YENİ EĞİTİM DÖNEMİ

Yayınlanma: 29.09.2015 06:31 Güncelleme: 29.09.2015 06:31

Yeni eğitim ve öğretim dönemine dün başlandı. Çocuklarımız neredeyse 15 kez değişen eğitim sisteminin yeniden içine girdi.  İnanın gazeteci olmama rağmen eğitimle ilgili değişimleri takip etmekte ben bile zorlanıyorum. Okullar açıldığında sadece öğretmen ve öğrenciler için zil çalmaz. Biz veliler için de yeni bir dönem başlar. Hayatlarımız çocuklarımızın okul düzenine göre şekillenir. Eğitime toplum olarak verdiğimiz değerden mi, yoksa çocuklarımıza kıyamadığımızdan mı bilinmez, okula başlayan çocuklarımızla birlikte evimizde, sosyal yaşantımızda hayat yeniden şekillenir. Bir de bunun üzerine yazboz tahtasına dönen eğitim sistemi eklenince, sormayın gitsin! Sürekli değiştirilen sistem nedeniyle öğretmenler, öğrenciler kadar biz velilerin de kafası karışıyor. Yarın ne olacağını bilmeden, bugün okuduğunun yarın önemsizleştiğini bilerek eğitim görmek öncelikli olarak çocuklarımızın geleceğe bakış açısını değiştiriyor. Okullar da yorgun, bir o kadar da belirsiz eğitim sistemi nedeniyle ne yapacağını bilemeyen okul yöneticileri ve öğretmenlerle dolu... Daha yolun başında olan çocuklarımız en fazla heyecan duyacağı, hedefini belirleyeceği okullarda öncelikli olarak hayallerinden vazgeçiyor. Hepsinden önemlisi kendisini değersiz hissediyor. Demokratik ve sosyal toplumlarda en önce doğru politikaların üretilmesi gereken alan eğitim ve sağlık sistemidir. Eğitim ile ilgili var olan sistem üzerine en doğru karar verilip, hareket edilmesi gerekiyor. Ama sistem, günü kurtaran siyaset anlayışından uzak, gelecek 50 yıla taşıyacak, üzerinde ciddi kafa yorulup, bir daha kuralları ve gidişatıyla oynanmayacak şekilde düzenlenmelidir. Çok sayıda okul binası yapmakla eğitimde çağ atlamıyoruz. İdealist öğretmenlerimiz olmadıktan sonra, doğru eğitim sistemi belirlenmedikten sonra, derslerde kullanılacak laboratuar başta olmak üzere ek destekler olmadığı sürece eğitim herkes için okul binasından ibaret olacaktır. Tıpkı dünün düğün salonlarının bugün kültür merkezi olarak anılması gibi... Avrupa'nın bizi kıskandığı tek konu, genç nüfusumuz... Bu genç nüfus yarının işgücü, yarının beyin gücü... Biz de buna rağmen bugünden yetiştirdiğimiz gençlerin önüne doğru dürüst eğitim sistemi koyamadıktan sonra vay ülkemin haline demekten kendimi alamıyorum... Kalın sağlıcakla...

Devamını Okumak İçin Tıklayınız