Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın ekonomik krizin ardından işsizlik oranlarının artışını önlemek, ticaret hayatına hareket sağlamak adına en önemli hamlesi ‘Milli İstihdam Seferberliği’ olmuştu. Seferberlik sayesinde 2017 yılı sonuna kadar bir yıl içinde Türkiye’de 1.5 milyon yeni istihdam hedeflendi. Yapılan hamlenin çok doğru bir zamanlama olduğunu, seferberliği gerek bir işveren olarak, gerekse gazeteci olarak desteklediğimi köşe yazımda dile getirmiştim. Ancak, 1.5 milyon istihdamın şehirlere dağılımında Antalya’ya 150 bin istihdam hedefinin konulmasının ardında, kötü geçen 2016 sezonunun gözardı edildiğini düşünüyorum. Önüme turizmde yaşanan krizi ve TÜİK raporlarını koyup, rakamlarla gerçeği görüyorum. Antalya için imkansız, suni görünen gerçeğe karşın, bu hedefin çok yüksek olduğunu bunu neden kimsenin dile getirmediğini eleştirmiştim.
Bugün gelinen noktayla ilgili hiç açıklama olmadı, ta ki; referandum arifesi olan 15 Nisan akşamı Antalya Valisi Sayın Münir Karaloğlu, instagram hesabından şu paylaşımda bulundu:
“Cumhurbaşkanımızın başlattığı ‘Çalışma Hayatında Milli Seferberlik’ kapsamında; Antalya’nın hedefi 150 bin yeni istihdam olarak belirlendi. 9 Nisan 2017 tarihine kadar ilimizde 61.365 yeni istihdam sağlandı. İstanbul’dan sonra ikinci olduk. Mayıs ayı sonuna kadar hedefimize ulaşacağımıza inanıyorum. Yeni istihdam sağlayan işadamlarımızı kutluyorum.”
Zorlanarak, imkansız olan rakamlar ortaya çıkarılabilir ancak, gerçeği görmeden sadece hedefe ulaşmak, var olan dengeleri de alt üst eder. Antalya, Mayıs ayında hedefine ulaşsa bile devletin ödediği SGK ve maaş süresi 6 ay. 6 ayın sonunda işveren mecbur olsa bile, maaş ödemekte zorlanacak, çalışanlar ise iş bırakma mecburiyeti içine girecek.
Önemli olan şey ise 2018 yılı Ocak ayında iş verdiğin yeni istihdam rakamlarını bırakın arttırmayı, sabit tutabilecek misiniz?
Tutamayız, tutamayacağız. Çünkü şartlar ve imkanlar belli. Mayıs ayında 150 bin istihdam Antalya’ya ve Antalyalılara hayırlı olsun, ya 6 ay sonra?