Antalyaspor Başkanı Ali Şafak Öztürk dün yaptığı basın toplantısı ile seçimli genel kurul kararı alındığını açıkladı. Ve bu açıklamayı tamamlayamayarak, gözyaşları içinde basın toplantısını yarıda kesti. Genel kurul kararı almasının nedenleri olarak da, kendisine ve yönetimine karşı yapılan eleştirilerle daha fazla mücadele edememesi olarak gösterdi.
Akıllarda bir çok soru işareti bırakarak da basın toplantısını bitirdi.
Şimdi akıllara gelen soru ise, bundan sonra ne olacağı.
Çünkü bu konuda bir çok soru işareti var.
Örneğin; çekilen krediler ne olacak?
Örneğin; stadyumun isim sponsorluğu ne olacak?
Örneğin; Antalyaspor’un borcu ne olacak?
Başkanın bu şekilde ‘ben artık yoruldum’ diyerek bırakması asla doğru bir davranış şekli değildir.
Kaldı ki, Ali Şafak Öztürk’ten önce orada istifa etmesi gereken çok fazla kişi vardı.
Devamlı olarak başkanı yanlış yönlendiren, başkanı hatayla sürükleyen ve orada olma amacı Antalyaspor sevgisi değil, kendisine rant sağlamak olan bir çok kişi öncelikle istifa etmeliydi.
Ancak böyle olmadı.
Açıkçası başkan da, aynı istifa eden yöneticiler gibi soru işaretleri ile görevi bıraktı…
Seçimli genel kurul kararı aldığını açıkladı.
Tekrar aday olur mu?
Bu da kafalardaki ayrı bir soru işareti.
Ancak herkes gibi benim de kafam çok bulanık…
Ancak kafamda net olan bir şey var ki, başkan başından itibaren yanlış yönlendirildi. Yanına yanlış isimleri aldı, doğru isimleri yanından uzaklaştırdı.
Kulübü bilen, Antalyaspor’u iyi tanıyan, Antalya’nın ve Antalyaspor’un dinamiklerine hakim, gerçek Antalyasporlu kim varsa başkanın yanından uzaklaştırıldı.
Hal böyle olunca da, bugünkü duruma gelindi.
Bundan aylar öncesinden, başkanın yanında olan 3 kişiden bahsetmiştim. Bu üç kişinin başkanı nasıl yanlış yönlendirdiğinden ve başkanın bunlara engel olmamasını ve hala bu insanların niyetini anlayamamasını eleştirmiştim.
Sonuç olarak da tabiri caizse, üç yanlış bir doğruyu götürdü.
Bana göre dünün tek özeti budur…