Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül, dün Antalyaspor için hem ilçe belediyelerine, hem de yıldızlı otellere destek çağrısında bulundu. Sahil bandında bulunan ilçe belediyeleri aracılığı ile yine aynı bölgede bulunan otellere ‘Antalyaspor için pamuk eller cebe’ dedi, çokta iyi söyledi.
Başkan Mustafa Gül bu çağrıyı şu sözleriyle ifade etti: ‘’Turizmin bitme noktasına geldiği Antalya’mızda, flaş transferler yapan ‘Antalyaspor'umuzun ayakta kalabilmesi için sahil bandında bulunan tüm Belediye başkanlarımız, gerekirse Meclis kararı alarak ilçelerinde bulunan otellerden 'Yıldız başına bin Euro para' toplayabiliriz. Hiçbir siyasi fikir gözetmeksizin, Alanya, Manavgat, Serik, Muratpaşa, Konyaaltı ve Kemer gibi sahil bandında yer alan ilçe belediye başkanlarımız bir araya gelip, Antalyaspor'un daha da güçlü transferler yapabilmesi ve ayakta kalabilmesi için para toplamalıyız."
Spor bir kentin ortak dilidir. Spor siyasetten ve çekişmeden uzak olduğu zaman anlam kazanır. Bu nedenle Kemer Belediye Başkanı Mustafa Gül’ün bu çağrısını destekliyor ve tebrik ediyorum.
Ama ben diyorum ki; turizm sezonu can çekişirken bu destek çağrısını sadece otellere yapmak adil olur mu? Bence olmaz…
Antalyaspor için bir kampanya başlatılacaksa buna Organize Sanayi ve Serbest Bölge de dahil olmalı, üreticiden ve sanayiden de destek alınmalı ve bu dev kampanya için ciddi ve şeffaf bir komite kurulmalı diye düşünüyorum. Antalya’da faaliyet gösteren tüm işadamları dernekleri ve sivil toplum kuruluşları bu konuya gereken hassasiyeti gösterdiğinde, Antalyaspor için bugüne kadar yapılmamış bir kampanya olacağından herhalde kimsenin şüphesi yoktur.
Asıl mesele, belediye başkanlarının siyasi düşünceden uzaklaşıp, Antalya’nın gururu Antalyaspor için bir araya gelip, gelemeyeceğidir. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in Antalyaspor hassasiyetini hepimiz biliyoruz. Bu çağrıya sahip çıkar ve öncülüğünü üstlenirse, başkanının yıldızı bir kez daha parlar. Antalya, Antalyaspor için bir araya gelebilirse ve sonrasında istenilen başarı elde edilirse, daha da Antalya’nın önüne kimse geçemez.
Zaten bir kere ivme yakalandı mı, gerisi çorap söküğü gibi gelir. Bugün sadece futbolu konuşurken, yarın basketbolu, voleybolu ve daha nicelerini konuşur buluruz kendimizi…
Kent bilinci de böyle oluşur…