Antalyaspor’da artık yeni bir dönem başladı. Önceki gün yapılan seçimli olağan mali genel kurulda kırmızı beyazlı kulüp yeni başkanını seçti.
Cihan Bulut ile Antalyaspor’da yeni bir dönem de başlamış oldu.
Öncelikle böylesine zor bir dönemde Antalyaspor başkanlık koltuğuna oturan Cihan Bulut ve yönetim kuruluna başarılar diliyoruz.
Antalyaspor başkanlığı herkese nasip olmaz.
Hele ki bu koltuğa iki kez oturmak, öyle herkese nasip olacak bir şey de değildir.
Antalyaspor başkanlık koltuğuna ikinci kez oturan Cihan Bulut, böylesine önemli ve onurlu makamın kıymetini çok iyi bilmelidir.
Özellikle Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel’in, kulübün borçlarına sahip çıkacağını açıklamasının ardından Başkan Bulut’un yükünün ciddi anlamda hafifleyeceğini düşünüyorum.
Yönetim kuruluna gelirsek.
Açıkçası gerek genel kurulda, gerek kulislerde yönetim kurulu ile ilgili çok şeyin konuşulduğuna şahit oldum.
Uzun sürede konuşulacağa benziyor.
Özellikle yönetimde yer alan profesörler, en çok dikkat çeken isimler olarak ön plandaydı.
Yönetim kurulu hakkında şimdiden yorum yapmak, bu isimlerin futbolla ilişkilerini sorgulamak için erken olabilir ancak, benim kişisel görüşüm; yönetim kurulunda futbolun içerisinden gelen isimlerin olması yönündeydi.
Ne yazık ki, bunu göremedim.
Örneğin; eski futbolcular yönetimde olabilirdi.
Örneğin; Türkiye Futbol Federasyonu ile ilişkileri götürebilecek bir isim olabilirdi.
Örneğin; Merkez Hakem Kurulu ile ilişkileri götürebilecek bir isim olabilirdi.
Örneğin; taraftarla ilişkileri kurabilecek bir isim olabilirdi.
Ben 19 kişilik yönetim kurulunda, 3 ya da 4 kişi hariç, futbola hakim isimler göremedim.
Umarım ben yanılırım.
Çünkü iyi bir futbol izleyicisi olmak, iyi bir futbol yöneticisi olmak demek değildir.
Yada çok zengin olmak da, iyi bir futbol yönetici olduğu anlamı taşımaz.
Futbol kulüplerini, futbolun ruhunu bilen isimler yönetmelidir.
Son olarak; genel kurul sonunda kürsüye çıkan Cihan Bulut, eski başkanlardan Gültekin Gencer ve Ali Şafak Öztürk’e seslendi. Onları da kürsüye davet eti. Her ne kadar iki eski başkanları yan yana getirmeyi başaramasa da, bu davranışının bile son derece önemli olduğuna inanıyorum.
Artık ayrışma değil, birleşme günü olduğunu düşünüyorum.
Her yönden kötü günler geçiren camiayı birleştirecek olan, kulübün başkanıdır.
Çünkü bu zor günlerden ayrışarak değil, birleşerek çıkabiliriz.
Unutmayalım; Antalyaspor bizim, hepimizin.