Kâhinlik (kehanet), çok eski uygarlıklardan beri var olan bir uzmanlık alanı…
Kısaca, meydana gelecek olayları birtakım yöntemlerle önceden bilmeye çalışma olarak tanımlanır. Eski uygarlıklar içinde kâhinlik çalışmalarına önem vermemiş bir uygarlık hemen hemen yok gibidir.
Sufilik terbiyesiyle büyümüş eski kâhinler, kendilerine bir sorunla ilgili olarak, danışmak üzere gelenlere bildikleri bir şey varsa konuşur, bilmedikleri veya sakıncalı gördükleri konularda asla konuşmazlardı; ayrıca verdikleri bilgi için en ufak bir maddi veya manevi karşılığı kesinlikle kabul etmezlerdi.
Halk arasında ermiş, evliya gibi çeşitli adlarla zikredilen bu zatlar, 21. yüzyıla doğru yerlerini yavaş yavaş bu işi bir geçim kaynağı olarak gören, ehil olmayanlara terk etmişlerdi.
Psişik; sezgi, haberci rüya, istihare ve vizyon yöntemleri ile alınan mesajları iletirken maddi yöntemler; astroloji ve fal ile meydana gelecek olaylar önceden bilmeye çalışma için kullanılır.
Osmanlı döneminde imparatorluğu yöneten sultanlar, bu insanların söylediklerini kulak arkası etmez, gördüğü rüyalara göre strateji belirlerdi. Osmanlı’nın daha geçmişine gittiğinizde de bir çok alanda kimi adı kahin, kimi adı ermiş, kimi adı da medyum olarak bu insanların öngörüleri ortaya çıkar.
Hatta Amerikanı’nın CIA ajanları bugün bile kapalı kapılar ardından dünün kahini bugünün medyumları sayesinde bir çok olayı çözdüğü de şehir efsanesi olarak anlatılmaktadır. Bu konu artık, belgesellere bile konu olmaktadır.
Bu kadar bilgi sonrası son 3 yıldır Antalya turizmine dair gelişecek olayları bendeniz psişik yöntemlerle falan yazmadım. Yani kahin olmaya gerek yok. Ancak yegane sorunumuz kişisel çıkarla hareket edilmesi...
Şimdi de tanımlanamayan yabancı bir cisim yaklaşıyor diyorum.
Ve ne yazık ki bu kez bu yaklaşan yabancı cisim taraflı tarafsız, çıkarlı çıkarsız herkese çarpacak...
Zira tanımlanamayan bu cisime karşı herhangi bir tedbir alacak ya da çarptığında verdiği zarara dair bir deneyimi olan kimsenin olduğunu düşünmüyorum, Antalya da...
Bu nedenle benci, senci, ocu, bucu olmayı bırakıp ortak payda yaşadığımız kent için bir arada olmalıyız...
Kalın sağlıcakla…