Son zamanların tek sohbet konusu var, ekonomideki gidişat.
Daha doğrusu gidememesi…
İş dünyasının güçlü, önemli isimleri her daim böylesi bir krizi daha önce yaşamadıklarının altını çizerken, ticaret hayatındaki atmosferle birlikte bankaların tutumundan yakınıyorlar. Hükümet, bankaların kredi verebilmelerinin önünü açan bakanlar kurulu kararı ile geçen hafta KGF limitlerini artırdı. Sıcak para akışı ve yatırım için bankalara başvuranlar için hükümet, bankaların teminat isteklerine garantör oldu. Ancak bu süreci, bankalar ipotekli ipoteksiz çalıştığı müşterilerinin limitlerini arttırmadan mevcut müşteri risklerini Hazine garantisine bağlama yöntemini seçtiler.
İşte bu nedenle Başbakan Yardımcısı Sayın Mehmet Şimşek, adeta iş dünyasının, hele hele turizmden dolayı her geçen gün derdi artan iş adamlarının sesi oldu.
Başbakan Yardımcısı Şimşek, bizlerin bire bir banka yöneticilerine söylediğimiz gibi bankacılara seslendi; "Klasik bankacılık sistemi içerisinde abartılı teminat talebini sağlıklı bulmuyoruz…"
Başbakan Yardımcısı Şimşek, bankalara teminat konusunda destek vermelerine karşın, bürokrasiyi ortadan kaldırmalarına rağmen, halen klasik bankacılık anlayışının kimseye bir şey katmadığını ifade ederek, bankaların da gerekeni yapmasını beklediğini söylüyor.
Geçtiğimiz günlerde Hürses Gazetesi’nin manşetinde yer aldı. Ben de yorumumla bu konuyu ele almıştım. Bir an önce ticaret dünyasının yaşadığı sorun çözülsün demiştim.… Ama hala çözülmedi ve Başbakan Yardımcısı bile bu konudan şikayetçi olmasına rağmen, bankacılarla konumuz bir türlü değişmedi. İşte bu nedenle özellikle bankacıların, Şimşek’in anlattıklarına kulak vermesini istiyorum.
Ne diyor Şimşek;
"Bankacılık sektöründen bizim talebimiz şu: Kendilerinin verdiği bütün kredilerde ortalama batık oranı veya tahsili gecikmiş alacakları kredilerin oranı yüzde 3’ün biraz üzerinde. Biz bunun iki katı kadar bir alan sağlıyoruz, yani yüzde 7'ye kadar Hazine olarak biz üstleniyoruz. Dolayısıyla klasik bankacılık sistemi içerisinde abartılı teminat talebini de doğrusu çok sağlıklı bulmuyoruz. Hazine, bu kredinin duruma göre, KOBİ dışında yüzde 85, KOBİ'ler için yüzde 90, ihracatçı için yüzde 100 kefil olacak. Bugün yüzde 3 civarında olan potansiyel kaybın, iki katından fazlasını Hazine zaten garanti etmiş olacak. Onun için bankacılık sektörünün, özellikle zor durumdaki imalatı olan, iyi iş modeli olan, ihracatı olan firmalara el uzatmasını istiyoruz. Çünkü biz Hazine olarak elimizi taşın altına koyduk. Bankacılık sektörüne bu konuda klasik bir anlayışın ötesinde daha rahat şekilde hareket etmesini sağlayacak bir alan, iklim yarattığımızı düşünüyoruz."
Başbakan Yardımcısı Şimşek, tüm gerçekleri net bir şekilde ortaya koyuyor. Ancak imkanlar maalesef bankacıların talepleri nedeniyle hak ettiği yere ulaşamıyor. Bu durum da; var olan krizi beklenmedik yerlere taşıyor.