SUSKUN TOPLUMUN ÇIĞLIĞI
Terör yaşayan toplumlarda farklı farkı tepkiler alırsınız. En beklenilen sokaklardaki protesto ve gösterilerdir. Toplumun bireyleri yaşadıkları acıları bu eylemlerde haykırır, acısını akıtır… Yaşanan acının ardından travmalar anında ortaya çıkmaz. Toplumsal travma gelecekte terörün yaşandığı toplumlarda farklı renk ve seslerde ortaya çıkar. Bunun hesabını da bilim adamları dahi yapamaz. Bana göre toplumsal travmanın en tehlikesi sessizliktir. Sosyolojik olarak incelendiğinde suskun toplumun çığlık çığlığa sessizliği, acısını içinde yaşaması en tehlikeli olandır. İstanbul Sultanahmet’te, Ankara’da patlayan bombalar, sınırlarımızda yaşanan savaş hali toplumumuzun her geçen gün umutsuzluğa ve içine kapanmasına neden oldu. Son bombalı saldırının ardından aynı anda kalkan cenazelerde bile acının en acı halini yaşayan aileler bile toprağa verdikleri canlarının gidişini tabutlara sarılarak, gözyaşlarıyla gönderdi. Bir tepki, isyan olmadı. Hatta kendini suçlayan bir baba bile vardı. Kimseye hesap sormadan, “Koruyamadım!..” diyerek, kendini suçladı. Oysaki koruyacak olan başkalarıyken… Son bir ayda Türkiye genelinde haberleri inceledim. Bomba olaylarının ardından intihar vakalarının arttığını fark ettim. Tarihler birbirine çok yakın olup sayı arttığında dikkatini çekiyor. Bu tepkiler bireysel olarak görülse de, yılların verdiği deneyimle toplumsal bilinçaltının tepkisel çıkışı olarak değerlendiriyorum. 37 canın gittiği patlamanın ardından şarkıcı şarkı söylemek istemiyor, yazar yazı yazmak, gazeteci çalışmak, öğretmen ders vermek istemiyor. Sizi hayata bağlayan işiniz bile terör olayının ardından sizi isteksiz yapıyor. Ardında da güvensizlik başlıyor. İçine kapalı,güvensiz toplumun bireyleri evinin kapısının dışına çıkmak dahi istemiyor!.. Şüpheci, agresif, öfkeli, umutsuz, içine kapalı yaralı bireylerden oluşan toplumlar ‘normal olan neydi?’ diyerek, hatırlamaya çalışıyor. Terör olayları yaşandıktan sonra toplum olarak empati yapıyoruz farkında olmadan. Ölenin ya annesi oluyoruz ya da kardeşi… Herkes gizli gizli televizyon karşısında gözyaşı döküyor. Başka konularla ilgilendiğinde ise, toplumun diğer bireyi tarafından eleştiriye maruz kalınca da vicdan azabıyla yaşıyorsunuz. Aslına bakarsanız kimse ne yaşadığını, ne hissettiğini tanımlayamıyor. Sadece ‘havalardan herhalde, bugün canım yataktan çıkmak istemiyor’ diyerek basit tanımlamalarla farklı olduğunu hem kendine, hem de çevresine dikte ederek, bir travma yaşadığını reddediyor. Bu suskun toplumun çığlığı şimdilik yüreklerde ya da herkesin kendi evinde… Şimdi kalkıp birileri ‘halkı galeyana mı getiriyorsun?’ diyerek bu köşe yazımla ilgili yorum yapabilir. Bu kadar acı üzerine bir de insanları galeyana getirecek şükür travma halinde değilim… Buna karşılık şunu iyi biliyorum ki, her şey normalmiş gibi hareket eden, programlarına devam eden, acıdan, kandan siyaset yapan siyasetçilerin de günü kurtarma adına yaptığı siyasetin yarın nelere mal olacağını görmelerini istedim. Sessiz toplumun çığlık çığlığa haykırışını duysun diye!!! UNUTMA KPSS BAŞVURULARI BUGÜN BAŞLIYOR Kamu Personel Seçme Sınavı (KPSS) lisans düzeyi başvuruları bugün başlayacak. Sınava son başvuru tarihi 31 Mart olarak belirlendi. Başvuruların alınması süreci 31 Mart'ta sona erecek - Lisans düzeyinde başvuru yapan adayların tümü, 22 Mayıs'taki sabah oturumuna girmek zorunda olacak. Sınava katılmak isteyen adaylar, kılavuz ile aday başvuru formuna, süresi içinde ÖSYM'nin http://www.osym.gov.tr internet adresinden ulaşabilecek. Adayların, ayrıntılı bilgiye yer verilen KPSS lisans kılavuzunu dikkatle incelemeleri gerekiyor. GÜNÜN SÖZÜ Doğru söz etkili olabilir ama hiçbir söz yerinde bir susuş kadar etkili olamaz. Mart Twain GÜNÜN FOTOSU