Antalyaspor, son 1 aydır neredeyse sadece Samuel Eto’o ile anılır oldu.
Gidiyordu, gidecekti, hatta gitti haberleri özellikle yaygın medyanın manşetlerini süslüyor.
Çıkan haberler öyle bir hale geldi ki; ‘Samuel Eto’o transferi için Antalyaspor, Beşiktaş’a üstüne bir de para verecek’ diye yazmadıkları kaldı.
Bu yüzden de esas konuşmamız gerekenleri konuşmaz, esas görmemiz gerekenleri göremez hale geldik.
Neredeyse Eto’o ile yatar, Eto’o ile kalkar olduk.
Eto’o’unn gitmesinden, yada kalmasından belki de çok daha önemli olanları göremez ve konuşamaz hale geldik.
Ne bunlar?
*****
Mesela; Antalyaspor Basketbol Takımı.
Uzun yıllar sonra Antalyaspor artık salonlara, parkelere de çıkıyor.
Bunun ne kadar anlamlı olduğunu, ne yazık ki fark edemiyoruz.
Burada yapılan yatırımları ve konulan büyük hedefleri göremiyoruz.
Bunun farkına varmalı ve mutlaka destek olmak zorundayız.
Çünkü Antalya; futbol kadar, bir basketbol şehridir de.
Ancak, Antalyaspor’un bir basketbol takımının olmaması çok büyük bir eksiklikti.
Bu uzun zaman sonra giderilmiş oldu.
Konulan hedefler ile de Antalyaspor basketbol takımı, ilerleyen dönemlerde mutlaka en üst seviyede Antalya’yı temsil edecektir.
*****
Mesela; bu sene ilk kez yapılan ve 50. Yıl şerefine gerçekleştirilen Ziya Özden Açık Su Yüzme Yarışları. Ne yazık ki hak ettiği etkiyi göremedi. Dünkü ATSO meclisinde de bu konu konuşuldu. Ve Antalyaspor Derneği Başkanı olan aynı zamanda ATSO Meclis Üyesi Nafiz Tanır, ATSO Başkanı Davut Çetin ve yönetim kuruluna yarışlara ve etkinliğe vermiş oldukları destekten dolayı teşekkür etti.
Bu yarışlar ilerleyen dönemlerde geleneksel hale geldikçe, mutlaka hak ettiği değeri de görecektir.
*****
Mesela; Antalyaspor yönetimi, Osmanlıspor maçı öncesi kırmızı beyazlı takımın yaşayan efsaneleri arasında yer alan ilk kalecilerinden ‘Donsuz Veli’ lakaplı Veli Dündar Yavuz’u unutmadı. Benim yıllar önce ortaya attığım; ‘Antalya’da oynanan her maç öncesi, Antalyaspor’a emeği geçen, bu takım ile efsane olmuş eski futbolcuları, yöneticileri, başkanları ‘Efsanelerimizi anıyoruz’ adı altında onurlandıralım, hatırlayalım’ önerim, sonunda hayata geçti.
İlk olarak da Osmanlıspor maçı ile bu ‘hatırlama, onurlandırma’ projesi başlamış oldu.
Umarım bunun devamı gelir.
Yani ‘Donsuz Veli’ ile kalmaz.
Her maç öncesi efsanelerimizi anmış oluruz.
Yeni kuşaklara, efsanelerimizi öğretmiş, onları yeniden hatırlamış oluruz.
Çünkü ‘büyük takım’ olmak, önce camia olabilmekten geçer.
Büyük takım olabilmek; taraftar sayısıyla, etkinliğiyle, camiaya, geçmişine sahip çıkmayla ölçülür.
Ancak böyle büyük takım olunur.
Şampiyon olmakla ya da ligi üst sıralarda bitirmekle, büyük takım olunmaz.
Geçmişimize, efsanelerimize ne kadar sahip çıkarsak, geleceğimiz o kadar parlak ve umut verici olur.