Sosyal demokratların arasında eskilerin tabiriyle çok güzel bir söz vardır, ‘çizmelerimi giyer sahaya çıkarım…’
Aslına bakarsanız bu cümle bir hodri meydan, karşı koyuşun kibarca tabir edilme şeklidir. Ancak, son günlerde CHP Antalya Örgütü içinde yaşananlar; ortada ne çizme bıraktı, ne de çizmeyi giyecek adam…
Tepede bir koltuk kavgası, tabanda ise ‘ne de olsa Antalya Büyükşehir Belediyesini aldık’ rahatlığı…
Kimse kusura bakmasın, bu rehaveti, bu kargaşaya neden olanlar da yine kendini sosyal demokrat olarak tanımlayan Cumhuriyet Halk Partisi’nin neferleri…
Seçimin çantada keklik olmadığını herkesin bilmesi gerekir. Hele hele daha seçim tarihine yaklaşık 2 yıl varken, ‘tamam seçimi kazandık’ diye cümleler kurmak hiç kimseye bir şey kazandırmaz, hatta seçim kaybettirir.
Seçimi kazandık diyenler de, kendilerine bir koltuk bulma adına il ve ilçe kongrelerini kafalarında bitirip bir de şu ilçeye bu, bu ilçeye şu denklemini kurma adına gizli kapılar ardında toplantılar yapıyor.
Referandum sonucundan çıkan tüm oy potansiyelini, CHP’ye mal etmek bir hata iken, bir de il başkanlığı kongresinden aylar önce kamuoyuna duyurarak siyasette yanlış stratejiden dolayı hem kendisini, hem adayını, hem de partisini yıpratmaktan başka öteye gidememiştir.
CHP’de herkesin şapkasını önüne koyup düşünmesi, ardından da aynaya bakma zamanı çoktan gelip geçmektedir.
Parti içinde herkes il başkanı, ilçe başkanı, belediye başkanı hatta milletvekili koltuğuna oturmak adına savaş verirken, tabanda delege kavgaları yaşanırken, Antalya’da nasıl seçim alınacağını birileri bana anlatsın lütfen!.. Bir siyasi partide herkes komutan olmak isterse, kim çizmelerini giyip sahaya inecek, kim bayrak asacak?
Partinin üstündeki kavgaları gören gençlere, nasıl kendinizi ve partinizi anlatabileceksiniz?
Tabii ki demokraside çoğulculuk, çok seslilik her daim kazançtır. Ancak benim adamım, senin adamım diye şekillendirip horozu da erken öttürürsen, çıkan sonuç sadece sana zarar vermez, kardeşim…
Sizler Antalya içinde bu kavgaları verirken, bir de yetmezmiş gibi Antalya’da parti içini şekillendirmeyi kendilerine görev bilenler de, işini başarılı yapamadığını söyleyip Ankara’dan gelip yatlarda toplantı üzerine toplantı yapar. Senden çıkar, başka kapıya girer…
Sonuç, yine CHP’de iki kere iki dört etmedi…
Hala neden diye mi soruyorsun?
İyi haftalar…