Bugüne kadar hep çalıştım ve şunu bildim, ne iş yapıyorsan yap ama en iyisini yap!
Bu felsefeyle yaptığım her işle ilgili her daim daha iyisi, daha da iyisi arayışı hâlen devam eder.
İçinde bulunduğun sektör ne olursa olsun işlerini yapamayanlar, işlerini en iyi yapanlarla mücadele etmiştir.
Medya sektörüne 1998 yılında yayıncı olarak girdim.
DHA ve Hürriyet Gazetesi’nin bölge temsilcisi Dursun Gündoğdu ile tanışıklığım, yayınlarının en çok reklam veren ajansı olmam nedeni ile başladı. Sonrasında, bugün Büyükşehir Belediye Başkanı olan Sayın Menderes Türel’in de olduğu basın vakfı ile hazırladığım Antalya Times yayını ile ilerlemiştir. Dursun Gündoğdu; bu kentte gazeteci, yönetici olması yanında halkla ilişkiler, marketing konusunda dengeyi kuran, hatta siyaseti de iyi okuyan iyi bir gazeteciydi, o yıllarda...
Hatta Hürses’in bazı haberleriyle ilgili tebrikle beraber akıl verir, ‘aslanı yaralı bırakmayacaksın’ derdi. Ben de; ava çıkmadım, kaldı ki, savaş meydanında değilim. Yerel gazete çıkarıyorum, tıpkı bir zamanlar senin ve Türel’in yaptığı gibi derdim.
Kişi kendinden bilir işi; üstad saydığım Dursun Gündoğdu ve hatta Sayın Türel benim öncelikle gazeteci olmadığımı, işin sahibi olduğumu unuttular diye düşünüyorum. İkisi de gazetecilik yaparken ben tüccardım...
Zira Türel; nasıl kendisi önce gazetecilik yaparken, sonrasında ekonominin öncü STK’sı ATSO başkanlığı ve sonrasında siyasetçi oldu ise, ben de patron ve gazeteci olabilirim.
Ve 2004 seçimlerine beraber çalıştığımız Türel’in ne kadar çalışkan ve iyi bir iletişimci olduğunu da hep takdir etmişimdir.
Türel’i iyi tanıdığını söyleyen herkesin bahsettiği, bir şehir efsanesi tanım vardır “tanıdığım en kindar insan” derler. Ben de çok şaşırır ve katılmadığımı söylerim.
Benim açımdan Türel; ahde vefâ duygusuna sahip, yola çıktıkları ile yola devam eden, kendisine yük olanlar da dahil kimse ile ilişiğini kestiğine rastlamamışımdır. Bir kaç istisna kişi dışında...
İnsan, kendine zarar verenlere kin duyar. Oysa şöyle bir bakıyorum, Türel’in etrafındaki insanlar hep aynı!!!
Gençlik arkadaşları ve bugün süper patronlar ligine çıkmış olan kişilerle ilişkileri hala aynıdır.
O zaman Türel kime kin duysun kardeşim?
Yoksa yanındakiler kendi husumeti olan kişilere olan kinlerini Türel’e mi yüklüyorlar?
Neyse, iş hayatında rekabet yaşanır...
Ancak gazetecilik denildiğinde, işte orada bu savaşların en ağırı, en ahlâksızı gün yüzüne çıkar.
Bugün eleştirisel haberler yaptığımız için, sessiz kalan ya da yapılanlara köpürene kadar taraf olan gazetecilerden bahsetmiyorum.
O haberi ben de yapardım takdiri ile ‘aslanı yaralı bırakma’ aklını veren, kendisini duayen gördüğüm Gündoğdu’nun gazete ve gazeteciliğin seviyesine bir çift laf etmemesi, gazetecilik mesleğinin her daim onurlu ve itibarlı olmasını isteyen bendenizi oldukça üzüyor.
Kimse aynada göründüğü gibi değil. Bir de o aynada görünen bir yansıması var. Antalya her ne kadar Büyükşehir adıyla anılsa da, aslına bakarsanız içindeki dengeler bakımından küçük bir şehir.
Ben, sen ve bizim oğlan olarak herkes birbirini iyi bilir.
Kimin nerede, neyi konuştuğunu, ardından kime koştuğunu bilmek için tahminde bulunmaya bile gerek yoktur.
Bu kentin tarih sayfaları kimin ne olduğunu iyi anlatır.
Aslanları sadece kartallar avlar. Ama kimsenin bilmediği, ortada aslan falan yok!...
Sağlıcakla ve keyifle kalın…