Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hafta başından itibaren heyecan doruktaydı. Meclis başkanlığı seçimleri tamamlandı, heyecan bitecek derken siyaset adeta alev aldı. Meclis başkanlığı seçimlerinde bile ortak noktada buluşamayan siyasi partilerin halen koalisyon konuşması bana komik geliyor.
Meclis başkanlığı seçimlerinde MHP’nin boş oy vermesi, Ak Parti’nin tek başına iktidar alışkanlığından, Deniz Baykal’ın partisi CHP’yi politikasız bırakmasından, HDP’nin kafa karışıklığından siyaset kilitlendi.
Siyasetteki kilitlenmenin açılması için herkesin beklentisi erken seçim oldu. En kötü seçenek olan erken seçim, bugün bakıldığında en doğru tercih gibi vatandaşın önüne konulacak.
Erken seçimi en fazla isteyen de Ak Partililer… Ancak Ak Parti içinde ‘Davutoğlucular’, ‘Erdoğancılar’ ve ‘Gülcüler’ grupları oluştu. Bu gruplaşmalar erken seçim kararı alınmasıyla gün yüzüne daha fazla çıkacaktır. Tüm kirli çamaşırlar dökülecek, milletvekili listelerine girmek isteyenler arasında savaşlar çıkacaktır. Bu iç savaş içinde erken seçime gitmek Ak Parti’ye ne kazandırır, iyi düşünüp karar vermesi gerekir.
Erken seçim kararında en zor partilerden biri de CHP… Deniz Baykal adeta partisinin politikasını kilitledi. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun işi çok zor. Erken seçim kararı alınırsa, seçim öncesi parti merkezinde ‘Seçime endeksli çalışma yapmak zorundayız, kongreleri öteliyoruz’ diye karar alınabilir. Parti tabanı buna tepki gösterirse erken seçim öncesi Kılıçdaroğlu’nun sandalyesi parti içinde tehlikeye düşebilir. CHP kendi içinde sıkıntıyı anlatabilirse, erken seçim çalışması yapabilir.
MHP, bana göre harakiri yaptı. MHP içinde ciddi istifalar beklenirken, olası erken seçimde parti baraj sorunu yaşarsa hiç şaşırmam…
HDP'ye gelince... Doğu ve güneydoğu oylarına sahip çıkacak olan HDP özellikle diğer partilerin yaptığı yanlışlar nedeniyle puan kazanacaktır. HDP’nin erken seçimde oy peşine düşeceği bölgeler Akdeniz ve Ege olacaktır.
Bu şekilde girilen erken seçim kime yaracaktır, sorarım size?