Sınıfta kalmış durumda. İl Özel İdaresi’nin bir örgütlenmesi vardı. Bu örgütlemenin tamamı lağvedildi. Büyükşehir Belediyesi’nin içine katıldı. İl Özel İdaresi kendi konumunda sınırı dışında örgütlenmiş bir yapıydı. Yol, su, içme suyu, okul, sağlık ocağı vs. kırsal kesime yapılması gereken hizmetleri planlıyordur, bütçelendiriyordu ve yapıyordu. Büyükşehir Belediyesi olduğunda, 19 ilçeyle ilgili henüz örgütlenmesini sağlıklı bir hale getiremedi. Çünkü ne yapacaklarını bilmiyorlar. Konuyu anlamadılar. Anlayıncaya kadar 5 sene geçecek. Belki daha da çok zaman geçecek. Çünkü ön hazırlık yapılmadan yapılan bir değişiklik. Dolayısıyla süre gerekecek. Hangi siyasi parti olursa olsun, bu geçişte birdenbire bir başarı olması şansına sahip değildi. Bundan sonra yavaş yavaş oturur. İl Özel İdare’nin görev alanı sınırlı olduğu için oralara valiyle il genel meclisiyle daha rahat ulaşıyordu. Problemleri daha rahat çözüyordu. Şimdi Büyükşehir’deki bir daire başkanının diğer konularla ilgili görev varken kırsal kesime şöyle bakıyor, siyasette öyle bakar. Nüfus yoğunluğu nerede çoksa, oraya hizmet yaparsam daha çok hizmet alırım. Ama İl Özel İdaresi mantığında orada bir köy, o köyde bir insan yaşıyorsa onun mutluluğu bizim için önemlidir. Onun suya, elektriğe kavuşması lazım. Maliyeti ne olursa olsun devletin onu süspanse etmesi lazım mantığından bakıyordur. Ama belediye öyle bakmıyor, bakmayacakta. Düşünün içme suyu gidecek. 40 km ileride bir izale hattı çekilecek. Orada da kışın yaşayan 20 hane, yazın yaşayan 100 hane var. Kesinlikle ekonomik değil, ölü yatırım gibi gelecek. Ben bu parayla burada iki ana caddenin asfaltını yaparsam daha çok göze görünürüm, çalışıyor görünürüm der. Ve öyle de yapıyor belediyeler. Şu anda izlenen yola bakarsanız öyle yapıyorlar. Bana göre İl Özel İdarelerin kapatılmaması gerekiyordu. Biz görev yaptığımız için demiyorum. Çünkü Özel İdare’de biraz daha devlet mantığı vardır. Siyaset biraz daha arka planda kalır. Ama belediyelerde devlet mantığı yoktur. Siyaset mantığı ağır basar. Hizmette öyle gidiyor.
KONYAALTI CUMHURİYET’İN
YAŞAM TARZINI İSTİYOR
Konyaaltı’nda CHP’nin elinden belediyeyi almak zor diye bakılıyor. Bu sizin örgütün başarısı mı? Doğru belediye başkanı seçmenizden mi kaynaklanıyor? Hepsi var. Ancak şunu görmek lazım. Konyaaltı’nda denize yakın yerlerde yaşayan toplu konut tarzı apartmanda yaşayan insanlarla, Konyaaltı’nın arkasında kırsal kesimde yaşayan insanların yaşan tarzı arasında bir çelişki var. Ama kırsal kesimde yaşayan insan yoğunluğu daha az olduğu için diğer tarafa çok fazla etkili olmuyorlar. Tam tersi diğerleri onları etkiliyor. Konyaaltı’nda yaşayan insanların önemli bir bölümü ununu elemiş, eleğini asmış, emeklilik modunda belirli bir geliri olan, o gelirlerde bir yaşam tarzını, özellikle de Cumhuriyet’in kendisine kazandırdığı yaşam tarzını yaşamaya çalışan ve o yaşam tarzına da müdahale edilmesine izin vermeyen insanlardan oluşuyor. Bu nedenle CHP, Konyaaltı’nda başarılı. Bu nedenle Muratpaşa’da da aynı sistem var. Bakın Kepez’de yok. Kepez’de köylülükle şehirliliği henüz yakalayamadı. Hala yerellik ağır basıyor. Konyaaltı’nda belediye kurulduğu yıllarda yerellik ağır basarken, şimdi yaşam tarzı olan insanların ağırlığı söz konusu. Konyaaltı’ndaki seçmen belediyeye müracaat ederken kedisinin, köpeğinin parkta bir yeri olmasını talep ederken, Kepez’de hiç böyle bir talep yok. Veya yolu yok il yağmurda elektriği kesiliyor. Konyaaltı’ndaki de diyor ki; elektrik tellerini yer altın alın. Ben burada internetimi rahat kullanmak, TV’mi izlemek, doğalgazdan faydalanmak istiyorum. Ki doğalgaz konusunda Konyaaltı ilk başlayan ve ilk biten ilçedir. Yaşam tarzıyla alakalı bu. İnsanların talebi de bu noktada.KEPEZ İLÇESİ HENÜZKÖYLÜLÜĞÜ BİTİREMEMİŞYani CHP Kepez’deki gibi vatandaşlara hitap edemiyor mu? Hayır, öyle değil. Kepez’deki yaşam tarzı farklı. Henüz köylülüğü bitirmemiş Kepez’deki. Gettolaşmadan kurtulamamış. Mesela gidin belli mahallelerde Anadolu’nun belli yerinden gelmiş aileler bir arada yaşamaya gayret sarf ederler. Konyaaltı’nda bu durum yok.ÇOCUKLARIMIZA BIRAKACAĞIMIZ
YAŞAM BİÇİMİNİN TA KENDİSİKepez’de neden bu anlatılamıyor peki? Biz iktidar olursak böyle bir yaşam tarzını olabilecek demiyor musunuz?Konuşulması gereken konu bu aslında. Ben partide de, çeşitli toplantılarda konuşurken de önerdiğim yöntem bu. Biz Tayyip Erdoğan şöyle, başbakan böyle, MHP böyle demenin ötesinde Cumhuriyet’in bize sağlamış olduğu bu yaşam biçimine sahip çıkmak zorunda olduğumuzu, çocuklarımıza da miras bırakacağımız şeyin bu yaşam biçimin tam kendisi olduğunu anlatmamız gerekiyor. Buradan siyaset yapıyorum. Ayrıntıyla uğraşmıyorum ben. Örneğin son dönem benim klasik hale getirdiğim bir söylem var bu AKP-FETÖ ilişkisi ile ilgili. AKP ile FETÖ 20 sene flört etti. 15 sene evli kaldı. Bu evlilikte ikisi de hovarda çıktı. Bir sürü gayri meşru çocukları oldu. Bu arada bir sürü mal sahibi oldular. Bu kadar çok gayri meşru çocuk bu kadar çok mal, mülk varken bunlar tek celsede anlaşmalı boşanma ile boşanamazlar. Bu boşanma kavgalı, gürültülü, kanlı bıçaklı olacak. Nitekim öyle oluyor.BÖCEK BELEDİYEDE
BEN PARTİDEYİMTecrübenizden kaynaklı olarak baskın bir karaktersiniz. Size rağmen orada belediye başkanlığı yapmak çok zor görünüyor. Muhittin Böcek ile birlikte nasıl bir sistemde çalışıyorsunuz?4 yıl üst üste aynı bölgede, hızlı nüfus artışının olduğu bir ortamda birinci parti olarak seçilip, belediye başkanı olmak her babayiğidin harcı değil. Kolay bir işte değil. Ancak ben ilçe başkan adayı olmadan önce meclis üyesiydim. Grup sözcüsüydüm. Böyle bir ihtiyaç olması halinde, ilçe başkanı olduğumda ilk iş belediye meclis üyeliğinde istifa ederim dedim. Ön koşulu ben koydum. Mazbatayı aldıktan bir gün sonra gidip, belediye meclis üyeliğinden istifa ettim. Buradaki koşulum da şudur, siz belediye başkanısınız. Ben ilçe başkanıyım. Siz belediyeyi yöneteceksiniz ben partiyi yöneteceğim. Bu ikisini birbirine karıştırmamak lazım. 1 yıldır böyle gidiyor.HERKES İŞİNİ YAPIYOREskiden Muhittin Böcek’in izni olmadan mahalle temsilcisi bile değişemezdi. Bu durum değişti mi yani?Değişmesiyle alakalı bir durum değil. İrade koymakta içtima ederseniz birileri sizin yerinize orada irade koyar. Şu anda ne ben belediye başkanına irada koymak durumundayım, ne de belediye başkanı ilçe başkanına irada koymak durumunda. Çünkü her ikimizde işimizi yapıyoruz. Bu güne kadar grup toplantısı yapmadığımız hiçbir meclis toplantısı olmamıştır. Düzenli yapıyoruz.
ÖNCE KENDİMİZ DEMOKRAT OLDUK- Konyaaltı İlçe Örgütü olarak çalışma sistemi ve hiyerarşik düzen olarak iletişim halindesiniz. Herkesin durması gereken yeri oturtmuşsunuz. Bunu nasıl başardınız? Zaten o anlayışa göreve geldik. Burada bir şeyler iyi gitmiyor, düzeltilmesi lazım. Bu nedenle bunu yapabilmeniz için öncelikle kendinizin demokrat olması lazım. Ben partiyi mahalleye indirmeye karar verdim ve partiyi mahalleye indirdim. Bir mahallede bir mahalle sorumlusu, iki de yardımcı seçmek yerine mahalle temsilciliği sisteminde ucu açık, isteyen herkes bizim oluşturduğumuz forumlarda hangi noktalarda katkı koyacağına kendisinin karar verdiği tarzda bir form dolduruyor. Göreve talip oluyor. Bizde talip olduğu göreve tayin ediyoruz. Bazı mahallelerde bu sayı 25-30 kişiden oluşuyor. ARAMIZDA GÖREV DAĞILIMI VARKargaşa olmuyor mu peki? Onlar kendi aralarında görev dağılımı yaptılar oturdukları yere göre. Ben onların dağılımına karışmadım. Kendileri yaptı. Sadece sonuçları alıyorum. Kim, nerede görevli diye. Mahalle temsilcileri kendi içlerinde dağılımı yaptıktan sonra ilçe ile koordinasyonu sağlamak üzere bir görevliyi kendileri tespit ediyorlar. Ben şu olacak demiyor. Seçilen koordinatör vasıtasıyla ilişkiyi sağlıyorlar. Ayda bir düzenli toplantı yapmak zorundalar. İsterse 10 sefer yapabilir ama bir sefer kesin olmak zorunda. Ayda bir yaptıkları genel toplantı sonucunda yazılı raporları bana iletmek durumundalar. Raporlar geldiğinde bazı mahallelerde örgütsel sıkıntılar yaşandığına dair raporlar geldiği gibi, belediyenin hizmetleri ile ilgili de talepler geliyor. Biz bu talepleri alıyoruz ve belediye iletiyoruz. Belediye en kısa zamanda mahallede yapası gereken hizmeti yaparak problemi sessiz, sakin bir şekilde çözüyor. Biz hiçbir şeye ilgisiz, bilgisiz kalmıyoruz. Ama önce kendi işimize bakıyoruz.Bu sistem başka bir CHP’li ilçede veya ilde uygulanıyor mu?Sanmıyorum. AKP OY KAYBEDİYORKonyaaltı Sahil Projesi, Batı Çevre Yolu Projesi gibi projeler sizin bölgenizde ve Büyükşehir’in elinde. Bu hizmetler AKP’ye ne kadar oy kazandırır?Valla şimdi hizmet edemedikleri için oy kaybediyorlar. Biz il genel meclisinde teleferiği projelendirdiğimiz zaman şöyle bir şey demiştik, karamız da oydu. Tünektepe’deki döner Gazino konseptinin korunması, rehabilite edilerek hemen bir alta teraslamayla kır kahvesi olacak bir şekilde, insanların gelip 1 liraya çay içebilecekleri seyir terası halini koruyalım. Sarısu’da piknik yapan biri gerek mayosuyla teleferikle yukarıya çıkıp, bütün Antalya manzarasını 1 lira çay içerek, izlesin istedik. Ama geldiğimiz noktada görüyorum ki, Döner Gazino konsepti tamamen yıkılacak, oraya yepyeni bir otel projesi yapılacak ve birilerine rant elde ettirilecek, otel müşterisine çalışacak bir teleferik haline dönüşecek. Bizim istediğimiz bu değildi. Böyle olması Antalya’ya çok fazla bir şey kazandırmaz. Yapılan yatırımın turistik bile olsa Antalyalıların kullanabileceği bir boyutta olması lazım. Boğaçayı Projesi, 1999 seçimlerinde o zaman CHP’nin adayı Kubilay Döşeyen iken, bizim dillendirdiğimiz bir proje idi. Fakat o zamanlar DSİ buraya bir çivi bile çakamazsınız, burası taşkın sınırıdır 364 gün bir şey olmaz. Bir gün yukarıdan bir sel gelir bütün Konyaaltı’nın alır götürür. Denizi buraya sokamazsınız dedi. O gün itibariyle o projenin reel olmadığını gördük ve kapattık. Yıllar sonra Menderes Türel aynı hayali kurmuş. Son noktaya kadar DSİ müdürü direndi. İmzayı atmayınca DSİ müdürü değişti. Şu anda onlarda Boğaçayı Projesi’ni rehabilite ediyorlar. Konyaaltı Projesi’ne gelince. Konyaaltı’nda sahil projesi yarışması yapıldı ve bir proje kazandı. O projede bugün öngördükleri şeyin bazıları yok. Ne için proje yarışması yapıyorsunuz? Ne güzeli bulmak için. En güzelini bulmuşsunuz. İçinde oynamalar yapacağım derseniz ne kadar ciddi olursunuz? Zaman o proje yarışmasını neden yaptınız? O zaman gayri ciddi oluyorsunuz. Ben bu konuda bir proje üretemedim deyip, o konunun uzmanlarına açıyorsunuz. Yarışın bakalım ben en güzeli seçip uygulayayım diyorsunuz. Uygulamayacağınız projenin yarışmasını neden yaptırıyorsunuz o zaman? 3 yıldır Konyaaltı Sahili mezbelelik. Ne Konyaaltılar kullanıyor ne dışarıdan gelen insan rahatlıkla kullanabiliyor. 3 yıldır bu insanlara bunu reva görenler hala oy alacaklarsa e ben bir şey demiyorum artık. Konyaaltı bir şehir. Köy olmaktan çıktı. Konyaaltı’nın nüfusunun yüzde 90’nı şehirde yüzde 10’u kırsalda yaşıyor. Şimdi getirim Konyaaltı’na ister muhasara bölgesine ister başka bir alana kırsal kesimde yaşanan tarzda bir yaşamı koyamazsınız. Diğer insanlar müsaade etmez. En çok sitenin olduğu yerdir Konyaaltı. Orada yaşamı kolaydır. Bu rahatlığa alışmış insan müsaade etmez zaten. Yasal olarak bir kişinin buranın imara açılması ile ilgili hakkı varsa bu hakkı Ahmet verdi, Mehmet verdi diye ona ayrıcalık yapmasının bir anlamı var mı? Niye seçim dönemi makarna, pirinci Konyaaltı’nda dağıtmıyorlar da Kepez’de dağıtıyorlar? Hadi gelsin dağıtsın bakayım. Ben bununla oyumu değiştiririm diyecek kaç kişi var Konyaaltı’nda? Olmadığı için gelmiyor.BAŞKAN MUHİTTİN BÖCEK’İN
GÜNDEMİNDE DEĞİŞM YOKMuhittin Böcek’in her dönem farklı partilerle anılıyor. Özellikle AKP ile. Bu dedikoduların çıkmasının nedeni ne? Bu dedikodular sizi rahatsız ediyor mu?Bu dedikoduları birileri bilerek ve isteyerek çıkarıp, oradaki var olan başarıyı başarısızlık şeklinde lanse edebilir miyim diye algı yönetmeye çalışıyorlar. Muhittin Böcek, CHP’de. Bugüne kadar kendisinin hiç böyle bir talebi olmamış. Gitseydi giderdi. Böyle bir şey yok. Muhittin Böcek’in gündeminde de böyle bir şey yok.BİZDE ÇOBAN YOK!Recep Tayyip Erdoğan ile ilgili olumsuz bir şey söylendiğinde AKP’li tamamı tepki gösteriyor. Ancak Kemal Kılıçdaroğlu ile ilgili eleştirel bir bakış açısı olduğunda CHP’lilerden neden ses çıkmıyor?Çok net. Bizde çoban yok CHP’lilerin hiçbiri koyun değil. Net. İfade kendilerinin benim değil. Biri ben çobanım dedi. Kitlenin hepsi de koyun olmayı kabullendi. Hayır, kardeşim sen nasıl çoban oluyorsun? Biz koyun muyuz itirazı geldi mi? CHP böyle bir şey olsa sıradan bütün üyesi karşı çıkar. Çünkü biz sorguluyoruz. Sorguladığımız için hatalı gördüğümüz davranış biçimi genel başkan dahi olsa eleştiriyoruz. En doğal hakkımız. Çeşitli şeyleri sorgulatıyoruz. Mevcut durumda bir fiili durum var deniliyor. Fiili durum hukuksuzluk halidir. Anayasaya ve yasalara namusu ve şerefi üzerine yemin etmiş biri anayasa ve yasaları ihlal ederek, farklı boyutlar oluşturup, fiili durum yaratıyor. Birileri çıkıp fiili durum oluşmuş bizim buna bir kılıf oluşturmamız lazım. Oluşturmasaydın kardeşim. Fiili durumu oluşturmasaydın bugün bunları tartışıyor olmazdık. Bir başka vatandaş fiili durum yarattığında hakim karşısına çıkıyor ve yargılanıyor. Sen fiili durum yarattığında seni kurtaracak yasa çıkarıp, bütün meclise emir veriyorsun. Olmaz böyle bir şey. Biz bunu sorgulayacağız da kim sorgulayacak? Üstelik namusun ve şerefin üzerine böyle bir fiili durum yaratmamak için yemin etmiş olmana rağmen.CHP’DEKİ SİYASETİN GÜÇLÜAKTÖRLERİ ÇEŞİTLENDİRİYORDiğer illere baktığımızda siyasi aktörü çok fazla olan bir kent burası. CHP’nin içine de baktığımızda da Deniz Baykal’dan Ümit Uysal’a, Muhittin Böcek’ten Çetin Osman Budak’a hepsi başlı başına birer güçlü aktör. Bu parti içinde sıkıntı yaratıyor mu?Yok, tam tersi çeşitlendiriyor. Deminde beri ben Konyaaltı’ndaki uygulamamı anlatıyorum. Benim Konyaaltı’nda yaptığım uygulamayı başka bir ilçe yapmıyorsa bile örnek alsın, hoşuna gidiyorsa uygulasın. Kendi bölgesine uyduğu tarzıyla. Burada Belediye Başkanı Ümit Uysal veya Muhittin Böcek bir şey ürettiğinde Türkiye genelindeki belediye başkanlarını bunu örnek alıp, kendi illerinde uygulamaları bize fayda getirir zarar getirmez. Siyasette de farklı insanların olması, çok sesliliğin olması farklı şeylerin talep ediliyor olmasından dolayı mücadele veriliyor. Bu mücadele veriliyorken. Taleple mücadelenin kıyaslanması şansını veriyor bize. Öbür türlü hiç tanımadığımız bir adam gecenin bir yarısı yukarıdan bir emirle gelmiş. Falanca kişi filanca göreve gelecek deniliyor. Millet gidiyor oy veriyor. Biz böyle bir parti değiliz. Sınıyoruz, deniyoruz.
CHP’NİN ÖNERİLERİNİ
HİÇ DİNLEMEDİLERKendini anlatmaktan çok zorlanan parti CHP mi?Hayır. CHP gerçekten kendisini olduğu gibi anlatıyor. Ancak birileri şöyle bir benzetme yapalım, yolda bir otobüs gidiyor ve otobüsün şoförü belli. Muavin arkadan bağırıyor şoföre, bu viraja hızlı girme bu viraj keskin diye. Sen ne bilirsin diyor muavine. Viraja hızlı giriyor. Yolcuların hepsi ya sağa ya da sola yatıyor. İlerde kasis ver kasise dikkatli gir diyor. Sen ne bilirsin diyor. Kasise bir giriyor bütün yolcular oturup kalkıyor. İlerde otobüsü deviriyor. Kimse şoföre bir şey demiyor. Muavine neden bakmadın bu otobüse diyor. Muavinin ne suçu var. Muavin hepsini söylüyor. Dönün bakın geriye çözüm sürecinden başlayın, ekonomik kararlarda, meclisin çalışma sisteminde, FETÖ ile mücadelede CHP’nin söylediği şeylerin hiçbirini uygulamadı. Dış politikada, Suriye meselesinde CHP’nin ikazlarını dinlemedi. Geldiğimiz boyut burada. Birileri çıkıp hala CHP muhalefet yapmıyor diyor. Ayıptır. Bir dönün bakın. Hangi konuda CHP ne demiş? AKP ne yapmış? Bugün geldiğimiz boyutta CHP’nin uyarılarını dikkate alsa bu noktada olur muydu? Olmazdı. Burnunun dikine gitti. Her şeyi yanlış yaptı.HEDEFİ VARSAMEMNUN OLURUMMuhittin Başkan büyükşehir hedefi olduğunu açıklamıştı. Böyle bir durumda onu destekler misiniz? Ben ilçe başkanıyım. Benim belediye başkanım bir hedef koymuş ve gidiyor en çok ben memnun olurum.- Muhittin başkan giderse yerine gelebilecek bir başkan adayı kafanızda belirlediniz mi?Hiç eksik etmiyoruz. Burada ben güçlüyüm. Kimi koysam kazanır. Hayır, öyle olmamalı. Konyaaltı’nın gerek sosyal gerek demokrat yapısı ortadayken o insanlara hitap edecek, hizmet üretecek bir belediye başkanı olması lazım. Yoksa kimi koyarsak kazanır demek olmamalı.Sizin siyasi bir hedefiniz var mı? Ben şimdilik ilçe başkanıyım. BUDAK BİZİM İÇİN ŞANSTIRAntalya il ve ilçeler olarak en büyük avantaj bir genel başkan yardımcınızın olması. Çetin Osman Budak burada ile ve ilçeye faydalı oluyor mu? Elbette oluyor. 18 yıl genel başkanlık yapmış bir Deniz Baykal gerek Türkiye, gerek Ankara siyasetinde Antalya için ne kadar önemliyse Çetin Osman Budak’ın Antalya milletvekili sıfatıyla bir genel başkan yardımcısı olması bir o kadar bizim için şanstır. Katkısı vardır. O da bu katkıyı vermek için büyük bir heyecanla elinden geleni yapıyor.