Dr. Onur Ademhan: Devlet desteklerse sağlık turizminde birinci olabiliriz

Uzman Dr. Onur Ademhan, yılın 11 ayı güneşli olan Antalya'nın turizm açısından en büyük avantajı elde ettiğini, güzel tesisleri ve başarılı hizmet sektörünün de dünyaca bilinir olduğunu söyledi. Bunun yanına artık sağlık turizminin de eklendiğini ifade eden Uzman Dr. Ademhan, "Tatillerini yaparken, sağlık hizmeti de alabileceklerini, hem de kendi ülkelerindekinden çok daha ekonomik ve başarılı olacağını bilenlerin sayısı her geçen gün artıyor. Bizler bu bilgiyi daha geniş kitlelere anlatmaya çalışıyoruz. Epey de yol kat ettik" dedi. Ademhan, şöyle devam etti: "Antalya, Türkiye'nin sağlık turizminin başkenti olacak konuma geldi. Önceleri İstanbul idi. Hava yolu ulaşımının kolay olması İstanbul'u cazip kılıyordu ama artık tüm firmalar Antalya'ya da sefer koyuyor. Sefer sayısı ve bir çok şehirden Antalya'ya direkt uçuş olması da bunu kolaylaştırdı. Yabancılar artık tepeden tırnağa bütün tedavileri burada alabileceğini biliyor. Amerika'dan, İngiltere'den, Avrupa'dan ve Arap ülkelerinden hastalarımız var. Kendi branşımızdan örnek verecek olursam, Antalya'da diş tedavisi veya estetiği hizmeti alanlar, ülkelerine döndüklerinde çok memnun kaldıklarını anlatıyor. Bir kişi, ortalama beş hasta yolluyor." 'SAĞLIK TURİZMİNDE TEK EKSİĞİMİZ TANITIM' Ademhan, Türkiye'nin sağlık turizminde Macaristan, Polonya, Yunanistan, Bulgaristan ve Tayland ile yarıştığını belirterek, "Lider, Macaristan. Bizim buradaki tek eksiğimiz tanıtım. Diğer ülkeler sadece bilinirliklerinden dolayı bizim önümüzde. Biz çok iyiyiz ama bunu anlatamazsak bir kıymeti yok. Tanıtımı güzel yapmalıyız. Bu konuda devletin önümüzü açması gerekiyor" dedi. Antalya'nın bütün dünyaya güvenli bir tatil bölgesi ve sağlık turizm merkezi olarak duyurulması gerektiğini kaydeden Ademhan, "Hedef kitleye, tüm branşlarda uzman hekim, hizmet ve tetkik olanakları ile son teknoloji cihazlara sahip kliniklerde maksimum düzeyde sağlık hizmeti alacaklarını anlatmalıyız" diye konuştu. Ademhan, şunları söyledi: "Kendimizi oralarda anlatabilmek için sempozyumlar, kongreler, fuarlar düzenlemeli; diğer ülkelerde yapılanlara katılmalıyız. Teşvikler için kliniklerin önü açılabilir. Yurtdışında yaptırılan kurumsal reklamların maliyetleri gerçekten çok yüksek. Bu da kliniklerin mali durumlarını zorlayabilir ya da güzel bir tedavi sunmak için ayrılan bütçeden yiyebilir, cihaz, donanım veya tedavi kalitesini düşürebilir. Devletin teşvik çalışmaları var ama ulaşmak, yararlanmak gerçekten zor. Teşvikte, (Sen önce harca, biz sonra sana ödeyelim) modeli uygulanıyor. Oysa klinikler bunu baştan harcayacak durumda olsa, belki sonradan ödeme beklemeye bile gerek olmayacak."