Uzun yıllar iktidarda kalan partilerin doğal gidişatlarında kaçınılmaz bir gerçek vardır, yıpranma süreci…
15 yıldır ‘Türkiye Siyaseti’ne yön veren Ak Parti, özellikle son bir yıllık süre zarfından yıpranma sürecine girdiğinin sinyallerine vermeye başladı. Özellikle 7 Haziran seçimlerinin ardından parti içi yıpranmışlıkları ortadan kaldırmak için çaba sarf edilse de, konuyla ilgili ciddi adımlar atılamadı.
Bugün gelinen noktada Ak Parti’nin parti içinde en önemli sorunu tespit edildi. Parti içinde gruplaşmalar incelendiğinde, Ak Parti’nin kendi içinde ikiye ayrıldığı ortaya çıktı. Bu iki grup kendini tanımlarken, karşılıklı olarak mücadele vermeye devam ediyor. Kurulduğu günden itibaren partisi için sokak sokak gezen, broşür dağıtan ve kendilerini Recep Tayyip Erdoğan sevdalısı olarak tanımlayanlar, gerçek Ak Partili olduklarını belirtirken; partiye sonrada katılmış sadece kişisel çıkarları için hareket eden, makam ve mevki sahibi olmak adına hareket edenlere de AKP’liler olarak tanımlanıyor.
Kendilerini gerçek partili olarak lanse eden Ak Partililer, partilerine zarar verdiklerini, belediye başkanları başta olmak üzere seçilmişlerin çevrelerinde dolaşarak nemalananların AKP’li olduğunu iddia ederek hareket ediyor. Gerek hizmet kavgası, gerekse siyasi mücadele iktidar partisinde bu nedenle parti içinde başlıyor.
Bu durumun farkında olan ve genel merkez de, konuyla ilgili değerlendirme yaparak, çözüm üretmeyi hedefleyen tepe noktasının da en büyük umudu 21 Mayıs 2017 tarihinde Ak Parti Genel Başkanlığına yeniden gelecek olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan. İşte bu nedenledir ki, kendilerini gerçek partili olarak tanımlayan Ak Partililerin, Erdoğan’ın partinin başına gelmesiyle sadece FETÖ temizliği değil, partiye zarar verdiklerin inandıkları AKP’lileri de gerek teşkilatlardan, gerekse yerel yönetimlerden temizleyeceğine inanıyor. Aslına bakarsanız bu beklentilerinde haklı olan partililer, Erdoğan’ın kendileri gibi gördüğü parti içi muhalefeti temizleme adına partide geniş çaplı bir araştırma yaptığını, bu durumunda raporlanarak önüne getirilmesi talimatından da haberi var.
21 Mayıs bu nedenle Ak Parti’nin parti içi siyasetinde önemli bir tarih olarak siyaset arenasında yer bulacak gibi görünüyor…