Ekonominin iyileşmesin de turizm sektörünü, hem ülke ekonomisi, hem de kent ekonomisi adına ön plana koyup, toplantı üzerine toplantılar yapıyoruz.
Hükümet sektörün iyileşmesi, ticaretin canlanması adına yeni kararlar, yeni imkanlar sunuyor.
Her bir adım, ekonomiye umut veriyor. İş dünyasının psikolojisi krizi için çok önemli.
Bunu da en iyi bilen ekonominin canlanması adına iktidar partisi krizin tam ortasında her alanda çözüm üretiyor.
Hükümetin krizi aşmak adına bana göre aldığı en önemli karar Kredi Garanti Fonu’nunu (KGF) limitlerini arttırması oldu. Hatta 2008 yılında yaşanan global ekonomik krizin KOBİ’ler üzerindeki olumsuz etkisinin bertaraf edilebilmesi için 2009/15197 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı’yla Hazine Müsteşarlığı tarafından KGF’ye sağlanan 1 Milyar TL’lik kaynak fon 27.03.2015 tarih 6637 no’lu “Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun” ile 2 Milyar TL’ye yükseltilmiştir.
Bu kararın ardından ilk harekete geçen özel bankalar oldu.
KGF, 3’ü kamu bankası olmak üzere 9 banka ile (Portföy Garantisi Sistemi) PGS protokolü yaptı.
Özel bankalar hazine kaynaklı PGS limitlerini müşterilerine açtı. Hatta neredeyse 3.-4. tur kredilerini dağıtıyor. Buna karşılık, kamu bankaları hükümetin politikasına karşın adeta söz birliği etmişçesine PGS limitlerini müşterilerinin kullanımına açmadılar.
KGF’nin kendilerine açtığı Hazine destekli limit ile söz konusu kredilerin kullandırılmasında kamu bankalarının kredi kullandırma adına çekimser bir tavır sergiledikleri görülüyor.
Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve Başbakan Binali Yıldırım her gün ekranlarda açıkladığı reel sektöre olan tutumun tersine kamu kurum ve bankalarının tavrını anlamış değilim.
Benim gibi bu durumu iş adamları ve turizmciler de anlamıyor.
İş dünyası son 2 yıldır turizmde yaşanan sıkıntılı durumdan kaynaklı gelir sorunu yaşadıkları için kendilerini tanıyan, düzenli kredi ödemeleri yaptıkları kamu bankaları ile çalışmayı tercih ediyor. Buna rağmen kamu bankalarından kredi alamadıkları için mağdur oldukları ve özel bankalara müracaat ettiklerinde ise, mevcut bilançoları ve yeni müşteri kategorisinde değerlendirilmeleri nedeni ile güçlük çektiklerini ifade ediyorlar.
Bu durum ticaret hayatının bugünlerde konuşulan en önemli konusu haline geldi.
Kamu bankalarından kredi alamayan turizmciler, KOBİ’iler ve sanayiciler kriz gibi bir canavarla savaşırken bir de karşısına çıkan elektrik ücretleriyle sorununa sorun ekliyor. Yine Hükümet politikası olarak herkesi dolarını bozdurmaya çağırırken, bir çok sektörde kuru sabitleme gibi bir çözüm üretirken, enerji piyasasının dolar artışı nedeniyle elektriğe zam yapması ,böyle bir zamanda kabul edilemez bir durum olarak tanımlanıyor.
Otelini önümüzdeki ay açacak olan turizmciler otele müşteri gelir mi, gelmez mi diye düşünürken bir de elektriğini zamlı ödeyeceğini bildiğinden çaresizliğin çaresizliğini yaşıyor.
Topyekûn mücadele ile krizden çıkaralım dediğimiz turizmciler, şimdilerde kendisine çelme takan kamu bankaları ve enerji piyasasıyla uğraşır vaziyette…
Kaş yapalım derken, göz çıkarmak buna deniyor, galiba…