DIŞ POLİTİKANIN İÇ POLİTİKAYA YANSIMASI

Yayınlanma: 12.07.2016 06:44 Güncelleme: 12.07.2016 06:44

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, özellikle altını çizerek şu cümleyi sarf etti: “Düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı çoğaltacağız…”Bu cümle bugün adımlarını attığımız yarınlarımız adına ülkemizin dış politikasının hedefi olarak belirlenmiş durumda…  Dış politikada son dönemlerde yaşanan gelişmelerin elbette ki iç politikaya da önemli etkisi olacaktır.  İsrail ile yılların ardından yapılan anlaşmanın hemen ardından Rusya ile bozulan ilişkilerin karşılıklı olumlu adımlarla düzeltilmesi adeta eş zamanlı gibi oldu. Bizim için bunları değerlendirmek şimdi zaman alsa da, İsrail ve Rusya ile girilen normalleşme süreçleri uzun zamandır süren çalışmanın bir sonucudur. Şimdilerde geri planda çalışması yapılan konuların da sonucu yakın zamanda kamuoyuna yansıyacaktır. Bunlardan biri Şam yönetimi, diğeri ise Mısır yönetimi doğrudan ve dolaylı görüşmeler. Esad ve Sisi ile görüşmelerin getireceği sonuçlar somut hale geldiğinde bizlerde bilgi sahibi olacağız!.. Bu gelişmeleri ardından dış politikanın iç politikayı da şekillendireceği gerçeğinden kaçamayız. Dış politikamızın değişimiyle iç politikada 3 etkenle karşı karşıya kalacağız.   ERKEN SEÇİM Dış politikada yaşanan hızlı gelişmelerin sonucu olarak sonbaharda olası seçimin yapılması adına güçlü bir etken oluşmuştur. Özellikle barış temaslarıyla ülkeler arası ilişkilerimizde barış dilini kullanmak özellikle muhalefet partilerini atağa geçirecektir. Eleştirisel bakış açısı muhalefet partilere puan kaybettirme olasılığı yüksektir. Bu durumda da seçim zamanlaması adına iktidara partisi için önemli bir etken olacaktır. EKONOMİDE KRİZ Dış politikadaki tutumumuz bana göre küresel ekonomik krize karşı bir tedbir olarak da karşımızda durmaktadır. Popülist olmayan ekonomistlere göre dünya çapında ekonomik krizin gelmekte olduğu açıklamaları dikkate alınmaktadır. Hatta bu krizin 2008 yılında bütün dünyayı etkileyen ekonomik krizden daha etkili olması beklentisi büyüktür. Dış politikadaki bu ataklar olası küresel ekonomik krizde ülkemizin bunu en az hasarla atlatması adına arayıştır. KÜRT DEVLETİ Köşe yazımın başında belirttiğim gibi “düşmanlarımızı azaltacağız, dostlarımızı çoğaltacağız” sözünden yola çıkarak dış politikadaki hızlı gelişmelerin sebebinden biri de, Suriye’nin kuzeyinde ülkemizin güney sınırında kurulması güçlü olasılık olarak önümüzde duran Kürt Devleti konusudur. Ülkemiz adına en tehlikeli sorunların başında gelen ancak görmezden gelinemeyen etken karşısında kuşkusuz yapılması gerekenler vardır. İster adı Kürt Devleti olsun, İsterseniz Kürt Otonom Yönetimi olsun böylesi bir gelişme karşısında dış politika değişimine gidilmesiyle Kürt realitesine karşı duruş gücünü arttıracak hesaplar yapılacaktır. Önümüze çıkma ihtimali yüksek bu değerlendirmelerimin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dış politikadaki stratejik değişimi bizzat yönettiği gerçeğini de görmemiz gerekir. Bu durum ülkemizi yeni bir seçime götürürken, başkanlık sistemi de devreye girmiş olacak. Burada en önemli görev muhalefete düşüyor. Muhalefetin bu gelişmeleri şimdiden okuyup, gelecekle ilgili değerlendirme ve strateji belirlemesi gerekiyor. Aslına bakarsanız ne ile karşılayacağımızı iktidar partisinden daha çok muhalefet partileri belirleyecektir. Muhalefet partilerin duruşu,  söylemleri ileride dış politikanın yönünü değiştirebilir mi, yaşayarak göreceğiz. UNUTMA 1 milyon sürücüye parası iade edecek Haziran 2014’ten, Eylül 2015’e kadarki 15 aylık sürede, yanlış uygulama nedeniyle sürücülerden fazla alınan primler iade edilecek. Sigorta şirketleri, 2014’ün Haziran ayından, 2015’in Eylül’üne kadar, 15 aylık sürede, trafik sigortasında aldıkları fazla primleri, bu ayın sonundan itibaren iade etmeye başlıyor. Yaklaşık 1 milyon sürücüye, ortalama 100 lira trafik primi iade edilecek.   GÜNÜN SÖZÜ Devler gibi eser vermek için karıncalar gibi çalışmak gerekir. Necip Fazıl Kısakürek GÜNÜN FOTOSU #şimdiantalyazamanı #antalyamerhaba

Devamını Okumak İçin Tıklayınız