLKÜCÜLÜĞÜ METREYLE ÖLÇÜLMÜYORUZNe olarak değerlendiriyorsunuz?Bu arkadaşlarımız demokratik haklarını kullanarak imza kampanyası başlatmışlar. Biz kongre istiyoruz demişlerdir. Ama genel başkanımızda kongrelerin takvimi ve saati vardır. Onun da takvimi saati dolmadı demiştir. Bizim MYK’da almış olduğumuz karar neticesinde bu kongrenin takvimi budur demiştir. Buna rağmen, 19 Haziran’da Ankara’da MHP olarak kongre yapıyorsunuz. Ama partinin lideri katılmıyor. Sokakta Ahmet, Mehmet, vatandaşların gitmesinde bir şey yok. Görevi başındaki arkadaşlarımız etik olan ve doğru olan şudur; o lideri istemiyorsanız ve imza vermişseniz, o lideri mahkemeye dahi vermişseniz görevinizi bırakmalısınız. Yani başkanlığı bırakmalısınız. Çünkü arkanızda sizin Başbuğ, Alparslan Türkeş, M. Kemal Atatürk ve Devlet Bahçeli posteri var. Bu partinin de bir devlet başkanı var; Devlet Bahçeli. Bu genel başkanı istemiyorsan koltuğu bırakacaksın, ön tarafa geçeceksin, demokratik mücadelene devam edeceksin. Çünkü bu arkadaşlarımızın ülkücülüğü elinden almıyoruz. Bizde bir ülkü metre ölçen bir alet yok. Kimseye teşkilatçılık falan da taslamıyoruz. Dolayısıyla biz bunlara siz 19’undaki kurultaya gittiniz. Biz gitmeyin dediğimiz halde diyoruz.YENİ BAŞKANLARLA UYUM İÇİNDEYİZGörevden aldıklarınız seçilmiş başkan mı? Atanmış başkan mı? Görevden aldıklarımız kongrede seçilmiş başkanlardı. Yenileri atanmış başkan. Ama siyasi partiler kanununda bir kural var. Tüzüğümüz 52, 54 ve 34. Maddesine göre bunları yapmışızdır. Bu maddeler MYK’ya görev verir. Başkanlık divanı görev değişikliği yapabilir. Göreve atama yapabilir. Atama yapılanlardan patimizin tüzüğü ve kanununda şunu belirtir; atanmış başkan kongre ile seçilmiş başkanlar kadar bütün yetkilere sahiptir. Bu ilçe başkanları il teşkilatı ve genel merkezi ile uyum içerisinde çalışacak ilçe başkanlardır.KLAVYE ÜZERİNDEN HAKERET ETTİRMEMDiğerleri uyumsuz muydu?Genel başkanın değişmesini istemişlerdi. Genel başkanın değişmesi için imza vermişlerdir. Liderin katılmayın dediği kurultaya katılmışlardır. Ki sonra bu iptal oldu biliyorsunuz. Ben il başkanıyım. E il başkanı olarak sen genel merkezi tanımazsan, beni tanımazsa elimde yetki varken ben seni niye tanıyayım? Bu demek değildir ki bunun ülkücülüğü tanımıyorum anlamında değil. Bu arkadaşımla yarın bir gün, hastanede, düğünde, cenazede görüşmeyeceğim anlamında değil. Ülkücülerin bir yaşam biçimi, ahlakı, terbiyesi, saygısı sevgisi vardır. Kimse klavyenin başından sayın liderimiz başta olmak üzere, partiyi temsil eden yöneticiler olmak üzere kimseye klavyeyle, sosyal medya üzerinden hakaret yaparsanız, aile içi meseleleri kamuoyuyla paylaşırsanız bunların bedellerini göze almışsınız demektir. Bu şuna benzer, aile içinde kavga ettiğiniz zaman bunu alt kat komşunuza, üst kat komşunuza anlatacak bir durumunuz yok. Durumun özeti bu.ATARKAN İYİ, GÖREVDEN ALINCA KÖTÜDemokrasiyi savunan ve demokrasi nöbetlerinde ön saflarda yer alan bir parti olarak kendi partinizde bu tanımlamaları yaptıktan sonra demokrasiyi nasıl tutabileceksiniz? Demokrasi adına bizde söylenenlerle, uygulananlar tamamen aynı. Şimdi bu partide demokrasi yoktur diyen adaylarımız milletvekili olurken, kendi yaşadıkları şehirde acaba tabana mı soruldu? Acaba mı üyeye sorularak mı milletvekili yapıldı? Siz milletvekili, belediye başkanı adayı olurken kendi tabanınızı mı dinlediniz? Sizin sayın genel başkan yazdı, milletvekili seçildiniz. O zaman demokrasiden neden bahsetmiyorlardı? O zaman demokrasi yok muydu? Ya da bunları da geçtim. Hepsi birbirinden değerli buna bir şey demiyorum. Ama partinin MYK’sında görev yapmışlardı birçoğu. Bugün sayın genel başkana başkaldıranlar MYK’da görev yapanlar. Bakanlık, milletvekilliği, il başkanlığı yapanlar. Vazifeniz varken sayın genel başkana çıktığınızda efendim bu politikalarınızı beğenmiyoruz, burada bir eksiklik var, bu yanlışı giderelim dediniz mi? Şimdi eski bir il başkanı atıyorum bu şehirde lidere muhalefet eden, bize muhalefet eden il başkanlarına soruyorum. Görev yaparken eksikleri hiç genel başkana gidip, paylaştınız mı? Sayın genel başkanım Antalya’da yanlış yapıyoruz dediniz mi? Genel başkanı gördüğünüzde el öpeceksiniz, bugün mevki makam verilmediğinde el öpenlere küfredeceksin. Böyle bir şey yok. Bu arkadaşlarımız neyin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Dün koltuğumuz vardı bugün neden yok?İLETİŞİME AÇIK OLACAĞIZSizin il başkanı olmanızla birlikte MHP Antalya’da neler değişti? Neler değişecek?Basın bir defa çok önemli. Biz bu manada basına çok önem veririz. Ama bazı bölgelerde açıkça ortadadır. Bundan önceki il başkanlarımız basında yer almıyordu diye de söylemiyorum. Onlarda basına yer alıp, açıklama yapıyorlar. Ama her yiğidin bir yoğurt yiyişi vardır tabirinden yola çıkarsak, ben göreve atandığım günden itibaren yazılı basın açıklamaları yapıyorum. Bana ulaşan her gazeteciye, yüzünü görmediysem bile cevap veriyorum. Tabi teyidini alıyorum. Sorduğu her soruyu cevaplıyorum. Neden kaçayım? Ben siyaset yapıyorum. Dolayısıyla yapmış olduğum siyaseti kamuoyuna halka, vatandaşa ulaştırabilmenin yolu, yönteminin de basın olduğunu biliyorum. Ben bundan sonra ayda bir defa Antalya’da köşe yazarları, medya yöneticileriyle de bir araya gelerek onların iş işleyişiyle alakalı bizim yapabileceklerimiz manasında bir araya geleceğiz. Bu şehirde özgün, tarafsız, kendisini kanıtlamış, yasal, millete bir şey anlatan bütün basın kuruluşlarıyla bu çalışmalarımız yürüteceğiz. Çünkü ben yapmış olduğum faaliyetleri sizlerin aracılığıyla kamuoyuna paylaşacağım.MİLLİYETÇİLİK NUTUKLA SÖYLEMLE OLMAZLara’da yapılan eylemin başını çeken Ülkü Ocakları Başkanıydım. Gençlerle slogan atarak o eylemde bulundum. Dokuma ’da İbrahim Bey’in başlatmış olduğu çadırla beraber o eylemde polise çevik kuvvete arabalarını çekin, çadırları kaldıracağım dediğinde başkan olarak direniş gösterdim. Yıllar önce bir TV programında dönemin il başkanları; Rahmetli Hamza Taş harici, Ahmet Kişli, Nizamettin Sağır, Ömer Melli, Baştuğ Çalışır vardı. Televizyonu kapattım, arabama bindim kanala geldim. Seyircinin oturduğu yerden söz almak istiyorum dedim. Ben bir şiir okumak istiyorum dedim ve şiir okudum. ‘Ömrüm Boyunca bir ağaç Olmak İstedim’ diye bir şiir okudum, şiiri bitirdim, bittikten sonra ‘konumuzla ne alakası var’ dediler. Ben de; şehrin bazı iş adamları helikoptere biniyor, şehri yukarıdan seyrediyor. Nerede güzelim yeşil alan varsa bakıyor. Bu güzelim yeşil alanları da kendisine taze bir et gibi görüyor. O güzelim yeşil alanlara da timsah gibi saldırıyorlar. Bizler timsah avcılarıyız dedim reklama girdiler. Çünkü biz meseleye nutuk olsun anlamında bakmıyoruz. Bir adam çevreyi kirletmiyorsa, en büyük Türk milliyetçisidir. Bir adam, bir ağaç dikiyorsa en büyük Türk milliyetçisidir. Yani sadece nutukla, söylemle değil. Bu toplumla yaşayan her canlının topyekûn ilgilenen bir siyasi hareketin temsilcileriyiz.ÜLKÜ OCAKLARI HER YERDEÜlkü Ocaklarından bahsettiniz. Nerede bu ocakların gençleri? Neden ocaklarda yetişen gençlerin sesini son yıllarda duymuyoruz? Bundan sonra duyacak mıyız? Sizin gibi meydanlarda savaşan gençleri göremiyoruz. Ne zaman gün yüzüne çıkacaklar?Ülkü Ocakları her zaman gündemde. Ülkü Ocakları dünyanın en büyük sivil toplum örgütü. Ne mutlu ki biz o ocaktan yetişmişiz. Onun onurunu, gururunu yaşıyorum. Şimdi ki arkadaşlarımız da çalışmalarını yürütüyorlar. Kentin sorunlarıyla ilgileniyorlar. Ulusal anlamda her meseleyle ilgileniyorlar. Ama medya ile bir kopukluk var. SANATSAL BİR BAKIŞ AÇISIYLA DA BAKIYORUM.Ben 1999’dan bun yana Türk Telekom’da çalışıyorum. Maaşımı oradan alıyorum. İl başkanı oluncaya kadar da sanatçılık yapıyordum. Hatta bazı muhalefetler bu işler saz çalmaya, türkü söylemeye benzemez dediler. Geriye dönüp bir bakın. Osmanlı padişahlarında da şairlik, ressamlık vardı. Demek ki bunlar benim ekstra meziyetlerim. Ben şehre siyasi olarak baktığım gibi bu şehre sanatsal bir bakış açısıyla da bakıyorum.MANAVGAT SORUNUNeden milletvekili seçimlerinde Manavgat ön planda? Listede bir karma göremiyoruz.Manavgat ile ilgili bu durum, 7 Haziran’da gündeme geldi. Ondan önce öyle bir şey yok. Antalya bir siyasetçi için hareket etmesi, ziyaret etmesi zor olan bir şehir. 5 dakika çay içerek dolaşacağım dediğinizde 1 gün Doğu, 1 gün Batı ilçelerine ayırıyorsunuz. 1 gün Korkuteli, 1 gün Akseki derken, 4 gününüz gidiyor. Ancak bu tamir edilemeyecek bir şey değil. Bu önümüzdeki seçim süreçlerinde düzeltilemeyecek bir şey değil. Buna da şöyle bir açıklı getirmek isterim. Bunun bilinmesinde fayda var. Biz genel seçim yapıyoruz. Milletvekili seçiyoruz parlamentoya. Bu vekiller Antalya’yı temsil ediyorlar aynı zamanda. Bir vekil sadece Manavgat’a hizmet etmez. O zaman böyle değerlendirirsek 19 tane ilçemiz var. Mesela CHP’de Niyazi Nefi Kara’da Manavgatlı, Devrim Kök de Manavgatlı. AKP’de İbrahim Bey Manavgatlı.Biz MHP’de kadın temsilciler görmek istiyoruz.Antalya siyasetinde geriye döndüğümüzde ilk kadın meclis üyesi MHP’dedir. AKP’de, Demokrat Parti’de, ANAP’ta yokken, CHP’de bile yokken Antalya’da kadın belediye meclis üyesi MHP’deydi. Yine diğer partilerde yokken ilk kadın milletvekili MHP’deydi.Bununla mı yetineceğiz yani?Hayır, ben yetineceğiz demiyorum. Hatta ilk kadın ilçe başkanı bile MHP’dedir. Siyaset uzun soluklu bir şeydir. Siyaset zamanlama sanatıdır. İstikrar, sabır gerektirir. Nedeni şu; bugün bakın İlknur Hanım MHP’de İl Toplum Kuruluşlarından sorumlu İl Başkan Yardımcısıdır.MHP TÜRK MİLLETİNİN SİGORTASIDIR.Ankara meclis kulislerinde MHP, AKP’nin kurtarıcısı deniliyor. Siz buna katılıyor musunuz?MHP, AKP’nin kurtarıcısı diye bir düşünceye katılmıyorum. MHP en başta 1965’te cumhuriyetçi köylü ile başlayıp, 1969’da milliyetçi hareketle devam eden bu siyasi döngülerde, geriye dönük baktığımızda devletin devamlılığı, milletin bekası adına üzerine ne görev düşüyorsa onu yerine getirmiştir. MHP, Türk milletinin sigortasıdır.MUSTAFA AKSOY KİMDİR?1979 doğumluyum. 1998’de Gazipaşa Ülkü Ocakları başkanıydım. O zaman yaşım 20 bile olmamış. Genel başkanımız 97’de seçilmiş. Yani 1 yıl sonra Gazipaşa Ülkü Ocakları Başkanıydım. 1998-2001 arası Gazipaşa Ülkü Ocakları başkanlığı, 2001-2003 arası Ülkü Ocakları İl Başkan Yardımcılığı, 2003-2004 askerlik, 2004-2005 arası Ülkü Ocakları İl Başkan Yardımcılığı, 2005-2009 Ülkü Ocakları İl Başkanlığı, 2009-2011 arası Kepez MHP İlçe Başkan Yardımcılığı, 2011’de milletvekili aday adayı olarak istifa ettim. Listede yoktum 2012 kongresinde seçildim. İl Başkanlığı Başkan Yardımcılığı. 2015’te MHP Merkez Disiplin Kurulu Üyesi, 29 Mayıs 2016’da da MHP Antalya İl Başkanlığı. Bunların yanında 1994’ten atandığım güne kadar Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı’nın Genel Merkez sanatçısı olarak Avrupa’yı, Türki Cumhuriyetleri, Türkiye’yi karış karış dolaştım.