Referandum süreci başladı, ancak tam anlamıyla siyasi partiler sahaya inmedi. Ya da benim beklediğim hareketliliği tam anlamıyla göremedim. Referandum sürecinde MHP, kendi tabanını konsolide etmeye çalışacak. Kendisini kilit parti konumuna getiren MHP referandum öncesi halini referandum sonucu alındıktan sonra da kilit parti hüviyetini korumaya devam edecek.
Ak Parti’nin yapacağı kampanya üç aşağı beş yukarı belli... Hedef yüzde 65. Ak Parti bu hedefi tutturmak için milliyetçi, muhafazakar kesim ile Kürt seçmen üzerine odaklanacak. Tabi ki önce kendi tabanında ve MHP’nin tabanındaki ‘kafası karışık’ kesimleri ikna edecek sonra da diğer mahallenin “kafası karışık’lara yönelecek. Kararını vermemişlerin çok geniş bir kesimin bulunduğu ifade ediliyor. İktidar partisi kendi tabanını kontrol etmek anlamında izleyeceği strateji her seçim döneminde olduğu gibi yüzde 65’lik oran üzerinde safları sıklaştırmak hamlesi olacaktır. Bir yandan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan diğer yandan Başbakan Binali Yıldırım olmak üzere iki koldan yüzde 65’lik kesimin konsolide edilmesi çalışmalarına start verecek. Bu nedenle Erdoğan, Elazığ’daki konuşmasında CHP’ye hatta HDP’ye gönül vermişlere bile seslendi.
CHP’nin referandum propaganda sürecinde farklı yollar izleyeceği kesin gözüyle bakılıyorum. Çünkü CHP artık yüzde 25 bandında kalmak istemiyor. Kamuoyu yoklaması yapan kuruluşların birbirine yakın sonuçlarına göre yüzde 15-20 arası orandaki seçmenin henüz kararını vermemiş olduğu ortaya çıkıyor. CHP’nin bugüne kadar alabildiği oy miktarı belli. Hep yerinde saydı. CHP Genel Merkezi ilk kez bunun farkına vardı ve stratejisini değiştirmeye başladı. CHP bu kez yüzde 65’in içindeki yüzde: 15-20 kararsızları AK Parti ve MHP’ye bırakmak niyetinde olmadığını ve kendisinin de bu kesimi hedef kitlesi alacağının işaretlerini veriyor.
Önce referandumun bir parti ve bir kişi meselesi olmadığını ortaya koyma kararı aldı. İkinci olarak toplantılarda parti bayrağı, rozet veya flama kullanmayacak ve sadece Türk Bayrağı kullanacak. Üçüncü olarak ise AKP demeyecek ya Ak Parti veya Adalet ve Kalkınma Partisi diyecek. Siz bir insan ile ilişki kurarken, önce o insanın adını doğru biçimde telaffuz edeceksiniz ki ondan sonra ne anlatacaksanız onu anlatmaya başlayacaksınız. Yoksa adını yanlış telaffuz ettiğiniz biri sizi dinlemeyecektir. Dinlemiş gibi yapsa da bir kulağından girip öbür tarafından çıkacaktır. Bu insani ilişkilerde iletişim kurabilmenin başı. Önce iletişim kurabilecek yöntemi doğru saptayacaksınız ardından empati oluşturmaya çalışacaksınız en sonunda da sadede gelip niyetinizin gereklerini yapacaksınız yani ikna etme sürecine gireceksiniz. Benim anlayabildiğim kadarıyla CHP işte bunu yapacak.
Referandumda oluşacak bir tarafta muhafazakarlar ve milliyetçiler yer alırken diğer tarafta ise ana gövde olarak CHP yer alacak. Dolayısıyla CHP, Türkiye’de varlığı inkar edilemeyen klasik yüzde 65-35 (sağ-sol) oranı içinden kendi payına düşecek dilimi büyütüp, büyütemeyeceğini de görecek bu strateji ile.
UNUTMA
TSK’da başörtüsü yasağı kalktı
MİLLİ Savunma Bakanlığı tarafından TSK Kıyafet Yönetmeliği´nde değişiklik yapıldı. Değişiklik ile TSK´da görevli bayanlar başörtü takabilecek. Milli Savunma Bakanlığı tarafından yapılan bilgilendirmede, "TSK Kıyafet Yönetmeliği´nde yapılan değişiklik ile bayan subaylar, sözleşmeli subaylar, astsubaylar, sözleşmeli astsubaylar ve askeri öğrenciler ile bunların adayları ve kursiyerleri, resmi üniformalarıyla birlikte şapka, bere veya kep altına başlarına taktıkları üniforma renginden istihkak olarak verilen desensiz giysileri yüzlerini kapatmayacak şekilde takabilecek" denildi.
GÜNÜN SÖZÜ
Düşünmeden konuşmanın cezası sonradan düşünmeye mahkum olmaktır. Gıbbon
GÜNÜN FOTOSU