Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) eski Genel Başkanı ve Antalya Milletvekili Deniz Baykal, evine çekildi, düşünüyor, ha açıklama yaptı, ha yapacak derken geçen süreçtedün Ankara ve Antalya'da çok ilginç yorumlar yapıldı.
Bunlardan biri, Baykal'ın “Parti ahlakına uygun tarihi açıklama yapacağım”söylemine karşılıktı. Baykal'ın kişisel olarak ciddi pazarlıklar halinde olduğu, eğer pazarlık istediği gibi sonuçlanırsa yapacağı açıklamanın belli olduğu söylendi. Açıklamasında,"Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan bugüne kadar var olan Cumhuriyet Halk Partisi ahlakına göre devlet sahipsiz bırakılmaz, bu nedenle parti ahlakım gereği görevi kabul ediyorum" diye olacağı kulaktan, kulağa dolaştı.
Baykal, açıklama yapmakta gecikince, saatler ilerledikçe “Başbakan Davutoğlu’nun teklifini kabul edecek” diye kulislerde dile getirenler, telefon görüşmelerinde de yorum yapmaya başladı.
Hal böyle olunca, herkes bu gerçeğe kendini inandırmaya çalıştı. Hatta “Baykal'ın bu kadar cesareti var mı?” sorusuna yanıt arayanlar, duyduklarına da inanmak istemedi.
Nihayet, Baykal dün saat 16.00'da Başbakan Ahmet Davutoğlu’na yazdığı 3 sayfalık mektupta bakanlık teklifini neden reddettiğini açıkladı. Bu gelişme ile CHP'de herkes rahat bir nefes aldı.
Hele Baykal’ın 3 sayfalık mektubunun son paragrafında “Nasıl geçmişte 12 Eylül Kenan Evren hukukuna karşı rakiplerimiz olan siyasetçilerin hukukunu savunduysam, şimdi de milletin hukukunu sizlere karşı savunmak boynumun borcudur” cümlesi en dikkat çekici bölümdü.
Baykal'ın bakanlık teklifini kabul etmesi durumda CHP'de neler olurdu, düşünün artık...
Siyasette 24 saatin çok uzun bir süreç olduğunu bir kez daha Baykal bizlere yaşattı. CHP'de yürekler hop oturdu, hop kalktı.
Gözü kulağı dün Antalya'da olan Ankara ise, rahat rahat erken seçim hazırlığına başladı.
Peki, şimdi neler olacak?
İşte bunu okumak herkes için zor...
İyi hafta sonları...