İtibar, insanın hayatı boyunca kurduğu ilişkiler, yaptığı işlerle ömrünün sonuna kadar verdiği emektir. İtibarı kazanmak için ömrünüzü harcarsınız ancak yitirmek saliseleri alır. O süreçten sonra ne servetiniz ne de yeniden kaybettiğinizi kazanmanız imkansızdır.
Hayatın içinde alınan risklere karşılık, itibarınızı korumak ise yaşam tecrübesi ister, karakter ister.
İtibarınızla birlikte yol alırken de hayatınızın gerçekleri ile yüzleşirsiniz. Bizlere çocukken öğrettikleri gibi, izlediğimiz filmlerde, okuduğumuz kitaplarda olduğu gibi hayatta her zaman iyiler kazanmaz.
Hayatta ayakta kalmak da aldığınız riskle orantılıdır. Çünkü; hayat cesaretli olanları sever.
Amerikalı Yazar LeoBuscaglia’nın dediği gibi; “Hiç risk almayan kişi, belki acı ve üzüntülerden korunabilir; ama büyüyemez,sevemez, değişemez, hissedemez, öğrenemez.Garanti arayışlarıyla zincirlenmiş bir köle olarak yaşarken,bedelini; itibarını, özgürlüğünü kaybederek öder.Sadece; riski göze alabilen kişi hürdür…”
Hem çok çalışacak, hem risk alacak, hem de itibarınızı ayakta tutacaksınız. İşte bunu başaran insanlar, yarınlara iz bırakanlar olacak.
Yıllardır hayatımda bunu yaptım. İtibarımı kaybetmemek adına yeri geldi sustum, yeri geldi yaşananları sadece izledim. Çünkü karşımdaki kişilerin itibarlarını kaybetme pahasına yaptıklarına karşılık ödedikleri bedel, çocuklarına kadar kalacak bir miras olarak karşımda durdu.
Yanlış ile doğru, güzel ile çirkin, sevap ile günah arasındaki ince çizgide ben tarafımı belirledim. İtibarım her şeyden değerli…
Bu benim özgürlüğüm, herkese tavsiye ederim…