Antalyaspor’da sonunda beklenen oldu ve Ali Şafak Öztürk dün itibariyle Antalyaspor başkanlığından istifa etti.
Aslında 7 Aralık Perşembe günü iptal olan genel kurul öncesi bu süreci anlatmaya çalışmıştım.
Aslında Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belliydi.
Antalyaspor Anonim Şirketi’nin en büyük hissedarları olan dernek ve vakfın, genel kurulu iptal edeceğini, mevcut yönetimin devam edeceğini, Ali Şafak Öztürk’ün istifa edeceğini, yönetim kurulunun ise kendi içerisinden bir başkan seçerek devre arasına kadar devam edeceğini belirtmiştim.
Söylediklerim ve yazdıklarım da tam anlamıyla gerçekleşti.
Yani resmi olarak Ali Şafak Öztürk dönemi sona erdi.
Dünden beri insanlar gerek telefonla arayarak, gerekse mesaj atarak ‘Şimdi ne olacak’ sorusunu yöneltiyor.
Benim aldığım duyumlara göre ise Antalyaspor devre arası bir kez daha olağanüstü genel kurula gidecek. Ve bu genel kurulda yeni başkanını seçecek. Bu seçim için de şimdiden iki isim hazırlık yaptığı kulağımıza geliyor.
Kim bunlar derseniz, sadece ikisinin de daha önce Antalyaspor’da başkanlık yaptığını söyleyebilirim.
Hatta, taraftarın çok hoşuna gitmeyecek bir ismin, üç gündür tesislerde mali tabloyu incelediği bile kulağımıza geliyor.
*****
Ali Şafak Öztürk için dün ne söylediysem, bugün de hala sözlerimin arkasındayım.
Başkanlığı bıraktığı için kendisini yerden yere vuracak da değilim.
Ali Şafak Öztürk hatalar yaptı mı?
Evet yaptı.
Hataları kadar, doğruları da vardı.
Ancak en büyük hatayı, kendisini yanlış yönlendiren kişileri yanına alarak yaptı.
Ali Şafak Öztürk, Antalyaspor için bulunmaz bir nimetken, belki de kırmızı beyazlı takımı uçuracak bir başkanken, ne yazık ki bugün tam ters şeylerin konuşulduğunu görüyoruz.
Başkan Öztürk, Antalyaspor için efsane başkan olabilirdi.
Antalyaspor tarihinde taraftarın en çok sevdiği, kendisine en yakın gördüğü başkanlardan birisi oldu.
Ancak, yanına aldığı İtalyan menajer ile başlayan yanlışlar silsilesi, Nasri, Menez transferi ile takımın kimyasının bozulmasına, sonrasında Rıza hocanın gidişi ile başlayan çöküşe ve yine İtalyan menajerin getirdiği teknik direktör yanlışı ile de bugünlere gelmemize neden oldu.
Futbolda her zaman, iki kere iki dört etmez demiştim.
Futbolun kendi içerisinde bir dengesi vardır. Bu dengeyi bozarsanız toparlamak kolay olmaz.
Ne yazık ki biz, bu dengeyi bozduk.
Ben yaklaşık 6 aydır ‘Doğru yolda değiliz, Antalyaspor kötü yönetiliyor, bu şekilde gidersek, batağa sürükleniriz’ derken, bana sosyal medyadan küfür, hakaret, iftira ve tehdit yapanlar, bugün sen haklıymışsın demeye başladı.
En büyük teşekkürü de Eto’o konusunda alıyoruz.
Çünkü az daha Nasri uğruna, Eto’o harcanacaktı.
Biz Eto’o’yu savunurken, bunları hak etmiyor derken oyun içinde oyun yapmakla suçlanmıştık.
Artık önümüze bakacak olursak; toparlanamaz mıyız?
Elbette toparlanırız. Doğru adımları attığımız müddetçe, doğru hamleler yaptığımız müddetçe, doğru isimler ile çalıştığımız müddetçe bu kadro her şeyin üstesinden gelir.
Yeter ki elimizdeki kadroya güvenelim ve destek olalım. Çünkü şuan önceliğimiz sahada alacağımız iyi sonuçlar olmalıdır.