Başlığı yazmadan önce 2016 yılında gerek ülkemizde gerekse Antalya’da yaşadıklarımızı kafamdan geçirince aklıma ‘kara yıl’ geldi.
Kara yıl…
Ne kadar kolay değil mi, bunca yaşananlara, bunca yanlışa karşılık başka bir şeyi suçlamak…
Şimdi de yılı suçlar çıkarız içinden…
Kara hafta…
Kanlı gün…
Belalı insan…
Uğursuz kapı…
Sayısız olumsuz cümle kurarak, hesap sorabilme özgürlüğünü kendimize veririz. Yeter ki, bizler kendimizle hesaplaşmayalım. Yeter ki, birileri bize hesap sormasın…
İşte bu nedenle tarih sayfaları mükerrer olur, işte bu yüzden yapılan hatalar yarınlara alışkanlık olarak süregider…
Ne de olsa bizim dışımızda evrende ne varsa suçlu, hatalı, günahkar…
Sorun çözüldü, değil mi?
Şimdilerde herkes 2016 yılı bitsin diye bekliyor. Yine yılı suçlayarak. 2017 yılının garantisi verilmiş gibi…
Olsun biz yine suçlarız birilerini değil mi?