Hafta sonuna, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) Suriye’yi bombalama haberiyle uyandık. Uzun zamandır televizyon ekranlarında referandum sürecinde siyasi liderlerin birbirine ettiği sözlerin düellosunu izliyorduk.
Birden gündemimize beklenmedik bir anda ABD’nin, Suriye’yi yerle bir eden, kimyasal silah kullanmakla suçladığı Esad’ı, Rusya’ya rağmen bombalaması girdi.
İşte o beklenmedik saldırı, tüm dengeleri bir anda değiştirdi. Dün kabul edilmeyen, eleştirilen Trump, bugün kendi halkına zulmeden Esad’a en büyük cezayı verdiği için, şimdilerde alkışlanır oldu. Hele hele ülkemizden yükselen seslere göre ‘Trump en doğrusunu yaptı’ cümleleri ardı ardına sıralanmaya bile başladı.
Dengeler değişirken, değişen başka bir şey daha var. Ekonomi…
Tam biraz canlanma var. Referandum da sonuçlansın, düzlüğe çıkarız beklentimiz, birden ABD’nin Suriye’yi vurmasıyla önce dövize, ardından altın ve petrol fiyatlarına yansıdı. Tam soluklanacağız dediğimiz anda, aslına bakarsanız olanlar yine bize oldu. Hangi ülke olursa olsun, içine savaş korkusu düştüğünde her şey nasıl oldu bile demeden değişim gösterir. Savaş korkusu herkesi allak bullak eder. Bir de Rusya’nın itiraz duruşuna karşın, ABD’nin attığı füzeler, Türkiye’nin Rusya ilişkisi açısından da önemli anlamda olumsuz etkilenir. Turizmimiz başta olmak üzere, ihracatımız ve petrolle ilgili içinde bulunduğumuz durumu yine uluslararası politikalar belirleyecek. Belirsizlik bizi ciddi anlamda yorarken, yeni bir savaş hikayesinin başlaması ise yarını bile tahmin etmemizi engelliyor. Ekonominin de en sevdiği zamanlardır, böyle durumlar…
Hani ilk kez ‘Rusya uçağı aslında Antalya’ya düştü’ dediğimde, şaşıranlar vardı ya; şimdi bu sözüme de şaşır mı acaba? ‘ABD’nin füzeleri Suriye’ye değil, Antalya’ya düşüyor!’
İyi haftalar…