ANTALYA’NIN TAMAMINA HİTAP EDİYORUZAntalya’nın batı ilçelerinin tek milletvekilisiniz. Bu sizin için bir handikap doğuruyor mu? Doğuya yapılacak yatırımlara diğer milletvekilleri birlik olabilir ama batıya yapılacak yatırımda siz tek mi kalıyorsunuz?Olmuyor. Tam tersi bana destek oluyorlar. Antalya tek bir seçim bölgesi. Milletvekilleri de aslında Anayasa’ya göre Türkiye’yi temsil ederler. Dolayısıyla batı, doğu ayrımı temsiliyet bakımından bir sorun oluşturmuyor. Ancak avantajı oluyor. Antalya çok büyük bir coğrafya. Bu kadar büyük bir coğrafyada milletvekillerinin farklı noktalarda olması büyük avantaj. Ben aslen Kaşlıyım ama doğma büyüme Finikeliyim. Eşim Kumlucalı. Yaylamız Elmalı’da. Batıyı çok iyi biliyorum. Batıyı bildiğim kadar Gazipaşa’yı tanıma şansım yok. Çünkü orada yetişmişim. Bu AK Parti için bir avantaj. Artık AK Parti nasıl Antalya’nın doğusunun sorunlarını, merkezin sorunlarını algılıyorsa batının sorunlarını da algılıyor. Biz bunu avantaja çeviriyoruz. Sağ olsunlar sayın bakanımız liderliğinde ekip ruhumuz var. Dolayısıyla bu ekip ruhuyla beraber doğuyu, batıyı, merkezlerdeki sorunların çözümü, yatırımların yapılması anlamında her şeyi Ankara’ya çok daha kolay bir şekilde iletebiliyoruz. Ben Antalya’nın doğusunu da biliyorum. İbradı Kaymakamlığım var. O dönem içerisinde Akseki’de, Gündoğmuş’ta, Manavgat’ta kaymakam vekilliklerim var. Yaklaşık 3 yıl o bölgede çalıştım. Arkadaşlarımın ne kadar batıdan olmasalar bile il başkanlıkları var. Hüseyin Bey’in, Mustafa Bey’in, Gökçen Hanım’ın il başkanlıkları var. Ondan dolayı Antalya’yı iyi tanıyorlar. Oraları iyi tanımak Antalya’nın tamamını iyi tanımak demektir. İbrahim Bey, bürokrat. Tamam, ama Gazipaşa’da da çalışmış, Kaş’ta da. Dolayısıyla o da bu bölgeleri biliyor. Biz Antalya’nın her karışını anlayabilecek bir kadroya sahibiz diğer partiler farklı olarak. Hangi noktaya giderseniz gidin o noktalarla yakın temas kurabilecek durumdayız. Bu herhalde genel merkez tarafından, üst kurlar tarafından milletvekilleri belirlenirken gözönüne alışmış kriterdir diye düşünüyorum. AK Parti’nin başarısının altında da bu var. Her coğrafyayı temsil edecek, her katmanı temsil edecek milletvekillerini meclise götürüyor ki sonuçta başarı var.
ARAMIZDA İŞ BÖLÜMÜ VARFinike ve ötesinin bütün sorunları size mi geliyor? Sizin iş yükünüz daha mı fazla oluyor?Bizim milletvekilleri olarak kendi aramızda bir iş paylaşımımız var. Belli konular belli vekillere veriliyor. Herkesin uzmanlık alanına, ilgi alanına göre paylaşılmış. Coğrafi bir paylaşımımız yok. Ama tabi ki Manavgat’taki, Finike’deki sorunları oralardaki milletvekillerine ulaştırılması daha kolay. Dediğiniz gibi doğal bir kanal oluşuyor. Ama bu iş yükünü arttırmıyor. Biz bütün sorunları masaya yatırıyoruz. Bütün milletvekilleriyle zaman zaman toplantı yapıyoruz. İl başkanımızın koordinasyonuyla belediye başkanlarımızın katılımıyla hangi konu kiminle ilgiliyse o konu üzerinde çalışıyoruz. Bazen bir konunun üzerine bir vekil değil bütün vekillerin gitmesi gerekiyor. Hatta biz bakanlıkları birlikte ziyaret ediyoruz. Bu da yükümüzü eşitliyor.
UYUMUMUZ BAŞARI GETİRİYOR AK Parti milletvekilleri arasında uyum var. Siz bu uyuma dahil olabildiniz mi?Kendi aramızda takım liderimizle beraber bir uyumumuz var. Bir takımız hakikaten . Herkes kendi görevini biliyor ve yerine getiriyor. Büyük ataklar yapılması gerekirse hep beraber bunun içine dahil oluyoruz. Hem tabanı, hem siyaseti, hem devleti, hem de bürokrasiyi anlama anlamında da çeşitliliğimiz var. Tabi bir de bakanımız var. Bu sanki özel hazırlanmış bir kadro gibi. Bu kadro da beraberinde başarıyı getiriyor. İl başkanımız Rıza Sümer, Antalya’da derleyici, toplayıcı konumunda. O da hem Antalya’yı, hem siyaseti, hem de AK Parti’yi biliyor. Dışarıdan paraşütle gelmiş bir yok, bu da bizi başarıya götürüyor. Tabi belediye başkanlarımızı da atlamayalım. Menderes Türel başkanımızda daha önce Antalya’yı ticaret dünyasından biliyordu. Daha sonra yöneticilikle bildi. Daha sonra gitti Ankara’da büyük parçayı gördü. Tekrardan halkın teveccühü ile belediye başkanı oldu. Bu süreçte beraber bakıyorsunuz ortada organize olmuş bir ekip var. KAŞ SEVGİMİ TEST ETTİRMEM Kaş’a havaalanı yapılmasına bir kısım ilçe halkı karşı çıkıyor, Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?Kaş’tan 20 kişilik bir grup bunu istemediğini söyledi bana. 20 kişilik grup dışında Kaş halkının tamamının talebi var. Otelcilerin bu anlamada talebi var. Ben Kaşlıyım. Hakikaten Kaş sevgimin test edilmesini istemem. Batı Antalya’nın bir ulaşım sorunu var. Turizmden öte bir ulaşım sorunu var. Hem kara yoluyla hem de hava yoluyla. Şu an 57’den fazla havaalanına sahibiz. İki havaalanının arası hiçbir zaman 300 km bulmuyor. Bakın Antep, Osmaniye, Adana, Urfa’ya bakın. Maraş’a gidin 100 km aralıkla 5 havaalanı vardır. Oysa Kaş Batı Antalya’da 250 bin nüfuslu bir coğrafya. Iğdır’ın nüfusundan 5 katla fazla bir yer. Havaalanı çok elzem bir ihtiyaç. İnsanlar artık havayolu ulaşımını ile gelip, gitmek istiyor. Dalaman, Demre, Kaş arası 200 km., havaalanına ulaşmanız 4 saat sürüyor. Dolayısıyla oraya havaalanı ihtiyacı var. Ha bu havaalanı yapılırken çevresel duyarlılık konusu varsa eyvallah ona bende katılıyorum. Ben Kaş’ı, doğayı bu konuda hassas olanlar kadar seviyorum. Hatta onlarda daha çok sevdiğimi iddia ediyorum. Biz Kaş’ın içinde havaalanı yapmayacağız ki. Bizim yapacağımız havaalanı Kaş’a 15-20 km uzaklıkta olacak.Antalya’da kültür ve inanç turizmi için neler yapılıyor? Münir Karaloğlu Van Valisi iken, siz vali yardımcısı olarak görev yapıyordunuz. Kapalı olan tarihi camileri açarak projeyi hayata geçirdiniz bunu Antalya’da da yapmayı planlıyor musunuz? Başladık zaten öyle bir projeye. Van benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Sayın valimizle çalışmak benim için ayrı tecrübe. Zaten kendisi çok deneyimli bir yönetici. Bizde orada bir felaketi beraber yönettik, Van depremini. Ama Van’ın farklı özellikleri vardı. Onları markalaşması, ayağa kalması için farklı özellikler yapmıştık. Şimdi buraya gelir gelmez zaten bunlar üzerinde konuştuk.
TURİZMİN SAVUNUCUSUYUMSufi Yolu Projesi ile ilgili çalışma başlattığınız. Projede son durum nedir? Sufi Yolu projesiyle batı ilçelerini hareketlendirme anlamında bir artı katmış olunuyor.Bizim batı için konseptimiz şu, Doğu’daki Kemer’deki konseptimiz belli. Güneş, kum ön plana çıkmış ama Kaş, Finike, Kalkan beraberinde Elmalı bölgesinde bu butik turizmi, kültür turizmini yani alternatif turizmi bu bölgede yoğunlaştırmak istiyoruz. Bu bölgeyi o hale getirmek istiyoruz. Zaten örnekleri var Çıralı. Portakal bahçelerinin içinde ahşap pansiyonlar var. Olimpos, Adrasan aynı şekilde. 5 yıldızlı otellerin olmadığı tatil konsepti. Diğer taraftan Kekova. Bende bu turizmin savunucusuyum bu bölgede. Turizmi çeşitlendirme açısında bunlara ihtiyaç var. Aynı şeyi batıda da yapacağız. Alanya’nın da, Manavgat’ın da bu anlamda güzellikleri var. Manavgat’ımız arkasındaki barajımız tek başına bir güzellik. Bölgede 1000 yaşından büyük kestane ağaçlarımız var, konaklar var. Bunların hepsi turizme, kültüre kazandırılacak. Bu en son ki Rus krizinden de ders alarak artık turizmi çeşitlendiriyoruz. Bunları çalışıyoruz. Antalya içindeki insanları bile Kaş’takini Elmalı’ya götürsek bile hareketliliktir. Antalya buradan başlayarak her noktasında desteğe ihtiyaç var. Mesela Kaleköy tek başına doluluk oranın yüzde yüz olan bir yer. İnsanlar orayı talep ediyor. Kaş bu bayramda butik olduğu için insanlar gelmek istiyorlar. Bu konsept tutuyor. Aranan bir konsept. Gidiyorsunuz yerel yiyeceklerle besleniyorsunuz, yerel insanlara tanışıyorsunuz. Ben yurt dışına gidince de bunu istiyorum. Yurt dışına gittiniz zaman tamam şehri geziyorsunuz ama insanlar bu arada nasıl yaşıyor? Sosyal ilişkiler nasıl? Bunu merak ediyoruz. İnsanlar bunları istiyor. Biz buradan para da kazanırız.ÖNCELİĞİMİZ TARIMAynı zamanda tarım kentiyiz. Tarımı destekleme adına neler yapıyorsunuz?Evet, aynı zamanda bir tarım kentiyiz, bu nedenle önceliğimiz budur. Öyle ürünlerimiz var ki; hakikaten marka değeri yok yüksek. Mutlaka bunların markalaşması ile çalışmalarımı oluyor ama daha çok yapmalıyız. Biz turisti veya oraya gelen kişileri gezdirirken sadece antik kentleri göstermeyeceğiz. Domateste hormon kullanmıyoruz arı kullanıyoruz. Bu portakal bahçesi diyeceğiz. Bunlara da destek vereceğiz.SOSYAL MEDYADA DAHA AÇIK POLİTİKA İZLİYORUMPartinin medya tanıtım çalışmalarında yer alıyorsunuz, genel merkezdeki bu konudaki çalışmalardan söz eder misiniz?Sosyal medyayı aktif kullanıyorum. Medyanın, haberleşmenin, iletişimin önemli olduğunu düşüyorum. O açıdan hem fikirlerimi anlatma açısından hem de bana geri bildirim açısından sosyal medya çok önemli. Sosyal medyada yazılan hem yorumları, hem de direkt mesajların tamamını okuyorum. Oralar insanların daha rahat yazabileceği mecralar. O açıdan sosyal medyaya da daha açık bir politika izliyorum. Her mecrada bulunuyorum. Mümkün olduğunca da bana dönülen şeylerin hepsine bakıyorum. Ama kendimi de anlatma açısından. Yaptığımız işi anlatamazsak bu sefer farklı noktalara gider. Bir de çok hızlı bir akış var. Yalnızca geleneksel medyaya bağlı kalsak belki orada da geri kalmış olabiliyoruz. Onun için sosyal medyayı kullanıyorum. Diğer taraftan farklı çalışmalar yapıyorum. Seviyorum ben görsel çalışmayı. Uslugiller diye bir çalışmam var. Antalya çok bir yer. Hem Antalya’yı hem de kendimizi tanıtalım. Profil çizelim dedik. Fikir benden çıktı. İçine bakarsanız politik hiçbir şey yok. Tek bir yere AK Parti yazdık. O da AK Parti Milletvekili olduğum için. Onun dışında ısrarla Antalya’yı ön plana çıkardık. Bunu sürekli basıyorum. Çok talep var. Sayıları 30 binleri buldu. Çocuklara hediye ediyorum çok hoşlarına gidiyor. Boyama gidiyor. Burada Kaş’ı boyuyor. Bakıyor Kaş’ta yamaç paraşütü yapılıyor. Demre’ye geliyor, oranın biberi çok özelidir diyorsunuz. Biz Uslugiller ailesi olarak asitli şeyleri asla içirmiyoruz. Beraberinde böyle sosyal mesajlar şehrimizle ilgili mesajlarda veriyoruz. Bunun hem etkili olduğunu gördüm, hem de güzel bir çalışma olduğu konusunda çok fazla geri dönüş olunca artık bunu devam ettiriyoruz. Şimdi büyük bir talep var. Çizgi film yapın diyorlar. Tabi bu sektörde maliyetleri olan bir şey. Basının çok önemli olduğunu, toplumla iletişimi çok önemli olduğunu düşünüyorum. Basın doğru bilgi verirse, doğru sonuçlara gidiyoruz ama yanlış bilgi verdiği zaman, yanlış gıda nasıl insanların sağlığını bozuyorsa yanlış bilgilerde ruh sağlığını bozuyor. O yüzden bu işleri doğru yapan, doğru yapmaya çalışan basınla temasımı yüksek tutmaya çalışıyorum. Onlarla sürekli görüşüyorum. DOĞRU ALGI İÇİN ÇALIŞIYORUZSizin basına bakışınızla diğer vekillerin bakış açısı aynı değil. Sosyal medyayı hiç kullanmayan vekiller var. Siz medya ve tanıtımdan sorumlu milletvekili olarak bununla ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?Milletvekillerimizin hangi mecrayı kullanacakları kendi inisiyatiflerindedir. Twitter’ı kullanır, Facebook’u kullanmaz. Biz bir kanalların açılması konusunda yardımcı oluyoruz. Mutlaka kullanın dediğimiz bir şey yok. Kullanıyorsa mümkün olduğunca nasıl doğru kullanılabilir? Nasıl doğru algı oluşturulabilir? Bu konuda destek vermeye çalışıyoruz.
KENDİ İNSANIMA HİZMET ETMEK İÇİN SİYASETE GİRDİMSiyasete girme fikri size nereden geldi?Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazandım. O zaman insanlar uçağa binemiyorlar, çok yüksek. Zaten bölgede havaalanı yoktu. Babam beni otobüse bindiriyor. En son babam ‘ oğlum siyaset yapma’ dedi. Gittiğim okul Siyasal Bilgiler Fakültesi. Ben siyasete geçtim. Neden siyaset yapma dedi babam? Çünkü geçmişte siyasetçiler yalan söylerdi. Siyasetin içine girmişseniz kavganın içine girmişsiniz demektir. Siyasetçilerin sonları hep kötü olmuştur. Adnan Menderes asıldı. Bunlar Anadolu insanında çok büyük etkiler bırakmış olaylar. Dolayısıyla siyasetin dışında kalmışlardır. Siyaseti kötü bir alan olarak görmüşlerdir. Oysa siyaset kendi geleceğini belirlemek, kendini yönetmek demektir. Bugün için, yarın için, Antalya için, Türkiye için benim de söyleyecek bir şeyim var demektir. Sonra siyasala gittik, geri döndük. Ben önce ticaretin içinde bulundum. Babam esnaf, hala da esnaflık yapıyor. Sonra kaymakam oldum. Türkiye’nin farklı yerlerinde çalıştım. Ankara’da merkezde göç idaresinde sorumlu olarak çalıştıktan sonra siyaset hep ukde kaldı içimde. Niye? Vali oluyorsunuz kendi hemşerilerinize hizmet etmiyorsunuz. Ama benim özlemim hep kendi şehrime hizmet edeyim istedim. Düşündüklerimi uygulayayım düşüncesi var. Bürokraside bunu uygulamak çok zor. 7 Haziran seçimlerinde meclise girmedik ama 1 Kasım’la beraber milletvekili olduk. Hakikaten onun hazını yaşıyorum. Kendi bölgemde olmak, insanlarla iç içe olmak. Bu talepleri Ankara’ya iletme. Talep iletme derken siyaset sadece icraat, müteahhitlik, yol talebi değil. Bazen insanların farklı talepleri oluyor. Ben o mekanizmayı mümkün olduğunca geniş tutmaya çalışıyorum. İlgili kurumlara iletiyorum. Antalya’yı seviyorum. Bu coğrafyadaki insanlara hizmet etmek büyük bir onurdur diye düşünüyorum.HERKESE VAKİT AYIRIYORUMGenelde siyasetçiler ailelerini geri planda tutmak isterler ama sizde böyle bir durum yok. Bu kadar yer gezerken ailenizle sizinle beraber miydi? Aileyi ön plana çıkarmak şu, işimize karıştırmıyoruz. İş ayrı bir olay, hayat ayrı bir olay. Neticede herkes ailesiyle istişare ediyordur ama karar noktasında onlara karışmıyorlar. Biz bir aileyiz. Çocuklarımızla, eşimizle Atay Uslu’yuz. Seçmenimizle Atay Uslu’yuz. Bu bütünün kopmaması gerektiğini düşünüyorum. İyi yönetici zaman planlaması yapabilen yöneticidir. Ailesine zaman ayırmadığı zaman olayın bir tarafı eksik kalır. O evde yaşayacağı demoralizasyon işine yansır. O yüzden ben bunu dengeli sağlamaya çalışıyorum. Hepsine vakit ayırmaya çalışıyorum. Ayırabileceğimizi düşünüyorum, doğru zaman planlamasıyla. Bugün dünyanın süper gücü Amerika. Bakıyorsunuz Obama’ya, eşiyle beraber hamburgerciye gidebiliyor. Veya kendisi basketbol maçına gidebiliyor. Dolayısıyla bende çocuklarıma da vakit ayırabiliyorum. Bazen gittiğim yerlere çocuklara beraber gidiyorum. Ben akşam toplantı yaparken onlarda oranın güzelliklerini yaşıyorlar. Sonra beraber oluyoruz. Bu kopukluğun olmasını asla istemiyorum. Bununda olumlu faydasını görüyorum. Onun motivasyonu, heyecanı beni daha çok hizmete yönlendiriyor. Eşim matematik öğretmeni ama çalışmıyor. Bizim ev aşağı yukarı bir sınıf, dolayısıyla evde çalışıyor şu anda. Normalde bizim evimiz Ankara’da. Çocuklar orada okula gidiyorlar. Ama yaz tatili başladığı gün Finike’deki evimize geliyorlar. Burada kalıyorlar. 4 ay daimi olarak Finike’de kalıyoruz aile olarak. Diğer aylarda Ankara’da yaşıyoruz. Çünkü Ankara’da olduğumuz zaman da ailenizin olması gerekiyor. Çocukları görmek gerekiyor. Şimdilik bunu sağlayabiliyoruz. Çocuklarda küçük zaten. 5-6-8 yaşlarında çocuklarım. Evi ihmal etmiyorum. Herkese de ailenizi ihmal etmeyin diyorum. Çünkü bu çocuklar bizim geleceğimiz. TAŞ OCAKLARI KONUSUNDA HASSASIMFinike’de taş ocakları için ilgili ormanların yok edilmesi ve çok fazla ruhsat verilmesi ile ilgili mücadeleniz var mı?Taş ve mermer sanayi Türkiye’de önemli bir sektör. Ben hiçbir sektöre ya da konuya tamamen karşıyım ya da yanındayım demiyorum. Ama net bir şekilde söyleyeyim taş ocaklarının denizi gören noktalarda açılmasına karşıyım. Görsel kirlilik oluşturacak. Veya tarım alanlarına yakın noktalara taş ocakları açılmasına karşıyım. Ama bunun dışında taş madeninin değerlendirilmesi, ekonomiye kazandırılması, istihdama katkısının devam ettirilmesi bakımından gerektiğimi düşünüyorum. Taş ocakları açıyoruz, işliyoruz, kullanıyoruz bittikten sonra kapatma konusunda, o alanın eski haline getirilmesi konusunda yavaş davranıldığını hissediyorum. Bu konuyu diğer milletvekillerimle konuşuyoruz. Bir düzenleme yaptıracağız. Bir ocak açılıyor 30 yıllığına kiralanıyor. 10 yıl sonra kalite, verim bitmiş. İşletme sahibinin 20 yıl daha kullanım hakkı var ama orada. Öylece bırakıyor. Oranın kısa sürede eski haline getirilmesi noktasında işletme sahipleri için yasal değişiklik üzerine çalışıyoruz. Denizi gören ve tarım alanlarında tarıma zarar verecek noktalarda taş ocaklarının açılmaması, açılan ocakların kullanılan sisteme katkı sağlaması, taş ocaklarının işlevi bittikten sonra eski haline getirilmesi noktasında hızlandırılmasıyla ilgili çalışma yapıyoruz. Bu konuda da çok hassasız.
VALİ KARALOĞLU İLE ÇALIŞMAKTAN ÇOK MUTLUYUM Önceden Vali Karaloğlu’nun yardımcısıydınız şimdi ise milletvekilisiniz. İlişkileriniz nasıl? Sayın Valimi Van’a gitmeden önce tanımıyordum. Tayini çıktı gittik. Orada kader birliği oluştu. Büyük bir deprem yaşadık. Beraber ve sonrasında iyileştirme çalışmalında bulunduk. Kendisi çok üstün başarı gösterdi. Sayın Valimiz 25 bin konutu tamamlayarak teslim etti. Bürokrasiye takılmadı. İşleyişi takılmadı. Bürokraside 25 bin konutun yerini tespit etmek bile sorundur. Eksi 10 derecede o inşaatları yaptılar. 3 yıl beraber çalıştık. Bu süreçte ben kendisiyle çok uyumlu çalıştım. Ondan sonra buraya tayini çıkıncıda çok mutlu oldu. Olayları farklı gören, çözüm odaklı, Ankara’yı bilen bir valimizle çalışmak benim için bir avantaj oldu. Aynı çalışma şeklini devam ettiriyoruz. Biz orada açıkçası abi, kardeş ilişkisindeydik. Bugün sayın valim Ankara’da. Beni aradı Ulaştırma Bakanlığı’yla görüşecekmiş. Şunu da söyleyelim dediğiniz bir şe varsa bir not gönderin, atadığımız olabilir onu da iletelim dedi. Aynı durum burada da geçerli. Herhangi bir protokol yapmıyoruz. Van’da da yapmıyorduk. Sayın Vali zaten protokol valisi değil. Bunu da geldiği ilk günden beri göstermiştir. O da bir avantaj olarak devam ediyor. Biz 7 milletvekili, sayın valimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız, diğer belediye başkanlarımızla beraber büyük hizmetler yapacağız. Sizde hissediyorsunuzdur. Sayın bakanımızda bizim için çok önemli. Her konuda bize yardımcı oluyor. Mevlüt Bey Antalya aşığı. Sayın valimle burada çalışmaktan dolayı çok mutluyum.
İLK SELAYI OKUTTUK15 Temmuz gecesini nasıl yaşadınız? O akşam Mustafa Köse, Rıza Sümer ile birlikteydik. Bir gün önce mecliste büyük bir kanun tasarısı vardı. Geçirmek için mücadele ederken normalde Perşembe akşamıydı, yetiştirmek için Cuma’da çalışacaktık. Muhalefet bizim bir maddeyi çekmemiz durumunda geçireceğini söyledi. Bizde bizim grubumuzdaki maddeyi çekince kanun geçti. Bizde Antalya’ya koştuk. Cuma gecesiydi. Düğünlere katıldım ben. Daha sonra Kumluca’daki nişanda beraber buluştuk. Nişana giderken beni arkadaşlarım aradı. Türkiye’de olağanüstü bir durum var. Askeri hareketlilik var. 9-10 arası geldi telefon. Bende teyit etmeye çalışıyordum farklı kaynaklardan. Zaten nişan başlamıştı. Bu olaylar olunca biz hemen kalktık. Darbe teşebbüsü olduğunu bile bilmiyorduk. Bir hareketlilik var. Arkada bir oda vardı, geçtik. Haberleri teyit ettim. Ben o dakikada jandarmada üst düzey bir yöneticiyi aradım. Telefona bakmadı. Tekrar aradım, bakmadı. Darbe teşebbüsünü bilebilecek biriydi o. Onu aradım ısrarla. Bakmadı telefonlara. Diğer arkadaşları arayınca baktık ki durum kritik. Rıza Bey, biz merkeze gidelim. Sen batıda kal burayı organize et dedi. Sonra aradığım arkadaş, jandarmaya gidip orayı ele geçirmek isteyen darbeci askerlerin ateşine maruz kaldı. Ağır yaralandı. Şimdi görevine devam ediyor. Tam benim aradığım dakikada çatışıyorlarmış. Ben sağlam bir arkadaşımız olduğunu bildiğim için onu aradım.. Hemen görev bölümü yaptık. Arkadaşlar Antalya’ya gitti, ben Finike, Kumluca bölgesinde kaldım. Finike’de 12 gibi bir pikap hazırladık. Üzerinde de megafon koyduk. Meydanlara çıktık. Dedik ki darbe teşebbüsü var, herkes meydanlara çıksın. Bu ara kendi AK Parti vekillerimizin, bakanlarımızın olduğu bir whatsapp grubu var. Orada ben uçaklar geçti, bomba atılıyor diyorum. Düşmeyen uçakları darbeci uçaklar düşürüldü diye yazıyorduk. Çünkü kimse bilmiyor daha ne olduğunu. Biraz daha direnelim, direnişe devam. Böyle şeyler yazıyorum. Osman Artan beni aradı. Dedim ki acilen sela okut. Herkes sokağa çıksın. Ondan sonra bunu gruba yazdım. Tüm Türkiye’de selalar okutuldu. İlk biz okuduk. Osman Bey Korkuteli’ndeymiş. İlk defa okudu. Biz şimdi onların kalıntılarını temizliyoruz. Bu konuda çok dikkatli davranıyoruz. Birincisi darbeci olan hiç kimse herhangi bir kurumda kalmamalı. İki bu konuda kimse mağdur olmamalı. Kimse mağdur olmasın diye iki mekanizma geliştirdik. Yeniden itiraz mekanizması. İsimsiz ihbarlarla ilgili durumları işleme koymayacağız. Bu ikisi içinde çalışıyoruz. Mağduriyet ortaya çıkmasın diye. Ama bu örgüt o kadar sinsi bir terör örgütü ki onlara ulaşma konusunda bizde hassas çalışıyoruz.
ARAMIZDA İŞ BÖLÜMÜ VARFinike ve ötesinin bütün sorunları size mi geliyor? Sizin iş yükünüz daha mı fazla oluyor?Bizim milletvekilleri olarak kendi aramızda bir iş paylaşımımız var. Belli konular belli vekillere veriliyor. Herkesin uzmanlık alanına, ilgi alanına göre paylaşılmış. Coğrafi bir paylaşımımız yok. Ama tabi ki Manavgat’taki, Finike’deki sorunları oralardaki milletvekillerine ulaştırılması daha kolay. Dediğiniz gibi doğal bir kanal oluşuyor. Ama bu iş yükünü arttırmıyor. Biz bütün sorunları masaya yatırıyoruz. Bütün milletvekilleriyle zaman zaman toplantı yapıyoruz. İl başkanımızın koordinasyonuyla belediye başkanlarımızın katılımıyla hangi konu kiminle ilgiliyse o konu üzerinde çalışıyoruz. Bazen bir konunun üzerine bir vekil değil bütün vekillerin gitmesi gerekiyor. Hatta biz bakanlıkları birlikte ziyaret ediyoruz. Bu da yükümüzü eşitliyor.
UYUMUMUZ BAŞARI GETİRİYOR AK Parti milletvekilleri arasında uyum var. Siz bu uyuma dahil olabildiniz mi?Kendi aramızda takım liderimizle beraber bir uyumumuz var. Bir takımız hakikaten . Herkes kendi görevini biliyor ve yerine getiriyor. Büyük ataklar yapılması gerekirse hep beraber bunun içine dahil oluyoruz. Hem tabanı, hem siyaseti, hem devleti, hem de bürokrasiyi anlama anlamında da çeşitliliğimiz var. Tabi bir de bakanımız var. Bu sanki özel hazırlanmış bir kadro gibi. Bu kadro da beraberinde başarıyı getiriyor. İl başkanımız Rıza Sümer, Antalya’da derleyici, toplayıcı konumunda. O da hem Antalya’yı, hem siyaseti, hem de AK Parti’yi biliyor. Dışarıdan paraşütle gelmiş bir yok, bu da bizi başarıya götürüyor. Tabi belediye başkanlarımızı da atlamayalım. Menderes Türel başkanımızda daha önce Antalya’yı ticaret dünyasından biliyordu. Daha sonra yöneticilikle bildi. Daha sonra gitti Ankara’da büyük parçayı gördü. Tekrardan halkın teveccühü ile belediye başkanı oldu. Bu süreçte beraber bakıyorsunuz ortada organize olmuş bir ekip var. KAŞ SEVGİMİ TEST ETTİRMEM Kaş’a havaalanı yapılmasına bir kısım ilçe halkı karşı çıkıyor, Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?Kaş’tan 20 kişilik bir grup bunu istemediğini söyledi bana. 20 kişilik grup dışında Kaş halkının tamamının talebi var. Otelcilerin bu anlamada talebi var. Ben Kaşlıyım. Hakikaten Kaş sevgimin test edilmesini istemem. Batı Antalya’nın bir ulaşım sorunu var. Turizmden öte bir ulaşım sorunu var. Hem kara yoluyla hem de hava yoluyla. Şu an 57’den fazla havaalanına sahibiz. İki havaalanının arası hiçbir zaman 300 km bulmuyor. Bakın Antep, Osmaniye, Adana, Urfa’ya bakın. Maraş’a gidin 100 km aralıkla 5 havaalanı vardır. Oysa Kaş Batı Antalya’da 250 bin nüfuslu bir coğrafya. Iğdır’ın nüfusundan 5 katla fazla bir yer. Havaalanı çok elzem bir ihtiyaç. İnsanlar artık havayolu ulaşımını ile gelip, gitmek istiyor. Dalaman, Demre, Kaş arası 200 km., havaalanına ulaşmanız 4 saat sürüyor. Dolayısıyla oraya havaalanı ihtiyacı var. Ha bu havaalanı yapılırken çevresel duyarlılık konusu varsa eyvallah ona bende katılıyorum. Ben Kaş’ı, doğayı bu konuda hassas olanlar kadar seviyorum. Hatta onlarda daha çok sevdiğimi iddia ediyorum. Biz Kaş’ın içinde havaalanı yapmayacağız ki. Bizim yapacağımız havaalanı Kaş’a 15-20 km uzaklıkta olacak.Antalya’da kültür ve inanç turizmi için neler yapılıyor? Münir Karaloğlu Van Valisi iken, siz vali yardımcısı olarak görev yapıyordunuz. Kapalı olan tarihi camileri açarak projeyi hayata geçirdiniz bunu Antalya’da da yapmayı planlıyor musunuz? Başladık zaten öyle bir projeye. Van benim için çok büyük bir tecrübe oldu. Sayın valimizle çalışmak benim için ayrı tecrübe. Zaten kendisi çok deneyimli bir yönetici. Bizde orada bir felaketi beraber yönettik, Van depremini. Ama Van’ın farklı özellikleri vardı. Onları markalaşması, ayağa kalması için farklı özellikler yapmıştık. Şimdi buraya gelir gelmez zaten bunlar üzerinde konuştuk.
TURİZMİN SAVUNUCUSUYUMSufi Yolu Projesi ile ilgili çalışma başlattığınız. Projede son durum nedir? Sufi Yolu projesiyle batı ilçelerini hareketlendirme anlamında bir artı katmış olunuyor.Bizim batı için konseptimiz şu, Doğu’daki Kemer’deki konseptimiz belli. Güneş, kum ön plana çıkmış ama Kaş, Finike, Kalkan beraberinde Elmalı bölgesinde bu butik turizmi, kültür turizmini yani alternatif turizmi bu bölgede yoğunlaştırmak istiyoruz. Bu bölgeyi o hale getirmek istiyoruz. Zaten örnekleri var Çıralı. Portakal bahçelerinin içinde ahşap pansiyonlar var. Olimpos, Adrasan aynı şekilde. 5 yıldızlı otellerin olmadığı tatil konsepti. Diğer taraftan Kekova. Bende bu turizmin savunucusuyum bu bölgede. Turizmi çeşitlendirme açısında bunlara ihtiyaç var. Aynı şeyi batıda da yapacağız. Alanya’nın da, Manavgat’ın da bu anlamda güzellikleri var. Manavgat’ımız arkasındaki barajımız tek başına bir güzellik. Bölgede 1000 yaşından büyük kestane ağaçlarımız var, konaklar var. Bunların hepsi turizme, kültüre kazandırılacak. Bu en son ki Rus krizinden de ders alarak artık turizmi çeşitlendiriyoruz. Bunları çalışıyoruz. Antalya içindeki insanları bile Kaş’takini Elmalı’ya götürsek bile hareketliliktir. Antalya buradan başlayarak her noktasında desteğe ihtiyaç var. Mesela Kaleköy tek başına doluluk oranın yüzde yüz olan bir yer. İnsanlar orayı talep ediyor. Kaş bu bayramda butik olduğu için insanlar gelmek istiyorlar. Bu konsept tutuyor. Aranan bir konsept. Gidiyorsunuz yerel yiyeceklerle besleniyorsunuz, yerel insanlara tanışıyorsunuz. Ben yurt dışına gidince de bunu istiyorum. Yurt dışına gittiniz zaman tamam şehri geziyorsunuz ama insanlar bu arada nasıl yaşıyor? Sosyal ilişkiler nasıl? Bunu merak ediyoruz. İnsanlar bunları istiyor. Biz buradan para da kazanırız.ÖNCELİĞİMİZ TARIMAynı zamanda tarım kentiyiz. Tarımı destekleme adına neler yapıyorsunuz?Evet, aynı zamanda bir tarım kentiyiz, bu nedenle önceliğimiz budur. Öyle ürünlerimiz var ki; hakikaten marka değeri yok yüksek. Mutlaka bunların markalaşması ile çalışmalarımı oluyor ama daha çok yapmalıyız. Biz turisti veya oraya gelen kişileri gezdirirken sadece antik kentleri göstermeyeceğiz. Domateste hormon kullanmıyoruz arı kullanıyoruz. Bu portakal bahçesi diyeceğiz. Bunlara da destek vereceğiz.SOSYAL MEDYADA DAHA AÇIK POLİTİKA İZLİYORUMPartinin medya tanıtım çalışmalarında yer alıyorsunuz, genel merkezdeki bu konudaki çalışmalardan söz eder misiniz?Sosyal medyayı aktif kullanıyorum. Medyanın, haberleşmenin, iletişimin önemli olduğunu düşüyorum. O açıdan hem fikirlerimi anlatma açısından hem de bana geri bildirim açısından sosyal medya çok önemli. Sosyal medyada yazılan hem yorumları, hem de direkt mesajların tamamını okuyorum. Oralar insanların daha rahat yazabileceği mecralar. O açıdan sosyal medyaya da daha açık bir politika izliyorum. Her mecrada bulunuyorum. Mümkün olduğunca da bana dönülen şeylerin hepsine bakıyorum. Ama kendimi de anlatma açısından. Yaptığımız işi anlatamazsak bu sefer farklı noktalara gider. Bir de çok hızlı bir akış var. Yalnızca geleneksel medyaya bağlı kalsak belki orada da geri kalmış olabiliyoruz. Onun için sosyal medyayı kullanıyorum. Diğer taraftan farklı çalışmalar yapıyorum. Seviyorum ben görsel çalışmayı. Uslugiller diye bir çalışmam var. Antalya çok bir yer. Hem Antalya’yı hem de kendimizi tanıtalım. Profil çizelim dedik. Fikir benden çıktı. İçine bakarsanız politik hiçbir şey yok. Tek bir yere AK Parti yazdık. O da AK Parti Milletvekili olduğum için. Onun dışında ısrarla Antalya’yı ön plana çıkardık. Bunu sürekli basıyorum. Çok talep var. Sayıları 30 binleri buldu. Çocuklara hediye ediyorum çok hoşlarına gidiyor. Boyama gidiyor. Burada Kaş’ı boyuyor. Bakıyor Kaş’ta yamaç paraşütü yapılıyor. Demre’ye geliyor, oranın biberi çok özelidir diyorsunuz. Biz Uslugiller ailesi olarak asitli şeyleri asla içirmiyoruz. Beraberinde böyle sosyal mesajlar şehrimizle ilgili mesajlarda veriyoruz. Bunun hem etkili olduğunu gördüm, hem de güzel bir çalışma olduğu konusunda çok fazla geri dönüş olunca artık bunu devam ettiriyoruz. Şimdi büyük bir talep var. Çizgi film yapın diyorlar. Tabi bu sektörde maliyetleri olan bir şey. Basının çok önemli olduğunu, toplumla iletişimi çok önemli olduğunu düşünüyorum. Basın doğru bilgi verirse, doğru sonuçlara gidiyoruz ama yanlış bilgi verdiği zaman, yanlış gıda nasıl insanların sağlığını bozuyorsa yanlış bilgilerde ruh sağlığını bozuyor. O yüzden bu işleri doğru yapan, doğru yapmaya çalışan basınla temasımı yüksek tutmaya çalışıyorum. Onlarla sürekli görüşüyorum. DOĞRU ALGI İÇİN ÇALIŞIYORUZSizin basına bakışınızla diğer vekillerin bakış açısı aynı değil. Sosyal medyayı hiç kullanmayan vekiller var. Siz medya ve tanıtımdan sorumlu milletvekili olarak bununla ilgili bir çalışma yapmayı düşünüyor musunuz?Milletvekillerimizin hangi mecrayı kullanacakları kendi inisiyatiflerindedir. Twitter’ı kullanır, Facebook’u kullanmaz. Biz bir kanalların açılması konusunda yardımcı oluyoruz. Mutlaka kullanın dediğimiz bir şey yok. Kullanıyorsa mümkün olduğunca nasıl doğru kullanılabilir? Nasıl doğru algı oluşturulabilir? Bu konuda destek vermeye çalışıyoruz.
KENDİ İNSANIMA HİZMET ETMEK İÇİN SİYASETE GİRDİMSiyasete girme fikri size nereden geldi?Ben Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni kazandım. O zaman insanlar uçağa binemiyorlar, çok yüksek. Zaten bölgede havaalanı yoktu. Babam beni otobüse bindiriyor. En son babam ‘ oğlum siyaset yapma’ dedi. Gittiğim okul Siyasal Bilgiler Fakültesi. Ben siyasete geçtim. Neden siyaset yapma dedi babam? Çünkü geçmişte siyasetçiler yalan söylerdi. Siyasetin içine girmişseniz kavganın içine girmişsiniz demektir. Siyasetçilerin sonları hep kötü olmuştur. Adnan Menderes asıldı. Bunlar Anadolu insanında çok büyük etkiler bırakmış olaylar. Dolayısıyla siyasetin dışında kalmışlardır. Siyaseti kötü bir alan olarak görmüşlerdir. Oysa siyaset kendi geleceğini belirlemek, kendini yönetmek demektir. Bugün için, yarın için, Antalya için, Türkiye için benim de söyleyecek bir şeyim var demektir. Sonra siyasala gittik, geri döndük. Ben önce ticaretin içinde bulundum. Babam esnaf, hala da esnaflık yapıyor. Sonra kaymakam oldum. Türkiye’nin farklı yerlerinde çalıştım. Ankara’da merkezde göç idaresinde sorumlu olarak çalıştıktan sonra siyaset hep ukde kaldı içimde. Niye? Vali oluyorsunuz kendi hemşerilerinize hizmet etmiyorsunuz. Ama benim özlemim hep kendi şehrime hizmet edeyim istedim. Düşündüklerimi uygulayayım düşüncesi var. Bürokraside bunu uygulamak çok zor. 7 Haziran seçimlerinde meclise girmedik ama 1 Kasım’la beraber milletvekili olduk. Hakikaten onun hazını yaşıyorum. Kendi bölgemde olmak, insanlarla iç içe olmak. Bu talepleri Ankara’ya iletme. Talep iletme derken siyaset sadece icraat, müteahhitlik, yol talebi değil. Bazen insanların farklı talepleri oluyor. Ben o mekanizmayı mümkün olduğunca geniş tutmaya çalışıyorum. İlgili kurumlara iletiyorum. Antalya’yı seviyorum. Bu coğrafyadaki insanlara hizmet etmek büyük bir onurdur diye düşünüyorum.HERKESE VAKİT AYIRIYORUMGenelde siyasetçiler ailelerini geri planda tutmak isterler ama sizde böyle bir durum yok. Bu kadar yer gezerken ailenizle sizinle beraber miydi? Aileyi ön plana çıkarmak şu, işimize karıştırmıyoruz. İş ayrı bir olay, hayat ayrı bir olay. Neticede herkes ailesiyle istişare ediyordur ama karar noktasında onlara karışmıyorlar. Biz bir aileyiz. Çocuklarımızla, eşimizle Atay Uslu’yuz. Seçmenimizle Atay Uslu’yuz. Bu bütünün kopmaması gerektiğini düşünüyorum. İyi yönetici zaman planlaması yapabilen yöneticidir. Ailesine zaman ayırmadığı zaman olayın bir tarafı eksik kalır. O evde yaşayacağı demoralizasyon işine yansır. O yüzden ben bunu dengeli sağlamaya çalışıyorum. Hepsine vakit ayırmaya çalışıyorum. Ayırabileceğimizi düşünüyorum, doğru zaman planlamasıyla. Bugün dünyanın süper gücü Amerika. Bakıyorsunuz Obama’ya, eşiyle beraber hamburgerciye gidebiliyor. Veya kendisi basketbol maçına gidebiliyor. Dolayısıyla bende çocuklarıma da vakit ayırabiliyorum. Bazen gittiğim yerlere çocuklara beraber gidiyorum. Ben akşam toplantı yaparken onlarda oranın güzelliklerini yaşıyorlar. Sonra beraber oluyoruz. Bu kopukluğun olmasını asla istemiyorum. Bununda olumlu faydasını görüyorum. Onun motivasyonu, heyecanı beni daha çok hizmete yönlendiriyor. Eşim matematik öğretmeni ama çalışmıyor. Bizim ev aşağı yukarı bir sınıf, dolayısıyla evde çalışıyor şu anda. Normalde bizim evimiz Ankara’da. Çocuklar orada okula gidiyorlar. Ama yaz tatili başladığı gün Finike’deki evimize geliyorlar. Burada kalıyorlar. 4 ay daimi olarak Finike’de kalıyoruz aile olarak. Diğer aylarda Ankara’da yaşıyoruz. Çünkü Ankara’da olduğumuz zaman da ailenizin olması gerekiyor. Çocukları görmek gerekiyor. Şimdilik bunu sağlayabiliyoruz. Çocuklarda küçük zaten. 5-6-8 yaşlarında çocuklarım. Evi ihmal etmiyorum. Herkese de ailenizi ihmal etmeyin diyorum. Çünkü bu çocuklar bizim geleceğimiz. TAŞ OCAKLARI KONUSUNDA HASSASIMFinike’de taş ocakları için ilgili ormanların yok edilmesi ve çok fazla ruhsat verilmesi ile ilgili mücadeleniz var mı?Taş ve mermer sanayi Türkiye’de önemli bir sektör. Ben hiçbir sektöre ya da konuya tamamen karşıyım ya da yanındayım demiyorum. Ama net bir şekilde söyleyeyim taş ocaklarının denizi gören noktalarda açılmasına karşıyım. Görsel kirlilik oluşturacak. Veya tarım alanlarına yakın noktalara taş ocakları açılmasına karşıyım. Ama bunun dışında taş madeninin değerlendirilmesi, ekonomiye kazandırılması, istihdama katkısının devam ettirilmesi bakımından gerektiğimi düşünüyorum. Taş ocakları açıyoruz, işliyoruz, kullanıyoruz bittikten sonra kapatma konusunda, o alanın eski haline getirilmesi konusunda yavaş davranıldığını hissediyorum. Bu konuyu diğer milletvekillerimle konuşuyoruz. Bir düzenleme yaptıracağız. Bir ocak açılıyor 30 yıllığına kiralanıyor. 10 yıl sonra kalite, verim bitmiş. İşletme sahibinin 20 yıl daha kullanım hakkı var ama orada. Öylece bırakıyor. Oranın kısa sürede eski haline getirilmesi noktasında işletme sahipleri için yasal değişiklik üzerine çalışıyoruz. Denizi gören ve tarım alanlarında tarıma zarar verecek noktalarda taş ocaklarının açılmaması, açılan ocakların kullanılan sisteme katkı sağlaması, taş ocaklarının işlevi bittikten sonra eski haline getirilmesi noktasında hızlandırılmasıyla ilgili çalışma yapıyoruz. Bu konuda da çok hassasız.
VALİ KARALOĞLU İLE ÇALIŞMAKTAN ÇOK MUTLUYUM Önceden Vali Karaloğlu’nun yardımcısıydınız şimdi ise milletvekilisiniz. İlişkileriniz nasıl? Sayın Valimi Van’a gitmeden önce tanımıyordum. Tayini çıktı gittik. Orada kader birliği oluştu. Büyük bir deprem yaşadık. Beraber ve sonrasında iyileştirme çalışmalında bulunduk. Kendisi çok üstün başarı gösterdi. Sayın Valimiz 25 bin konutu tamamlayarak teslim etti. Bürokrasiye takılmadı. İşleyişi takılmadı. Bürokraside 25 bin konutun yerini tespit etmek bile sorundur. Eksi 10 derecede o inşaatları yaptılar. 3 yıl beraber çalıştık. Bu süreçte ben kendisiyle çok uyumlu çalıştım. Ondan sonra buraya tayini çıkıncıda çok mutlu oldu. Olayları farklı gören, çözüm odaklı, Ankara’yı bilen bir valimizle çalışmak benim için bir avantaj oldu. Aynı çalışma şeklini devam ettiriyoruz. Biz orada açıkçası abi, kardeş ilişkisindeydik. Bugün sayın valim Ankara’da. Beni aradı Ulaştırma Bakanlığı’yla görüşecekmiş. Şunu da söyleyelim dediğiniz bir şe varsa bir not gönderin, atadığımız olabilir onu da iletelim dedi. Aynı durum burada da geçerli. Herhangi bir protokol yapmıyoruz. Van’da da yapmıyorduk. Sayın Vali zaten protokol valisi değil. Bunu da geldiği ilk günden beri göstermiştir. O da bir avantaj olarak devam ediyor. Biz 7 milletvekili, sayın valimiz Büyükşehir Belediye Başkanımız, diğer belediye başkanlarımızla beraber büyük hizmetler yapacağız. Sizde hissediyorsunuzdur. Sayın bakanımızda bizim için çok önemli. Her konuda bize yardımcı oluyor. Mevlüt Bey Antalya aşığı. Sayın valimle burada çalışmaktan dolayı çok mutluyum.
İLK SELAYI OKUTTUK15 Temmuz gecesini nasıl yaşadınız? O akşam Mustafa Köse, Rıza Sümer ile birlikteydik. Bir gün önce mecliste büyük bir kanun tasarısı vardı. Geçirmek için mücadele ederken normalde Perşembe akşamıydı, yetiştirmek için Cuma’da çalışacaktık. Muhalefet bizim bir maddeyi çekmemiz durumunda geçireceğini söyledi. Bizde bizim grubumuzdaki maddeyi çekince kanun geçti. Bizde Antalya’ya koştuk. Cuma gecesiydi. Düğünlere katıldım ben. Daha sonra Kumluca’daki nişanda beraber buluştuk. Nişana giderken beni arkadaşlarım aradı. Türkiye’de olağanüstü bir durum var. Askeri hareketlilik var. 9-10 arası geldi telefon. Bende teyit etmeye çalışıyordum farklı kaynaklardan. Zaten nişan başlamıştı. Bu olaylar olunca biz hemen kalktık. Darbe teşebbüsü olduğunu bile bilmiyorduk. Bir hareketlilik var. Arkada bir oda vardı, geçtik. Haberleri teyit ettim. Ben o dakikada jandarmada üst düzey bir yöneticiyi aradım. Telefona bakmadı. Tekrar aradım, bakmadı. Darbe teşebbüsünü bilebilecek biriydi o. Onu aradım ısrarla. Bakmadı telefonlara. Diğer arkadaşları arayınca baktık ki durum kritik. Rıza Bey, biz merkeze gidelim. Sen batıda kal burayı organize et dedi. Sonra aradığım arkadaş, jandarmaya gidip orayı ele geçirmek isteyen darbeci askerlerin ateşine maruz kaldı. Ağır yaralandı. Şimdi görevine devam ediyor. Tam benim aradığım dakikada çatışıyorlarmış. Ben sağlam bir arkadaşımız olduğunu bildiğim için onu aradım.. Hemen görev bölümü yaptık. Arkadaşlar Antalya’ya gitti, ben Finike, Kumluca bölgesinde kaldım. Finike’de 12 gibi bir pikap hazırladık. Üzerinde de megafon koyduk. Meydanlara çıktık. Dedik ki darbe teşebbüsü var, herkes meydanlara çıksın. Bu ara kendi AK Parti vekillerimizin, bakanlarımızın olduğu bir whatsapp grubu var. Orada ben uçaklar geçti, bomba atılıyor diyorum. Düşmeyen uçakları darbeci uçaklar düşürüldü diye yazıyorduk. Çünkü kimse bilmiyor daha ne olduğunu. Biraz daha direnelim, direnişe devam. Böyle şeyler yazıyorum. Osman Artan beni aradı. Dedim ki acilen sela okut. Herkes sokağa çıksın. Ondan sonra bunu gruba yazdım. Tüm Türkiye’de selalar okutuldu. İlk biz okuduk. Osman Bey Korkuteli’ndeymiş. İlk defa okudu. Biz şimdi onların kalıntılarını temizliyoruz. Bu konuda çok dikkatli davranıyoruz. Birincisi darbeci olan hiç kimse herhangi bir kurumda kalmamalı. İki bu konuda kimse mağdur olmamalı. Kimse mağdur olmasın diye iki mekanizma geliştirdik. Yeniden itiraz mekanizması. İsimsiz ihbarlarla ilgili durumları işleme koymayacağız. Bu ikisi içinde çalışıyoruz. Mağduriyet ortaya çıkmasın diye. Ama bu örgüt o kadar sinsi bir terör örgütü ki onlara ulaşma konusunda bizde hassas çalışıyoruz.