Bu günlerde çalışmak pek revaçta değil, birine yada birilerine yaslanarak yürümek, hatta kendini taşıtmak bile normal oldu.
Antalya’da odalarda, sol yada sağ belediyelerde, makamlara sarılanlar, iyi maaşlarla yalnızca basın medyada yerinin hakkını vermeye çalışıyor.
Bir kaç oda başkanı yada belediye şirketi başkanı dışında tık yok.
Antalya’da son yılların belediye meclis üyelerindeki yetersizlik de, maalesef dikkat çekici. Kendi özel işleri, benzin istasyon ruhsatları, imar konuları, büfe konuları, ihale iş takibi konuları, belediyecilik oldu.
Çalışkan ve temiz oda başkanlarına, esnaf odalarına tavsiyem, lütfen siyasete ve Antalya’mıza katkıda bulunacak oda üyelerimizi meclis üyelikleri için destekleyin.
İmar komisyonlarında gözlükçüler odası, iskan konularında fırıncılar odası, yapı ve denetimde misafir odası gibi yetkililer, vatandaşı karşılamasın.
Bu yazdıklarım farazi örnekler değildir. Yaşlanarak yaşayan torpilliler yerine, işini doğru yapan yol yordamlı eğitimli gençler çalışsın.
Ne demiş Peygamberimiz, "İŞİ EHLİNE VERİNİZ" İşi ehline ver, yakınına yada torpilliye değil...
Antalya’mıza bir hal oldu, belediyeler ithal yöneticiler doldu..
Memleketin sosyal yapısını, caddesini, sokağını bilmeyen, örfünü adetini bilmeyen ithal torpilli yetkililer, şehirde ne yol bıraktı nede esnaf.
Bunlara yol veren yöneticilere ise selamın bile fazla olacağı günler gelecek Antalya’ya.
Antalyaspor yazacaktım, Antalya yazdım.
Bu günlerde futbolda galibiyet olmayınca, pek tadım yok.
Sonuç olarak torpilli adam yerine, işi bilen adamlar kendi memleket konularına değinsinler..
Ne Antalya, ne vatan sevgisi bizde bitmez.
Memleket adamını bırakıp, ithalat yapanların ömrü ise pek uzun olmaz.
Değerlerimize sahip çıkalım, başka Antalya yok.
(Şimdilik bu yazı siyasi değildir)