Vatandaşımız zor durumda kaldığında öncelikli olarak gazetelerin kapısını çalar, gazeteciye derdini anlatır. Sıkıntının çözümünü sorumlu olan belediyeden almak yerine direkt bizlere ulaşır. Oysa ki, çözülemeyen sorunlar olduğunda gazetecinin görevi başlar. Geçtiğimiz günlerde bir vatandaş gazetemize gelerek, benimle görüşmek istedi. Komşunun çok yaşlı olduğunu, bakıma hasta ve bakıma muhtaç olduğundan komşuları olarak yardım ettiklerini ama devletten yardım almak için, nereye başvuru yapacağını bilmediğini dile getirdi. Kendisine nerelere başvurması gerektiğini anlatsam da, bir türlü çözüme ulaşamadık. Ben de gazeteci olarak değil ama duyarlı bir vatandaş olarak belediye ile irtibata geçeceğimi belirterek, yardım etme sözü verdim.
Son zamanlarda herkes ‘mış’ gibi yapmanın keyfini sürüyor. Kimsenin de ‘mış’ gibi yaptığını anlamadığını zannediyor. Biz gazeteciler de şüphe ile olaylara, yaşanmışlıklara bakmaksak bu mesleği yapmamızın imkanı olmaz. Bu mantıkla Hürses Gazetesi’nin Genel Yayın Yönetmeni olarak telefonu kaldırıp, vatandaşın işini çözmek yerine her Çarşamba Turunç Masa’da direkt vatandaşların taleplerini aldığını bildiğim Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a vatandaş olarak isteğimi iletmeye gittim. Bir anlamda yardım ederken de, gazeteci olarak Başkan Uysal’ın ‘mış’ yapıp, yapmadığını görmek adına açıkçası art niyetle de yola koyuldum. Hiç kimseye haber vermeden saat 8.30’da Muratpaşa Belediyesi’nin kapısından içeri girdim. Başkan Ümit Uysal, çoktan Turunç Masa’nın koltuğuna oturmuş, bir vatandaşla hararetle konuşuyordu. Çevresinde kim var, yok farkında olmadan vatandaşın isteğine odaklanmıştı. Görevlilere Turunç Masa’ya müracaat edip, başkanla görüşmek isteğimi söyledim. Adımı, soyadımı ve telefonumu alarak listeye kayıt ettiler. Beklemeye başladım. Gelen sıraya giriyor, başkan kiminle 10 dakika, kiminle ise daha fazla sürede konuşmalar yapıyor, karşısındaki vatandaşa çay ya da kahve ısmarlıyor daha sonra görevli bir kişiye çağırarak, ilgili birimin işi çözdükten sonra kendisine bilgi vermesini istiyordu. Bu arada görevlinin yanına gidip, ne zaman bana sıra geleceğini, insanların en çok neler istediğini sordum. Görevli ‘iş talebinde bulunan, yardım talebinde bulunan oldukça fazla’ diye yanıtladı. İçimden Türkiye’nin gösterilmeyen gerçeği diye geçirdim. Yaklaşık 25 dakika sonra sıra bana gelmişti. Başkan Ümit Uysal oturduğu masanın yanına yaklaştığımda beni fark etti. ‘Hoş geldin. Hayırdır’ deyince, ‘Başkanım gazeteci olarak değil, Muratpaşa’da ikamet eden vatandaş olarak talebimi iletmeye geldim’ dedim. Başkan şaşırdı. Ben durumu anlatmaya başladım. Vatandaşla konuşurken, derdini rahat anlatsın diye belediye görevlilerini uzakta tutacak kadar ince düşünen Başkan Ümit Uysal, birini işaret ederek, yanına gelmesini istedi.
Görevli benden ihtiyaç sahibi vatandaşla ilgili tüm bilgileri aldı. Bu arada kahvelerimiz geldi. Başkan Uysal’a Turunç Masa çalışmasını kontrol etmeye geldiğimi söyledim. Her Çarşamba saat 12.00’ye kadar vatandaşlarla birlikte olduğunu ifade etti. Vatandaşla diyalogların ona enerji verdiğini söyledi. Sırada daha birçok insan vardı, vaktini fazla almak istemedim ve Başkan Uysal’a teşekkür ederek, oradan ayrıldım. Gazetenin kapısından içeri girdiğinde telefonum çaldı. Arayan bana sorunu ileten kişiydi. Hasta ve bakıma muhtaç komşusunun evine belediyeden doktor ve hemşire geldiğini, tüm bakımının yapıldığını artık düzenli geleceklerini dile getirerek, soluk soluğa telefonun diğer ucunda bana anlatıyordu. Sürekli de teşekkür ediyordu. “Bana teşekkür etmeyin, ‘mış’ gibi yapmayan Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal’a teşekkür edin” dedi. Ne demek istediğimi anlamamıştı ama, beni hayal kırıklığına uğratamayan Başkan Uysal’a içimden, teşekkür ediyordum.
Gazeteye gelip, sabah kahvemi yudumlayıp, günlük gazetelerimi okurken cep telefonum çaldı. Karşımdaki kişi kendini Muratpaşa Belediyesi Halkla İlişkilen Müdürü Oya Kansu olarak tanıttı. Oya Hanım, başvurunun saat 08.52’de alındığını, başvuru yapılan adrese sağlık ekiplerinin 09.48’de gittiğini, gerekli bakımların yapılıp, ihtiyaçların giderildiğini, eksik bir hizmetin olup, olmadığını sordu. Oya Hanım, sözünü bitirmişti ama benden ses çıkmayınca, ‘Alo, efendim orada mısınız? Telefon mu kesildi’ diye tepki verince, kendimi toparladım.
Oya Hanım’a neden saatlerle açıklama yaptığını sordum, öncelikli olarak, ‘Bize gelen tüm talepler kayıt altındadır. Tarih ve saatiyle birlikte… Gerekli çalışmalar tamamlandığında Belediye Başkanımız Ümit Uysal’a raporlarız. Eğer bir talebe yanıt vermemişseniz, biz başarılı bir halkla ilişkiler gerçekleştirmemiş oluruz. Size belirttiğim sistemle çalıştığımızda hiçbir vatandaşımızın talebi beklemede kalmıyor. Hızlı ve aktif olarak bu hizmeti vermemiz bizde zorunludur’ dedi.
Bilgilendirdiği için teşekkür ettim. Neredeyse bir saat içinde talebim değerlendirilmiş, gerekli olan yerine getirilmiş ve konuyla ilgili bilgilendirilmiştim. Bu beni oldukça mutlu etti. Bur Turunç Masa hikayesi olarak da sizlere aktarmak istedim. Hizmet alan yaşlı ve bakıma muhtaç vatandaşımız ve vesile olup bana ileten okuyucumuz adına Muratpaşa Belediyesi Ümit Uysal’a, Halkalar İlişkiler Müdürü Oya Kansu’ya ve emeği geçen tüm belediye çalışanlarına ‘mış’ gibi yapmadıkları için teşekkür ederim.
UNUTMA
İş kuracak gençlere 50 bin lira
Girişimci gençler 50 bin liraya kadar hibe, 100 bin liraya kadar da faizsiz krediden yararlanabiliyor. Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme İdaresi (KOSGEB) Başkanı Recep Biçer, bu desteğe yoğun ilgi olduğunu söyledi. Biçer, "Devlet kapısında bekleyen üniversite mezunu gençlerimizin sayısını azaltmaya, özel alana, özel işletmeye, işletme kurmaya daha çok yönlendirmeye dönük çalışmalarımız devam ediyor" dedi. Gençlerin KOSGEB'e ilgisinin yoğun olduğunu belirten Biçer, "Biz bu katılımları artırmak için de üniversitelerle işbirliği yapıyoruz. Girişimcilik dersleri üniversitelerde okutulmaya başlandı" dedi.
GÜNÜN SÖZÜ
Ben bir işte nasıl başarılı olacağını düşünmem. O işe neler mani olur diye düşünürüm. Engelleri ortadan kaldırdım mı iş kendi kendine yürür. Mustafa Kemal Atatürk
GÜNÜN FOTOSU