Gümrük ve Ticaret Bakanlığı 'Sebze ve Meyvelerin Toptan ve Perakende Ticaretinde Uyulması Gereken Standart Uygulamalara İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliği’ni yayınladı. Tebliğe göre Avrupa Birliği (AB) normlarına göre toptancı hallerinde işlem gören tarımsal ürünlerin ambalajlanması, depolanması, taşınması ve perakende satışında uygulanacak kurallar ayrıntılı olarak tarif ediliyor. Antalya Kent Konseyi de bu konuyla ilgili rapor hazırlamış. Raporda sebze ve meyvenin ambalajlanmasını zorunlu kılan ve 6 ay sonra yürürlüğe girecek tebliğle ilgili üretici ve toptancı hallerinde hiçbir hazırlık olmadığı yer almış. Bu rapora baktığımda Türkiye’de neden her işi son dakikaya bırakma gibi bir alışkanlığımız olduğunu düşündüm. İşini zamanında yapanlar yok mu, tabii ki var. Ancak işi sona bırakıp 'başkaları nasıl yapıyor göreyim sonra da ben yaparım' zihniyetiyle hareket edenler çoğunlukta… Bu nedenle Türkiye’de değişen mevzuat, alınan kararlar, kanun değişiklerindeki yasal düzenlemeler toplumumuza düştüğünde çoğunlukta olan sonradan yapanlar nedeniyle sistem geç oturur. Tabii ki, her yeninin bir alışma süreci vardır ama anlatmak istediğim alışma süreci değil, geciktirerek kara geçtiğini düşünen zihniyettir. Bu durum toplum olarak her daim bizi geride bırakır. Başkanının yaptığını görmeden, uygulamanın etkisini değerlendirmeden hareket edenler farkındalar mıdır bilemem ama gelişen ve değişen dünyada yaşadıkları ülkenin geride kalmasını sebebiyet vermektedir. Aynı ucuz insan gücü, yetersiz sermaye, yaptım oldu zihniyeti gibi toplumda kalite ve beklenti anlayışını yok etmektedir. Hepimizin bu alışkanlıktan çıkıp doğru zamanda, doğru yerde, doğru uygulama ile hareket etmesi en güzeli olacaktır.