Konyaaltı Sanayici Ve İş Adamları Derneği (KONYSİAD) aylık olağan toplantısını gerçekleştirdi. Rixos Downtown Oteli’nde gerçekleştirilen toplantının konuğu ise Antalya Valisi Münir Karaloğlu oldu. KONYSİAD üyelerinin yoğun katılım gösterdiği toplantının açılış konuşmasını başkan İlhami Kaplan gerçekleştirdi. Kürsüye gelen Başkan Kaplan, gerek Saklıkent, gerek turizm, gerek istihdam gerekse Kaleiçi konularında göstermiş olduğu çalışmalardan dolayı Vali Karaloğlu’na teşekkür etti. Kürsüye gelen Vali Karaloğlu ise KONYSİAD ailesine katılan yeni üyelerin katılım belgelerini kürsüye gelerek tek tek takdim eti.
ARTIK TURİZM GELİRLERİNİ DÜZELTMELİYİZ
Vali Karaloğlu, 2017 yılında 10 milyon turizmciyi geçeriz dedim, başta buna Antalyalılar inanmadı” diyerek sözlerine başladı. Bur çok kesimin ‘10 milyon adamı nereden bulacaksınız’ dediğini belirten Karaloğlu, “Şimdi ise benim haklı olduğum ortaya çıktı. Bunu sadece söylemde bırakmadık. Çok yoğun bir tempoyla çalıştık. Turizmde belki krizden çıktık ancak turizm gelirleri bakımından krizden çıkamadık. Bu yüzden yine sesleniyorum. Bu sene kendinizi artık naza çekin. Artık bizim, gelirimizi düzeltme yılımızdır. Geçen sene turist sayısını düzelttik, bu sene ise gelirlerimizi düzeltmeliyiz. Sadece turizm rakamları düzelmedi. Cumhurbaşkanımız milli istihdam seferberliği başlattı. Cumhurbaşkanımız talimat verdi biz de Antalya’da oturduk ve çalıştık. Yakın hedef olarak 150 bin, uzak hedef olarak da 250 bin rakamı ortaya koyduk. Buna inanmayanlar da oldu. 184 bin yeni istihdam sağladık ve Türkiye’de ikinci olduk. Ve sayın cumhurbaşkanımızın elinden ödül aldık” dedi.
TURİZMDE PAZAR VE ÜRÜN ÇEŞİTLEMESİ
Antalya’nın turizmde pazar ve ürün çeşitlemesine gitmesi gerektiğin ibelirten Antalya Valisi Münir Karaloğlu, “2016 yılında yaşanan kriz, Pazar kriziydi. Çünkü iki pazara bağımlıydık. Almanya ve Rusya. Bu krizin bize öğrettiği en önemli şey; pazar çeşitliliğiydi. Örenğin, hemen yanı başımızda Orta Doğu pazarı var. Bu pazarda sıfır çekiyoruz. İran pazarı var, istediğimiz seviyede değil. Arkasında Asya pazarı var, orada da hiç yoğuz. Mutlaka pazarı çeşitlendirmemiz gerekiyor” dedi.
DENİZ, KUM VE GÜNEŞ
Antalya’yı turizmde sadece deniz, kum ve güneş olarak değerlendirirsek, bu kentte haksızlık edeceğimizi belirten Vali Karaloğlu, Saklıkent’ten örnek verdi. Saklıkent’in yeteri kadar tanıtılamadığını belirten Karaloğlu, “Neden Saklıkent, bir Davraz kadar olamadı? Nedene, Torosları turizmin parçası haline getiremedik? Neden Antalya’nın doğasını, tarihini önemli bir parçası haline getiremedik? Niçin turizm Antalya’da havalimanı ve otel arasında bir aktivite halinde devam ediyor?” dedi.
PERGE İNGİLTERE’DE OLSA…
Perge Antik Kenti’ni 60 bin kişinin ziyaret ettiğini söyleyen Karaloğlu, Perge İngilizlerin elinde olsa, güneş doğmayan İngiltere’de 10 milyon Japon, burayı ziyaret ederdi. Antalya’da her 10 turistten üçünü, Perge Antik kentine sokmalıyız. Turizm sadece; kum, güneş ve deniz değildir. Örneğin Türkmen Yörük kültürümüz var. Ne kadar kullanıyoruz bunu. Sosyal medyada fotoğraf paylaşıyorum bana ‘Burası Antalya mı’ diyorlar. Akseki’ye gitmeyen, Elmalı’yı görmeyen Antalyalı var. Bu sadece konuşmakla olmaz. Bu kentin değerlerinin farkına varmalıyız. Ürünü çeşitlendirmeden sezon genişlemez” dedi.
KALEİÇİ’NE DÖNÜN
Kaleiçi’nin tekrar cazibe merkezi haline gelebilmesi için neler yapılması gerektiği yönünde bir soruya Vali Karaloğlu, dünyada yaşayan en önemli eski şehirlerden bir tanesi Kaleiçi’dir. Ancak Kaleiçi’nin bugüne böyle gelmesini nedeni Antalya’nın yerlisidir, dışarıdan gelenler değil. Böylesine güzel şehri Antalya’nın yerlileri terk etmiş. Gitmiş; Konyaaltı’nda, Lara’da, sitelerde oturuyoruz. Kaleiçi’nde standardın yükselmesini istiyorsak, yeniden Kaleiçi’nde oturmalıyız. Antalya’nın yerlileri olarak eski binayı satın alıp, orada oturacaksınız. Bölgenin kalitesi, orada kaliteli insanların yaşaması ile artar. Kaleiçi’ni terk edenlerin, yeniden Kaleiçi’ne dönmesi gerekiyor. Kaleiçi’nin bugü8nkü durumuna itirazınız varsa, o zaman Kaleiçi’ne dönüp, yeniden orada yaşayacaksınız. Evini onar ve orada otur. Bu konuyu konuşmamız ve tartışmamız gerekiyor. Çünkü Kaleiçi’ne dışarıdan yapılabilecek her türlü müdahale yapılmış durumda, artık içeriden müdahale etmeliyiz. Bu da bu şekilde olur” dedi.