Toplum olarak ‘mış’ gibi yapma hastalığına tutulduk. Bu bulaşıcı hastalığı nereden kaptık bilmiyorum ama ‘mış gibi yaparak, insani değerlerimizin her geçen gün törpülenmesine neden olduğumuzu gözlemlemek, beni oldukça üzüyor.
İnsani değerlerin törpülenmesiyle, toplumsal değerlerin de yerinde yeller esiyor. Hepsi birbirini tetikliyor. Bu nedenle herkes, çok güzel konuşuyor ama hayatın içine baktığımızda ağızdan çıkanların hayatımızın içinde yer almaması toplumun birbirine karşı samimiyetini, dolayısıyla güvenini yok ediyor.
Anlattıklarıma en güzel örneği de geçtiğimiz günlerde Antalya İl Emniyet Müdürü Sayın Celal Uzunkaya yaşamış. Uzunkaya, yaşadıklarına sessiz kalmayıp yüksek sesle üzüntüsünü dile getirmiş.
Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı ve Antalya Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlendiği 'Uyuşturucu ile Mücadele Sempozyumu' Uncalı Sosyal Hizmet ve Eğitim Tesisleri'nde yapılmış. Sempozyuma her kesimden yetkiliye ve aynı zamanda vatandaşlara açık gerçekleşmiş. Duyurular yapılıp özel davetlerin sonunda sempozyumun yapıldığı gün Antalya İl Emniyet Müdürü Uzunkaya, salondan içeri girdiğinde, şaşkına dönmüş. Çünkü salon bomboşmuş ve polisler dışında kimse yokmuş. Uzunkaya da kürsüye çıkıp, haklı olarak üzüntüsünü de belirterek, şunları dile getirmiş:
"İçeriye girerken zorlanır mıyım, koltuk araları hep dolmuştur diye ümitle beklerken, dünden daha az katılımı görünce üzüldüm. Uyuşturucu ile mücadelenin toplumun tüm katmanlarınca umursamazlık yapmadan bir mücadele başlatılması lazım. Toplumsal her sorunda fahri müfettiş olması gerekiyor. Farkındalık yaratmak istiyoruz, toplumun tamamını duyarlı kılmak istiyoruz. Silahlı terör örgütlerinin teröründen daha tehlikeli olan, ülkenin geleceğinin imhasını hedef alan uyuşturucu terörüne karşı ayaklanmamız lazım."
Toplumun her katmanını ilgilendiren ve herkes için tehlike unsuru olacak bir konu…
Hatta Uzunkaya’nın dile getirdiği gibi terörden bile daha tehlikeli!..
Ancak uyuşturucuya karşı mangalda kül bırakmayan söylemlerde bulunanlar ‘mış’ gibi yapmaya devam ederken, 'topyekûn mücadeleye var mısınız?' denildiğinde ortada yoklar. Uzunkaya’nın üzüntüsüne katılmamak elde değil…
Duyarsız kaldığımız konular, her geçen gün bizleri en kötüye doğru götürüyor. Herkesin ya konuştuğu gibi yaşaması gerekiyor ya da yaşadığı gibi konuşması gerekiyor…
Kalın sağlıcakla…