Uzun zamandır yaptığı tartışmalı yatırımlarla Türkiye’nin zaten gündemindeydi; şimdi bütün dünya gündeminin baş köşesine oturuverdi minik ülke Katar… Kendi küçük, ama gücü büyük… Neredeyse Antalya kadar nüfusu olan bu ülke, üzerine oturduğu gaz denizinin gücüyle dünyayı satın alıyor; dünya çapında, modadan gayrimenkule, finanstan sanayiye, turizmden perakendeye kadar 335 milyar dolarlık yatırımı var ve bu rakam giderek artıyor.
Katar’ın Türkiye’ye yaptığı yatırımlar ise milyarlarca doları buldu. Son iki yılda, Finansbank, ABank, Digitürk, Boyner gibi farklı alanlardaki banka ve şirketler Katar’a satıldı; finans, bankacılık, turizm ve moda sektörlerine yapılan Katar yatırımları, baş döndürücü bir hızla artmakta.
Katar’da kişi başına düşen milli gelir, 130 bin dolar dolayında; bizimkinin yaklaşık 13 katı…
Neden mi Katar krizi sorununa, Katar’ın zenginliğiyle başladım; çünkü sorunun kaynağı orada…
* * * * *
Krizi anlatmama gerek yok, hepiniz biliyorsunuz. 7 Arap ülkesinin bir anda tüm ilişkilerini kestiği Katar; hem karadan, hem havadan abluka altına alındı; diplomatik alanda da, ekonomik alanda da sıkıştırıldı. ABD Başkanı Trump’ın Suudi Arabistan’ı ziyaret edip kılıç dansı yapmasından ve 100 milyar dolarlık silah anlaşmasını imzalamasından hemen sonra… Bununla da bitmedi; Suudiler ABD’ye, toplamda 380 milyar dolarlık devasa bir ihale paketi verdiler.
380 milyar dolar… Büyük para… Daha fazlası Katar’da var; ABD’nin de bu parada gözü… Hatırlayalım; Trump daha seçilmeden önce ne demişti: “19 trilyon dolarlık devlet borcumuz var. Bu borcu, Körfez’deki Arap ülkeleri ödeyecek. Paradan başka bir şeyleri yok. Onlar bizsiz yoklar.”
“Peki” dediler Arap ülkeleri ve ödemeye başladılar. Ancak Katar, “silaha değil, ekonomiye yatırım yapmalıyız” gibi, ABD’nin hoşuna gitmeyen açıklamalar yaptı; İran’la sorun istemediğini belirtti ve ABD ile diğer Arap ülkelerinin terörist kabul ettikleri gruplara her tür yardımı yapmaktan çekinmedi. Bunlar da, ABD’nin bahanesi oldu; Katar, dört bir yandan kuşatıldı. Trump’a koşulsuz biat edene ve trilyonlarca dolar ödeyene kadar da bu kuşatma sürecek.
* * * * *
Ya Türkiye? Katar’la son dönemde sıkı fıkı olan ve IŞİD, El Nusra, Müslüman Kardeşler gibi terör örgütlerine, Katar’la birlikte destek vermekle suçlanan Türkiye, bu krizde nasıl bir tavır sergileyecek? Bir yanda ABD ve Suudiler; öte yanda, son zamanlarda Türkiye ekonomisinin dayanağı olan Katar… Milyarlarca dolarlık yatırım geliyor Katar’dan; 2020 Dünya Kupası’na hazırlanan ülkede Türk girişimcilere milyarlarca dolarlık iş veriliyor. Evet, yine büyük para… Bu durumda, AKP yönetiminin, tavrını, tıpkı ABD gibi, paradan yana ağırlık vererek belirleyeceği konusunda yorumlar var.
Ancak… Alevlerin tam ortasında kalan Türkiye’nin, “sıradaki” olmamak için, iyi bir denge politikası yürütmesi şart. Bunu da, liyakatları son derece tartışılır Dışişleri personeli yerine, ‘monşer’ diye aşağılanan deneyimli diplomatların yönlendirmeleriyle yapmak; bu süreçte de, Atatürk’ün barış politikasını unutmamak, Orta Doğu’daki krizden en az zararla çıkmanın tek yolu. AKP iktidarı, bunu yapar mı dersiniz?..