KÜÇÜK BİR HATIRLATMA!
Gazetecilik mesleği zordur. Yerel gazetecilik daha zordur. Kent bilincinin içinde yayın yaptığın şehre fayda sağlayacak konulara destek verirken, yanlış yapılana da ‘yanlış yaptın’ diyebilmektir. Okuyucunla sokakta selamlaşmanız, aynı mekanda otururken hiçbir zaman güven duygusunu kaybetmeden, samimiyetle hareket etmeniz, kaleminizi de ona göre oynatmanız gerekir. Eleştirdiklerimizle ilgili yorum yapmak istemiyorum. Eleştiriye karşılık yaşanacakları hepimiz tahmin ederiz. Ancak kente fayda sağlayacağına inandığımız kişi, kuruluş, sivil toplum örgütleriyle ilgili halkımızı bilgilendirmek için yazar, çizeriz. Gün gelir söz konusu kişi, kuruluş ya da sivil toplum örgütü kentin genelinde tanındığı zaman başta ona destek veren yerel gazete olmak üzere tüm gazeteleri yok sayar. Sanki sözleşmişçesine, “Zaten ben vardım, yerel basına ihtiyacım yok. Yerel gazete ne yapar ki” gibi cümleleri sarf ederek, kentin tarihine not düşen yerel basını görmezden gelir. Bir de siyasiler var. Antalya milletvekili olacak ama Antalya’da yayın yapan gazeteleri bir kez olsun ziyaret etmemiş, ilan verirken ulusal basını tercih etmiş ama haber servisine gelince tüm yerel gazetelerin mail adreslerine gönderen siyasilerden söz ediyorum. İletişime geçtiğiniz zaman da ‘ben yerel gazetelerle çalışmıyorum’ diyecek kadar şuursuz olabiliyor. Hizmet etmeye karar verdiğin kentte yerel basına bunu yapan acaba vatandaşı da tanımaz mı demeden edemiyorum. Ama siyaset adına basın özgürlüğüne dokunulduğunda mangalda kül bırakmayanlar, gerçek anlamda gazetecilik yaparak, halka haber aktarmak kadar önemli bir görevi yerine getirenleri yok sayarsa kimsenin de aptal olmadığını hatırlatmak isterim. Küçük bir hatırlatma! Sizler yokken bu kentte 50 yıl önce, 90 yıl önce var olan gazeteler de vardı. Siz gelir gidersiniz ama bu kentin hancısı yerel gazetelerdir. İyi tatiler…