Türk siyaseti gergin bir döneme girdi. Siyaset gerildikçe ekonomi çarkı da adeta durdu. Piyasalar şaşkın bir şekilde neler olabileceğini gözlemliyor. Aslına bakarsanız her şey o kadar hızlı ilerleyecek ki, siyaset yapanlar bile ne zaman kongre oldu, ne zaman Ak Parti MYK’sı belirlendi, Bakanlar Kurulu ne zaman göreve başladı diye şaşırıp kalacak. Zaten Ak Parti’nin kongre tarihini 22 Mayıs olarak belirlemesi de en açık şekilde bunları anlatıyor.
Ancak bilmenizi isterim ki, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, bir ülkede çift başlılığın ne demek olduğunu, başkanlık sisteminin Türkiye’ye ne kadar gerektiğini yaşarak, herkese gösteriyor. Herkes televizyonlardan ‘böylesi bir gerginlik ilk kez yaşanıyor’ diye yorum yapıyor. Oysaki Kenan Evren’in darbe sonrası hazırladığı Anayasa ile yönetiliyoruz. Geçmişi bir hatırlayın 1982 Anayasası’nın kabulünün ardından Cumhurbaşkanlığı koltuğunda Kenan Evren, Başbakan koltuğunda ise Turgut Özal oturuyor. Görev süresince çoğu zaman Evren ve Özal arasında gerginlik yaşanıyor ama Özal, tepesindeki asker gücü nedeniyle Evren’le kavga etmeden idare etmek zorunda kaldı. Ardından Turgut Özal Cumhurbaşkanı, Mesut Yılmaz Başbakan oldu. Bir şey değişti mi? Hayır. Yine gerginlik yaşandı. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel kendi devletin tepesine otururken, kendi partisi DYP’nin Genel Başkanı Tansu Çiller de Başbakan. Bugünden farksız gerginlikler, ekonomiye etkisi unutulmaz günler olarak siyasi tarihimize geçiyor. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer de Başbakan Bülent Ecevit’e Anayasa kitapçığı fırlattığında ülkemizde yaşanan gerginliği hatırlatmak bile istemiyorum.
O dönemlerde Anayasa tartışılmıyor, kişisel egolar nedeniyle bunların yaşandığı yorumlanıyordu. Ancak günümüze geldiğinizde bu gerginliklerin temel nedeni olarak 82 Anayasası ile yönetimle devam edersek, çift başlılığın getirdiği sonuçlar yaşatılıyor. Bunları görebilmemiz adına adeta tam bir referandum propagandası yapılıyor. Tamam, o dönemde hiçbir cumhurbaşkanı çıkıp, ben tek olayım, başbakana gerek yok mantığıyla hareket etmedi. Süreçler her zaman aynıydı ancak sonuç olarak bir ilki ilk kez yaşıyoruz. Bu durum da Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın siyasi gücünü tekrar gösterme, hissettirme şekli. Her zaman tek taşla birçok kuşu vurmayı hedefleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu kez de bir taşla bir kuşu vururken, gelecekte gerçekleşecek referandurum ya da erken seçim için de aslına bakarsanız sahaya bile inmiştir. Başkanlık sistemi Anayasa’da değişikliği olmadan uygulanmaya başlarken, tüm taşları da yerine oturtmuştur.
İyi haftalar.
UNUTMA
Konut kredisini batırana çifte KDV
Evini krediyle alan vatandaş kredisini ödeyemediği zaman açık arttırmayla satılan evine ikinci kez KDV ödemek zorunda kalıyor. Evinizi kredi ile alırken yüzde 1.8 veya 18 KDV ödüyorsunuz. Eğer kredinizi ödeyemezseniz banka eve el koyup açık artırma ile satıyor. Bakanlar Kurulu 2013 yılı başında bir karar alarak 150 metrekareden büyük konutların ilk satın alınmasında Katma Değer Vergisi (KDV) oranını yüzde 18 olarak belirlemişti. Sadece büyük konutlar değil büyükşehirlerde arsa birim metrekare vergi değeri 1000 liradan fazla olanlarda da KDV yüzde 18 olarak belirlendi. 500 ile 1000 lira arasında olanlar yüzde 8 ve 500 liranın altında olanlar ise yüzde 1 KDV ödüyor.
GÜNÜN SÖZÜ
Üzgün olmak istiyorsanız geçmişte yaşayın. Endişeli olmak istiyorsanız gelecekte yaşayın. Huzurlu olmak istiyorsanız şimdide yaşayın. Karen Salmansohn
GÜNÜN FOTOSU