CHP Genel Başkanı Sayın Kemal Kılıçdaroğlu 24 gün süren ‘Adalet’ yürüyüşüne İstanbul Maltepe’deki mitingle sonlandırdı. Önemli bir demokratik eylem olarak toplumda karşılık bulurken, tüm siyasiler farklı görüşte olsalar da, fikirlerini ortaya koydu. Kimi eleştirisel baktı, kimi bu yürüyüşe destek verdi. Burada konuşulması gereken gerçekten yaşadığımız ülkede adaletin varlığı, yokluğu ya da eksikliği iken; bugün geldiğimiz nokta mitinge katılanların sayısı oldu.
CHP, mitinge katılanların sayısını milyon rakamlarıyla açıklarken, İstanbul Valiliği resmi rakamın 175 bin olduğunu ifade etti. Ardından da iktidar partisi konuya dâhil olarak, miting fotoğraflarının doğru olmadığını iddia etti.
Hayatımızın her kesiminde olması gereken, eksikliğini ise sadece ihtiyacımız olduğunda farkına varacağımız ‘Adalet’ gündemimize oturmuşken, birden konu; ‘benim mitingin, senin mitingimi döver’ zihniyetiyle, sokakta çocukların kavgası haline dönüştü. Bu kavgaya ulusal medya ile birlikte, sosyal medya üzerinden de her kesimden insan dâhil oldu. Oysa benim bu olaydan aldığım tek mesaj var o da; Türk toplumunun kavgasız gürültüsüz, demokratik imkânlarını, medeni haklarını, ölçülü, haddini aşmadan ifade edebilmesidir.
Sonuç olarak, 24 günün sonunda Kılıçdaroğlu’nun meydanda seslenirken yaptığı konuşmadan daha çok; az kişi dinledi ya da çok kişi dinledi yaklaşımı bana anlamlı gelmiyor.
Halk, haddini aşmadan kendine verilen oy verme hakkını seçim zamanında kullanıyor. Vatandaş, siyasetçilerin de en az halk kadar ölçülü baktığı günleri görmek ister diye düşünüyorum.
Kalın sağlıcakla…