Bilgiliyiz değil mi? Her birimiz kendi çapımızda, kendi alanımızda yeterince bulduğumuz bilgiye sahibiz. Hiç bilgiyi eyleme geçirmeyi düşünür müyüz?
Evet.
Bilgiyi eyleme geçirdiğimizde yaşanan gerçekler vardır. Yaşanan gerçekler bilgi haline şekil ve düşünce kazandırır. Böylece bildiğimiz diğer bilgilerle bağ kurmuş oluruz. Yeni sonuçlar, yeni bilgiler kazanmayı sağlarız. Yeni bilgileri eyleme geçirerek devam ettiğimiz zaman bizdeki istenmeyen pek çok alışkanlık, yanlışlık, ön yargı, ikilemler kendiliğinden ortadan kalkacaktır. İşte bu durum ‘sürekli hayırda olma hali’dir. Ve biz ancak sürekli hayır halinde isek hayırlı işler yapabiliriz. Çünkü içimizin durumu, bizim eylemlerimizin hayır olup olmadığını belirler. Bir düşüncemiz veya eylemimiz şekil bakımından hayırlıymış gibi görünebilir. Anlamamız gereken güzeli yapma düşünce ve eylemin gerisinde alt hesaplar, karşılık beklemeler varsa biz hayırda değiliz. O zaman düşünce ve eylemimiz de hayır teşkil etmez. Önce hayırda olmamızın engellerini yani içimizdeki ikilikleri ortadan kaldırdığımızda hayrı gören gözlerimiz, hayrı duyan kulaklarımız açılır. Gönül gözümüz açılır.
Önce beklentiden kurtulmak niyetimizi temiz tutacaktır. Niyetimizin temizliği ruh bilincimizin yükselmesidir. Niyetimizin temizliği demek tam bir içtenlikle, bilerek, isteyerek ve sevgiyle yapılması gerekeni yapmaktır.
Bir hayır yapmışsak yapabildiğimiz için, böyle bir fırsat verildiği için sonsuz şükür içinde olmalıyız. Ve her hayır, daha büyük başka bir hayra yol açıyor. Hayırlar en küçüğün içinden bir büyüğü çıkarak devam ediyor. Onun için en küçük ilk hayır ve en küçük hayırlar grubu çok önemli.
Sevgi her işi hayra çevirir.
İnsana verilen zaman en büyük hayırlardan biridir. Ve daha nice hayırlar vardır ki sevgide büyüdükçe karşımıza çıkar.
Her güzel gün yeni hayırlara vesile olsun dileklerimle.
Sevgiler…
Her şey... Ama her şey sevgiyle var oluyor... Sonra biz kirletsek de...