CHP’NİN İHTİYACI GENEL BAŞKAN MI, DOĞRU POLİTİKA MI?
CHP’de 1 Kasım erken genel seçimlerinin ardından kazan kaynıyor. Her kafadan ayrı ses çıkarken, kulislerde adaylık için nabız yoklayanların sayısı da aynı orantıda artış gösteriyor. Acaba diyorum genel başkanlığa aday olanlar partisinin yetersiz oy almasıyla mı ilgili genel başkanlığa aday, yoksa koltuk sevdasından dolayı mı? CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel başkan olduğundan bu yana 6 seçime girdi. 6 seçimde de yüzde 25 üzerine çıkamadı. Türkiye’nin yakın siyasi tarihine baktığınızda, sol partileri toplayın, çıkarın, çarpın bölün sonuç hiçbir zaman toplamda yüzde 30 bile olmazken (Bülent Ecevit döneminde Abdullah Öcalan’ın yakalanması nedeniyle 1999 yılı seçimleri hariç) şimdi kalkıp da Kılıçdaroğlu başarısız deme şansınız var mı? Bana göre yok! Hepsinden önemlisi Kılıçdaroğlu’na yanlış adam, yalancı adam, üç kağıtçı adam diyemezsiniz. Kılıçdaroğlu, dürüst adam. Atatürkçü, özgürlükçü. Hepsinden önemlisi tembel değil!.. Bunlar yetmiyor mu diyorsunuz, kabul… Parti için muhalefet grubu hep birlikte Kılıçdaroğlu’nu koltuğundan indirmek istiyorsunuz. Peki yerine gelecek olan CHP’nin oylarını yüzde 30’lara, yüzde 40’lara mı çıkaracak? Hayır. Hem de kocaman bir HAYIR. Kılıçdaroğlu kalsada, gitse de CHP'de hiçbir değişmeyecek. Çünkü CHP’nin bana göre genel başkan sorunu yok. CHP’nin yönetmeye talip olduğu Türkiye’ye doğru siyaset üretemediği gerçeği var. Ak Parti iktidarlığıyla birlikte son 13 yıldır CHP’nin anlaması gereken bir gerçek var. CHP’nin sol kesimden aldığı nettir. Kılıçdaroğlu da CHP’nin neredeyse tüm oylarını almıştır. Seçimlerde hedef CHP’ye oy vermeyen seçmene yönelik oluşturulacak politikadır. O da; CHP’ye bugüne kadar oy vermemiş ama oy verme ihtimali olan vatandaşın demokrasi, insan hakları, özgürlük kavramlarıyla sandıkta tercihini yapmadığı gerçeğidir. CHP’nin temelinde demokrasi ve insan hakları vardır. Politikasını da buna göre anlatmakta ve uygulamaktadır. Maalesef Türkiye’nin acı gerçeği vatandaşın derdinin demokrasi, insan hakları, özgürlük yerine iş, aş, inanç, örf ve adetler noktasında dokunulmazlıklarını belirlemiştir. Köy kahvesinde oturan Ahmet Amca’ya demokrasiyi anlatamazsınız, varoşlarda yaşayan Ayşe Teyze’ye basına sansürü dillendiremezsiniz. Ve bu ülkede çoğunluk Ahmet amcalardan, Ayşe teyzelerden oluşuyor. Hatta onların yetiştirdiği çocuklardan ve torunlardan… CHP şapkasını önüne koyup Türkiye’nin sosyolojik yapısının dibine inmelidir ki, doğru söylemlerle politika yapsın. Yoksa, CHP dün iktidar partisiydi de bugün Kılıçdaroğlu mu oy kaybettirdi. Yolunuz yanlış, herkes şapkasını önüne koyup bu işi iyi düşünsün derim… İyi hafta sonları… UNUTMA! Kıyafetini hazırlamayı unutma! Antalya olarak yine ulusal basındayız. Neden mi? 29 Kasım- 6 Aralık tarihleri arasında gerçekleştirilecek dünün Altın Portakal Film Festivali, bugünün Antalya Film Festivali nedeniyle… Gündem konusunun sanat olduğunu zannetmeyin. Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel, bir gazeteye verdiği röportajda festivale katılanların kıyafetlerinin ilgili düzgün olması gerektiğini, yırtık kotla festivale katılım olmamasını istemiş. Hatta sanatçının ödül bile alsa festival salonuna alınmayacağını dile getirmiş. Siz siz olun şimdiden kıyafetlerinizi hazırlayın. Sonra söylemedi demeyin!.. GÜNÜN SÖZÜ Hepimiz çok güzel konuşuyoruz. Ama hiçbirimizin hayatında konuştuklarımız yok! E.K. GÜNÜN FOTOĞRAFI Durakta beklerken kitap okumak ister misiniz?