Bazen Antalya’ya bakıyorum. Öyle bir yüzünden ya da bir bölümünden değil tamamına…
Fotoğrafın bütününden değerlendiriyorum. Neresinden bakarsam bakayım yıllardır değişmeyen gördüğüm şeyler var.
İster turizm de, ister tarım da, ister ihracatta, isterseniz de siyasette bakın, Antalya’da sağdan say diye başlasak, her alanda her daim aynı isimler sıralanıyor. Bir kentin köklenmesi adına bu önemlidir ancak işin en önemli noktası sağdan say denildiğinde saymaya başlayanlar ne aralarına, ne de son sıraya yeni isimlerin eklenmesine izin vermiyor. Burada Antalya ‘biz’ olmaktan çıkıp, ‘bencillik’ kavramıyla karşı karşıya kalıyor. Kaybeden her daim Antalya oluyor. Çünkü ‘aman ha benim yerimi biri alır’ korkusuyla yeni isimlerin, yeni enerjilerin hiçbir alanda yaşamasına izin vermiyor.
Sağdan saymaya başlayanlar bu güne kadar ortaya koyduklarıyla Antalya’yı yükseğe taşıyamadığına göre, bu kadar hataya, bu kadar yanlışa, bu kadar günaha rağmen hala ben duygusuyla hareket ediyorlar ve bizler de buna seyirci kalıp, izin veriyorsak, Antalya’mın vay haline demekten kendimi alamıyorum…