Antalyaspor’da son günlerde en çok konuşulan konu camiada ki birlik ve beraberlik.
Özellikle şu günlerde birlik ve beraberliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.
Çünkü camia içerisinde şucu-bucu gibi ayrıştırmalar son günlerde gittikçe artmış durumda.
Adeta tribünlerde kutuplaşma başladı.
İzmir marşı tartışmasının ardından, Antalya’da oynanan Başakşehir maçında bu kutulaşmanın örneğini üzülerek görmüştük.
Bir taraf ‘Kırmızı’ diye bağırırken, diğer taraf sesini çıkarmamıştı.
Bu tarz hareketler sadece ve sadece Antalyaspor’a zarar verir.
O haklı, bu haklı kavgasından artık uzaklaşmamız gerektiğini düşünüyorum.
Önümüzdeki sezon çok daha zorlu bir süreç bizi bekliyor olacak.
Artık birbirimizi suçlamak yerine, el ele verip, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmeliyiz.
Geçtiğimiz gün, 07 Gençlik’in düzenlemiş olduğu iftara katıldım.
Cumartesi günü de Grup 1966 bir iftar organizasyonu düzenliyor.
Allah kısmet ederse ona da katılacağım.
Bu tarz organizasyonlar, camianın bir araya gelmesi adına son derece önemli.
07 Gençlik’in iftarında gece saat 23:30’a kadar oturup sohbet ettik.
Konu Antalyaspor olunca sohbet uzadı, vakit su gibi akıp geçti.
Ekipte de; Süleyman Turan, Tolga Cömertoğlu, Mehmet Yaman, Recep Güler (Miloş) Hakan Aydın gibi yıllarını Antalyaspor tribünlerine adamış isimler olunca; hanımlar telefonla aramasa, sanırım sohbet iftarda başlayıp, sahurda sona erecekti.
Netice itibariyle iftar organizasyonunu düzenleyenleri canı gönülden kutluyorum.
Ayrıca iftara katılan Musa Nizam’a ayrıca teşekkür etmek gerekir.
Çünkü; geçtiğimiz günlerde bir ameliyat geçirmiş ve koltuk değnekleri ile iftara gelmişti.
İşte bu yüzden, her ne kadar kötü bir sezon geçirmiş olsa da, bize böyle futbolcular gerekiyor.