Osmanlı’nın ihmal ettiği, istemediği en önemli sosyal tabaka burjuvazidir.
Hanedanlığına bir tehlike olarak gördüğü, kabul etmediği, istemediği ve yok ettiği sosyal sınıf burjuvazi; Cumhuriyet'in başlangıcında, devlet eliyle yaratılmaya çalışıldığı ülkelerden birisidir Türkiye.
O yıllarda CHP ikliminde, dar bir alanı kapsadığı için kendisini koruma ihtiyacından, bürokraside geliştiği gözlemlenmiştir.
Memleketin az olan eliti, burjuvadan beslenip bürokrasi ile tetiklendi.
Türkiye'de Burjuvazinin Serüveni yazısında Ahmet İnsel, burjuvaziyi;
"Burjuva kelimesi Batı Avrupa'da ortaya çıktı.
Ortaçağ'da krallık veya papalık yönetiminden özerkleşmeye başlayan kentlerin (bourg, burg) tüccarlarını, tefecilerini, hukukçularını, büyük zanaatkârlarını ifade ediyordu bu sözcük.
Ruhban sınıfı ya da aristokrasiye ait olmayan, vergi veren, kentin milis örgütünde ve kent konseyinde gereğinde yer alan bu insanlar, o dönemde filizlenmeye başlayan kapitalizmin kurucu sınıfı oldu" şeklinde tanımlamaktadır.
Türkiye’de burjuvazi, kendi gelişimini sağlayamadığından, hatta premature doğmuş, dışarıdan müdahaleyle geliştirilmiş bir halde toplumsal güç niteliği kazanmıştır. 1923'ten başlayıp, 1953'e kadar devam eden süreç boyunca özel girişimcilerin gelişiminin, hepsi devlet kaynaklı olmuştur.
Bu bağlamda Türkiye'de burjuvazinin oluşum sürecini incelemek Türkiye'nin sosyal, ekonomik ve siyasi gelişimini anlamak ve kavramak için bize pek çok ipucu verir.
1950'li yıllar itibari ile sağ iktidarlarda yeteri kadar burjuvazinin gelişmediği 1980/ 2000 arası dışa açık tekelleşmenin olduğu gözlenir.
AK Parti iktidarı ile son 15 yıldır atak bir gelişme oluştu.
Seçmenin fanatik yüzde 12-15 gibi kısmı şehirleşti, gelişti.
Köyden kente göç etmiş, şehirde dükkan açan, kalfalıktan müteahhit olmuş, kaynak makinesi ile ara sokakta demircilik yaparken, sanayi bölgesinde çelik fabrikasına dönüşmüş, belediye ihalesi alıp zengin olmuş v.b. Bu şekilde üretim araçlarını ele geçiren dünyayı görmüş, kaliteyi deneyimlemiş bu yeni yaşam tarzını benimsemiş, eğitimli, uluslararası ticaret yapan muhafazakar, İslamcı ama aynı zamanda burjuva sınıfına dahil olan bir kesim oluştu.
AK Parti ile zenginleşmiş bu kesimin oranının açığa çıktığı bir zemin oldu referandum.
Matematiksel olarak, klasik solun ve diğer partilerin sayısı belli iken AK Parti ile oluşan İslami burjuvazinin oranı açığa çıktı.
İslami yaşam biçiminde özel yaşamı da bırakıp, dünyaya açılmış, para kazanmış, kaliteyi tüketmeyi öğrenmiş, bu kesimin hayır oyları neticesinde Türkiye genelinde evet oranı 51,4 çıkmıştır.
Bu orana belki de bir kaynak yaratılıp yeni bir siyasi oluşum yaratılmaya çalışılabilinir. Göle maya çalınıp beklenmesi hali söz konusu, demem o ki bugün bir seçim olsa oranı anlaşılmaya çalışan bu kesim, bu hayat tarzının ellerinden alınacağını düşündükleri için oyunu AK Parti’ye verirdi.
Oysa referandum da kendilerinin gerçek duygularını ifade edecekleri bir platform da oy kullandılar.
Oyun kurucuların şu anda bekledikleri maya yoğurda dönmüş gibi görünüyor.