Millet İttifakı Kepez Belediye Başkan Adayı Dinç sorularımıza içtenlikle cevap verdi. Dinç; Hiç kimseyi dil, din, ırk, mezhep olarak ayırmayacağıma, iyi günde, kötü günde yanlarında olacağıma yemin ettim. Belediye başkanı olduğumda bu yeminim aynen geçerlidir diyor…
Adaylık süresince isminiz çok kez yazılsa da sizin ağzınızdan böyle bir niyeti duymadık, bugün Kepez’in başkan adayısınız? Bu süreci paylaşır mısınız?
Geçtiğimiz dönem aday olduktan sonra böyle bir düşüncem hiç yoktu. Aday isimleri konuşmaya başladığı zaman bile ilk önce ismim hiç yer almadı. Sonrasında bazı gazetelerde ismim geçmeye başladı. Bana ittifaktan teklif gelince Kepez’e olan hizmet aşkım nedeniyle adaylığı kabul ettim.
Bugün CHP ve İyi Parti’nin ortak adayısınız. Buradan da sizin Kepez bölgesinde her kesimi kucaklayabildiğiniz ortaya çıkıyor. Bu başarının sırrı nedir?
Ben 29 yıldır Kepez’de doktorum. 29 yıl boyunca da hiç kimseyi ayırmadım. Sadece doktor olarak Kepezlilerle bir araya gelmedim. Evlere gittim, çaylarını içtim. Düğünlerinde, eğlencelerine ortak oldum, Mevlitlerinde acılarına ortak olarak yanlarında yer aldım. Hep yanlarındaydım ve bütün bunları yaparken siyaset hayatımın hiçbir yerinde yoktu. Siyaseti düşünerek Kepez halkının yanında olmadım. Siyaset için Kepezli kardeşlerimle görünmedim. Ben onlardan bir parça olarak kendimi hissettiğimden dolayı yanlarında oldum. Gelen hastalarımda da hiç ayrımcılık yapmadım.
BORCUNU SORMAYANDAN PARA ALMAZDIK
Muayeneniz adeta klinik gibi hizmet verirmiş, hasta çıkarken borcunu sormaz ise para alınmazmış...!
Benim muayenemin bir özelliği vardı. Kart sistemiyle çalışırdım. Akşam sayardım kartları. Akşam baktığım sayı belli olurdu. O dönemde Antalya’nın en çok hastası olan doktorlarından biriydim. Akşam kartları sayardım, sonra birde parayı sayardım. 76 hastaya bakmışımdır mesela 9 hasta parası vardır cebimde. 60 küsur hastam bedavaya muayene olmuş. Bizim çok önemli bir kuralımız vardı. İki kızım vardı çalışan, onların uyguladığı kuraldı. Hasta eğer borcum ne kadar demez ise asla durdurulmaz çıkıp giderdi. Öyle ki ilaç alamayacak durumda çok hastam vardı. Bende ilaç firmalarından numune ilaçları alır muayenehaneme Eczane gibi hastamın ilacını da ücretsiz verirdim. Hastam hem muayenesini olur, hem ilacını alırdı bedavaya.
Hasta bakmak için evlere de gidiyor muydunuz?
Hastaya çağırırlardı. O yıllarda kötüydü Kepez’in durumu, bir göz odaya giriyorsunuz, odada sadece bir yer yatağı var. Başka hiçbir eşya yok. Oda da dolap var, kapakları yok. Perişan halde ev. Böyle bir hasta var muayene ediyorsunuz. İnsanların yiyecek ekmeği yok. Mecburiyetten sizi çağırmış. Çıkarken para verirdi. Ya nesini alacaksın insanların, canını mı? Belki son ekmek parasını verecek. Almazdım. Bir de ondan sonra paket gönderirdim o insana, çünkü onun ona ihtiyacı var.
Belki birçoğumuz tarafından görünmüyor olabilir ama bu tarz yaşamlar hala var mı?
Belediye başkanı olduğunuzda en önemli ve ilk projeniz ne olacak?
Benim zaten en önemli ve ilk projem İnsan. Reçetem de sevgi.
BÜTÜN PROJELERİM İNSAN VE SEVGİ ÜZERİ NE KURULU
Size iki tane daha olay anlatayım ondan sonra projelerime geçelim.
Bütün biyo-kimya tahlillerini yapabileceğim laboratuar açtım.
Kurma nedenim de şuydu; Bu anlattığım olay yaklaşık 20 yıl önce. Bir tane genç çocuk geldi. 26 - 27 yaşlarında. Ayakları şişmiş. Böbreklerinden şüphelendim. Sigortası da yok. Devlet hastanesine göndereyim dedim. Sigorta yok dedi. O zaman özele göndereyim dedim. Telefon açtım, o özel hastaneye 43 lira dediler o zaman hiç unutmuyorum. 27 liraya anlaştım. Git dedim bak tahlilini yaptır. Aradan 4 gün geçti gelmedi. Çocuk o 27 lirayı dahi ödeyemeyeceğinden gitmemiş. Genç kardeşimin böbrek yetmezliği hastalığı teşhisi için 27 lira bulamaması beni ‘Ya bu kaç paraya mal oluyor’? diye araştıma yapmama neden oldu.Baktım ki bu tahlilin maliyeti 6 lira. Ve ben laboratuvar kurmaya karar verdim. O zamanın parasıyla 10 bin lira para harcadım. O cihazları çalıştırmak için, kendim eğitimlerine gittim O laboratuvar bir klinik gibi çalışıyordu. Pek çok vaka yakaladım ve hayat kurtardım laboratuvar sayesinde...
AMACIM; MUAYENEHANEDE, MUAYENE OLMA LÜKSÜNÜ SUNABİLMEKTİ
32 yıllık meslek hayatınızda beklentisiz insana dokunan ve şevkle bir hizmet anlayışınız var…
Tabi tabi. Nedenini söyleyeyim. Biz yoklukta büyüdük. Benim Kepezli kardeşlerime benzer bir yapım vardı. Ekonomik olarak. Onlar kadar kötü değildi, babam fabrikada işçiydi, annem köy kadınıydı. İşte bugünün parasıyla eve 3 bin lira para giriyordu. Mesela bizim çocukluğumuzda biz ayda 1 kilo et yerdik. Ben başkasının ‘küçülenlerini’ giyerek büyüdüm, ayıp değildi bu. Yamalı giyerdik ve utanmadım bundan hiçbir zaman. Benim Kepez de muayenehanemi açma sebebim de buydu zaten. Yani Kepez halkına muayenede muayene olma lüksünü sunabilmekti. Ve bunu başardım. Mesela bir prensibim vardı. Muayenehanemin bir köşesine çocuk oyun odası yaptım. O gelen çocuklar orada oynasın diye. Gelen çocuklara 2 yaşından küçükse farklı oyuncak verirdim. 2 ila 5 yaş arasında balon verirdim. Çünkü küçükler balonu yutabilir. 5 yaşından büyükse, okula gidiyorsa mutlaka kitap, defter, kalem hediye ederdim. Üniversite öğrencisine burs verip okuttuğumuz çok çocuk oldu. Oralardan hep kendim gibi çocuklar çıkartmaya çalıştım. Çünkü ben etkilenmiştim çocukluğumdaki bu olaylardan. Başardıklarımız oldu, İnsanlara bu şekilde karşılıksız dokundum. Siyaseti hakikaten ama hakikaten hiç düşünmüyordum.
Yaşlılar için neler olacak?
Yaşlılar için bir yaşlılar köyü kuracağım. Bakıma muhtaç olan yaşlıları oraya alacağım. Şefkat evleri adı altında bir apartman dairesine tıkıyorlar. Bizimkinde bahçeye çıkacaklar, ortak alanları olacak. Hobilerini yapabilecekler. Orada kalmak istemeyen yaşlıları, gerekirse servislerle alıp bırakacağız.
Biz engelli demiyoruz ya siz?
Engelliler için ise engelli parkı yapmayacağım. Çünkü engelli parkı yaparsanız engellileri ayrıştırmış olursunuz. Her parkta engelli köşesi olacak. Kaldırımdaki engelliler için olan sıkıntıları çözeceğiz. Engellilerin spor yapabileceği alanları mutlaka oluşturacağım. Ve onlara meslek edindirme kursları verip, yine ürettiklerini kooperatif aracılığıyla satacağız.
Kepezlilerin istekleri neler?
Kepez’de en çok taziye evi istiyorlar. Özellikle doğudan gelenler daha çok istiyorlar bunu. Mutlaka taziye evlerini açacağız. Bayan ve erkek ayrı olacak. Orada ibadetlerini yapsınlar, mevlitlerini okutsunlar diye. Kooperatif planlıyorum. Üreten kadınlar için. Hem desteklemek, hem ürettiklerinin karşılığını alabilmeleri için. Hem gıda maddesi üretenler var, hem el sanatı ürünü üretenler var, bunları değerlendireceğiz.
Ayrıca Kepez; hem tarım, hem hayvancılık bölgesi. Organik ziraatı destekleyip yine kooperatif kanalıyla destek olmayı planlıyoruz. Veterinerlerimiz ile sadece sokak hayvanlarına değil, hayvancılığa destek verip süt üretimi yapmayı planlıyoruz.
Yeni yaşam alanları yaratacak mısınız?
Yeni prestij caddeleri yaratacağız. Bakın Kepez’de Özdilek ve Kipa’yı çıkarın Kepez’in kasabadan bir farkı yok. Onun için mutlaka ve mutlaka yeni prestij caddeleri yapacağız. Kültür Mahallesi öğrencilerden dolayı hareketli, aynı o şekilde yeni alanlar oluşturacağız. Misafirimiz gelse götüreceğimiz bir restoranımız yok. Mutlaka Muratpaşa’ya ya da Konyaaltı’na götürüyorsunuz. Çorbacımız, pidecimiz, köftecimiz var ama misafirimiz geldiğinde götüreceğimiz güzel bir lokantamız yok. Akşam 20:00’de Kepezde hayat biter. Kepez’de yaşamı devam ettireceğiz.
Hastalarımın yılda en az 100 düğüne giderdim. O gelen davete icabet etmek onları mutlu ediyordu. Davetlerine katılmam hastalarımı onurlandırıyordu. Bunu hiçbir karşılık beklemeden yaptım.
KEPEZ’DE TÜRKİYE OLACAK
Kepez turizmden nasibini alacak mı?
Antalya’nın bence deniz kenarından sonra en güzel yeri Kepez. Bugün Antalya’ya hakim nokta Masadağı. Oradan baktığınızda gündüzleri çarpık bir Kepez görüyorsunuz. Akşam ise ışıklarla sanki bir galaksiye bakıyor gibi oluyorsunuz. Orayı bir elden geçirmemiz gerekiyor. O gibi birkaç yerimiz var. O bölgede insanları çekecek turizm alanları yaratmamız lazım. Bir gerçek var; Antalya’ya yıllık 12 milyon turistten bahsediliyor, Kepez’e 12 bin kişi gelmiyor. Kepez’in kalbinde bir oluşum yapacağım. Şöyle ki; Kepez’de 81 vilayetten insan var. Dokuma arazisinde 250 dönüm boş yer var. Oraya bir kent meydanı yapacağız. Onun içine 81 ilin Türkiye haritasındaki yeri neresiyse, o illere bir dönüm yer ayıracağım. Bu bir dönümün 400 metrekaresi kapalı, 600 metrekaresi açık alan olacak. İstiyorlarsa bunu hemşeri dernekleriyle beraber yapacağım ve buralara her ilin mutfağını koyacağım. Bizim ülkemizde her ilin mutfağı farklıdır. Her ilin el sanatlarını, her ilin kültürünü ve gıda maddelerini koyacağız. Bir düşünün; 81 il ve o ile olan tüm özelliği o yerde bulacaksınız. Turizm acenteleri ile anlaşacağım. Siz turistsiniz, burada böyle bir yer var, her ili burada gezebileceksiniz deseler gelmez misiniz? Benim böyle bir projem var. Bunun adı da ‘Kepez’de Türkiye’ olacak.
Ödüllü antik kentiniz var? Burası canlanacak mı?
Bizim bir antik kentimiz var. Sayın başkan bundan ödül aldı. O antik kent, geçen seçimde benim projemdi. Sonra o yöneldi oraya ve devam etti sağ olsunlar. Ama proje biraz eksik oldu. O üç adımlık bir projeydi. Onun alt tarafında Varsak’ta kuru Düden diye bir yer var. Orada mağaralarda tarih öncesinden elle yapılmış ama yıpranmış yapılar bulunmakta. Orayla birleştirecektim. Sonra o antik kentten Kızıllı Köyü’ne doğru dünyada tek 4 kubbeli sarnıç var. Ben bu üçünü birleştireceğim. Antik kentten oraya treakking yaptıracağım. Ve gerçekten turizmi getireceğim. Bunlar çok basit görünüyor ama gerçekten ekonomik olarak ciddi katkı sağlayacak projeler.
Kepez’e vakit geçirilebilecek sosyal alanları mı getireceksiniz?
Evet. Tabii ki. Mesela Kirişciler’in olduğu yerde ki mesire alanını genişletip bir kahvaltı bölgesi oluşturacağım.
Bu kadar kısa sürede, bu kadar projeyi nasıl belirlediniz? Bir de geçen dönem aday olduğunuzda mutlaka yapmam gerekiyor deyip bu döneme aktardığınız projeniz hangisi?
Mevcut başkanın yaptığı projelerin yüzde 85’i bana ait. Hatta bir gazeteci kendisine sorduğunda bunlar Murat Bey’in değil miydi diye, o da önce ben notere onaylattım diye cevap verdi. Oysa kendisi projeleri sadece yapmış olmak için yapıyor.
Neden sadece yapmış olmak için yapıyor dediniz?
Çünkü siyaset yapıyor. Samimi değil. Bir anket yaptırdım. En rahatsız olduğunuz ne diye. Samimiyetsizlik çıktı. Vatandaş çözmüş durumu.
Belediye başkanı seçildiğinizde nasıl bir ekip oluşturmak istiyorsunuz?
Ben mahalle meclisleri kuracağım. Mecliste bir belediye başkan yardımcısı olacak. O mahallelerde görevlendirdiğim bir belediye meclis üyesi olacak. Mahalle muhtarı olacak. Onun dışında o mahallede yaşayan çocuklarımızdan yaşlılarımıza kadar herkesin katılımı olacak. Ve bu meclis her ay toplanacak. Her türlü sorun tartışılacak ve bana gelecek. Ve ben 1 aylık periyotta çözülebilir olanları çözeceğim. Bu şekilde herkese dokunmuş olurum ve bu Türkiye’de ilk olacak. Bizim yönetimimiz çoğulcu yönetim olacak. Belediye irtibat ofisi kuracağım. Uzak yerlerden gelemeyenler, mahallelerdeki irtibat bürolarından işlerini halledecek.
Peki 34 yıllık eşinizin siyasete girmeniz ile ilgili fikri neydi ?
Eşim siyasete girmeme sıcak bakmadı. Benim hizmet aşkımın yanı sıra ülkemizin durumunu gördüğümüz için, bir hamle yapalım ileride keşke demeyelim diye de çok defans koymadı. Gerçekten siyasetle ilgili şahsi bir beklentim yok. Damadım mimar, İstanbul’da. Kızım avukat İstanbul’da. Oğlum da İTÜ’de yüksek lisans yapıyor. O da Antalya’ya gelmeyecek. Yani Kepez halkına hizmet aşkım dışında yükümlülüğüm yok. Daha fazla insana dokunabilmek için bu yola çıktım.
Müdürlüğünüz efsaneydi, başkanlığınız da öyle olacak sanırız?
Türkiye’de özel hastane mühürleyen ender sağlık müdürlerinden biriyim. Antalya’da iki tane özel hastane mühürledim. Biri siyaseten çok güçlüydü. Bakan aradı. Olmaz dedim. Ruhsat ver o zaman dedi. Ben de ruhsatı Sağlık Bakanlığı veriyor alsın açmasına izin vereyim dedim. İzinsiz hiçbir şeyin çalıştırılmasına müsade etmedim. Antalya’nın en iyi restoranlarına işlemler yaptım. Arkasında durmayacağım imzayı atmam. Ekibimi iyi kurarım. Ekibime kimseyi karıştırmam.
Kepez’de bir Eskişehir yaratabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Zaten idolüm o. Benim tıp fakültesi diplomamda Yılmaz Büyükerşen’in imzası var. Hocamın izinden yürümek adına Eskişehir’in yeri bende ayrıdır.
MUTLU BİR KEPEZ YARATACAĞIM
Baktığımızda hizmeti verebilmek, daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için belediye başkanı adaylığınız var.
Aynen öyle. Gerçekten mutlu bir Kepez yaratacağım. Tek hedefim o. İnsanların geleceğini düşünmediği bir Kepez’in peşindeyim. Benim çok büyük projelerim yok. Benim bir tane büyük projem var. Mimar Sinan Kongre Merkezi. Ben 5 yıldır MSKM’nin karşısındaki binada çalışıyorum. Ve inanın her gün içim acıyor. Düşünsenize bugün 250-300 Milyon TL’ye mal olacak bir binada bugüne kadar 2 tane kitap fuarı yapıldı. Partilerin mitingleri, esnaf odası seçimleri bir de üniversite tanıtımları var, başka hiç bir şey yok. İlk önceliğim yanındaki okul alanıyla birleştirebilirsem orayı bir üniversiteye vermeyi düşünüyorum. Kiraya verip oradan alacağım parayla sosyal projeleri yapmayı hedefliyorum. Diyelim ki anlaşamadık, o zaman orayı Gençlik Bilim Sanat Kültür Ve Teknoloji Merkezi yapacağım. İkinci büyük bina Varsak’taki yüzme havuzudur. Güzel bir binadır. Ama oranın kültüründe yüzme havuzu yok. Kışın aylık 150 bin lira gideriyle boş boş duruyor. Ben oraya salon ilave ederek ve iyi hocaları getirerek spor akademisi haline getireceğim. Çünkü 500 bin nüfuslu bir ilçeden bahsediyoruz. Ne yetenekler var. Türkiye’de ihtiyaç, Antalya’da ihtiyaç böyle bir yer. Yani çok iyi sporcular var ama imkanları yok. Böyle bir yerde gençlerimize bu imkanı sunmuş olacağız.
Bina projesi yok o zaman?
İki büyük projem bunlar. Bunlar dışında hiç bina projem yok. Teleferik falan bunlar hikaye. Geçin! Hayali proje üretmeyelim. Önce insanları dönüştürelim. Benim hayalim insanları dönüştürebilmek. Bakın biz Kepez’i ilerletemezsek Muratpaşa ve Konyaaltı’nı geriletiriz.
Antalya’nın girişleri Kepez’de olmasına rağmen geleni ağırlayamıyoruz dediniz. Getiremiyoruz. Kepez’i ilk girişte hafızalara aktaracak mısınız?
Mesela girişteki o şelaleyi büyüteceğim. Maliyeti de çok yok. Orayı bir cazibe alanına dönüştüreceğim. Ama alt taraflarla ilgili imarla ilgili işler bitmediği için mecburen bekleyecek. Altınova’nın da tam imarı tamamlanmadı. Tamamlanma nedeni de hep “Ben yaptım”dan kaynaklı. Yapılıyor, mahkemeye gidiyor sürekli. Ben kesinlikle masa başında ve kapı arkasında imar yapmayacağım. Mahalle meclisindeki amaçlardan biri de bu zaten. Zaten imarlar rant için planlanıyor. Mesela Duraliler’de büyük bir tepki var imara. Hep depolama alanları yapılmış. Kepez’i geliştirmeyi insanları mağdur ederek yapamazsın.
KEPEZ’İN EN BÜYÜK ŞANSIZLIĞI
Şu anki Kepez “Aşağı Kepez” olacak. Büyükşehir başkanımızla oturacağımKepez’in en büyük şansızlıklarından birisi de Kepez’in başkanının büyükşehir belediye başkanı olmayı kafasına koymuş olmasıdır. Akaydın döneminde Sayın Hakan Tütüncü’ye ya sen büyük projeler yap Büyükşehir’in yapmadığı. Bu Ankara’da “Reis”in hoşuna gider seni büyükşehir adayı yapar demişler. Ve 3 tane proje ayarlamışlar. MSKM, yüzme havuzu ve açık hava tiyatrosu.
HEDEFİ BÜYÜKŞEHİRDİ
O zaman ilçenin sosyo-ekonomik durumuna uygun olmayan projeler mi yapıldı?
Büyükşehir hedeflenerek yapıldı. Benim hiçbir şekilde böyle bir düşüncem yok. O yüzden büyükşehir başkanıyla rahatça oturup konuşabilirim. Bu bağlamda Kepez’in bir bölümüne orta ölçekli sanayi alanları yapmayı planlıyorum. Ya iş-iş diyoruz. Lafla iş olmuyor. Orada ben 20 bin kişiye iş bulurum. Bir an önce imar planlarını yapmamız gerekiyor. Köylerde vatandaş çocuğunu evlendiriyor, ev yapıyor haklı olarak. Sokak geçecek adamın evi ortada. Böyle devam etmez. Bir an önce imar planı yapılmalı ve planlanmalı.
SIRA KEPEZLİLERDE
Ben güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum. Az kaldı. Ben Kepezlilere sözlerimi söyledim, gezdim, aktardım, anlattım, yarını olan bir Kepez hayalimden bahsettim. Şimdi sıra Kepezlilerde…
TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK MAHALLE MECLISLERI KURACAĞıM
Ben mahalle meclisleri kuracağım. Mecliste bir belediye başkan yardımcısı olacak.
O mahallelerde görevlendirdiğim bir belediye meclis üyesi olacak. Mahalle muhtarı olacak.
Onun dışında o mahallede yaşayanlar ve çocuk ve yaşlı vatandaşlar da olacak.
Bu şekilde herkesin sorunlarından haberdar olacağım.
BEŞ ARABAYLA GEZMEK İSTEMİYORUM
Ben şu anki başkanların bir kısmı gibi beş tane arabayla gezmek istemiyorum. Ön koruma, arka koruma, yarım saat önce gideceğin yere gidip başkan geliyor falan. Bunlar bana uygun şeyler değil.Bizi o makama taşıyan insanlardan kopuk ve uzak kalmak yerel yöneticinin tabiatına aykırı.
Memuriyet dönemimde dahi makamımın imkanlarını şahsım adına asla kullanmadım.
İl sağlık Müdürü olarak görev yaptığım dönemde sabah makam şoförünün aşağıda beklediğini gördüm. Araba çalışır haldeydi. İndim yanına niye geldiğini ve arabanın niye çalıştığını sordum. Cevap olarak sizi almaya geldim ve hava soğuk olduğu için arabanın ısınması için çalıştırdım cevabı üzerine ben de resmi bir programa gitmeyeceksem hep kendi arabamı kullanacağımı ancak şehir dışı görevlerde makam arabasını kullanacağımı belirttim.
HEP KENDİM GİBİ ÇOCUKLAR YETIŞTIRMEYE ÇALIŞTIM
Sizin gibi insan çok az artık. İnsan karşı komşusuna bile dokunamıyor. Yani bu karşılıksız sevgiyle daha çok insana dokunabilmek için tekrar adaylığı seçtiniz diyebilir miyiz?
Evet tabi ki. Ben her zaman hep kendim gibi çocuklar çıkarmaya çalıştım ve bunu da başardım. Şimdi çok daha fazlasına dokunabilmek için seçilmek istiyorum.
Aslında aday olma kararınızın bir doktor olarak 32 yıldır bireysel hizmet anlayışınızı kitlelere ulaştırma sevdası üzerine olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aynen öyle. Mesela ben mitinglerimde şunu söylüyorum; hiç kimseyi dil, din, ırk, mezhep olarak ayırmayacağıma, iyi günde, kötü günde yanında olacağıma yemin ettim. Bugünden itibaren belediye başkanı olduğumda bu yeminim aynen geçerlidir diyorum ve aynı yemini tekrarlıyorum. Mitingde şu soruyu soruyorum; şu anki belediye başkanınızın ya da bundan önceki belediye başkanlarınızın cep telefonu numarasını biliyor musunuz? Benim cep telefonu numaram yıllardır aynıdır. 100 bin kişi bilir. Ve taahhüt ediyorum ki bu numaram hiç değişmeyecek.
O zaman Hipokrat yemininin arkasında bir belediye başkanı olacaksınız. Belediye başkanı seçildiğinizde 32 senedir yaptıklarınızı belediye hizmeti olarak nasıl gerçekleştireceksiniz?
Ben belediye hizmetlerini anne karnında vermeye başlayıp, ölene kadar vereceğim. Gebe bir kadının sağlıklı doğum yapabilmesi için, o kasların gelişmesi için, antrenmanlar vardır. Ayrıca annelerde psikolojik olarak gebelik depresyonları çok olur. Özellikle Kepez halkının ekonomik sıkıntıları çok olduğu için psikolog yardımlarıyla destek olup, yine bebeklerin bir takım taramalarına destek vermekle başlayacağız. Yeni doğan bebeklere, eğer ekonomik durumları iyi değilse mama, süt belki de bez takviyesinde bulunacağız. Her mahallede kreş uygulamasını başlatacağız. Kepez’de çok bildiğim ve üzüldüğüm konuların başında ise şu geliyor; anne ve babanın çalıştığı, 10-11 yaşlarında ki çocukların okuldan geldiğinde anne ve baba işten gelene kadar evde yalnız beklediği gibi bir durum var. Bu yüzden etüt merkezleri açıp, önce çorbalarını ikram edip, arkasından ödevini ya da oyununu oynamasını sağlayacağız. Burayı bilgisayar ve hobi merkeziyle destekleyeceğiz. Ortaokuldan liseye geçince eğitim takviyeleri olacak. Üniversiteye hazırlansın diye destek vereceğiz ama ciddi destek. Çünkü çok zeki çocuklarız var. Okuyamayanlara burs ekleyeceğim. Yani bunlardaki hedef hem çocuklar iyi okusun, hem de kreşlerde işsiz çocuk gelişimi mezunları iş sahibi olsun diye. Onun yanında ortaöğretim ve üniversite hazırlıklarda atanamayan öğretmenlere iş sağlayacağım. Bir de Kepez’de uyuşturucu kullanımı çok arttı. Bir tedavi merkezi kuracağım. Ama Bakanlığa bağlı merkezler gibi değil. Onlara meslek edindireceğiz. Gerekirse atölye kurduracağım, ürettireceğim. Kooperatif yoluyla da sattıracağım. Ekonomik destek vereceğim.
MURAT DİNÇ KİMDİR?
22 Eylül 1960 yılında Bursa’nın Altıparmak semtinde dünyaya gelen Murat Dinç, işçi Mehmet Bey ile ev hanımı Ümmü Hanım’ın oğludur. Kendisinden 6 yaş küçük kardeşinin adı ise Nilüfer’dir. Henüz çocuk yaşlarda hem çalışıp, hem okumak zorunda kalmıştır. Mesleği olan doktorluğa hayranlığı da o yaşlarda başlamıştır. Saçını okşayan bir doktordan etkilenmiş ve doktor olmaya karar vermiştir.
1978 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni ilk 2000’e girerek kazanmıştır. O yıllarda Anadolu Üniversitesi’nin ilk yılı Hacettepe’de okunduğundan eşi Necla Hanım ile bu okulda tanışmıştır. Necla Hanım ile tıp fakültesi son sınıfında dünya evine girmiştir. İlk çocukları Seda’yı evlendikten 2 yıl sonra kucaklarına almışlardır.
Mezun olduktan sonra Ordu’da bir sağlık ocağında çalışmaya başlayan Murat Dinç, kısa bir süre sonra Ordu İl Sağlık Müdürü Yardımcılığına getirilmiştir. Sonra kendi isteğiyle Antalya’ya tayin olmuştur. 1992 yılında Antalya İl Sağlık Müdürü Yardımcılığına atanmış, 2 yıl sonra da oğlu dünyaya gelmiştir. 1 yıl sonra da 1995 yılında Antalya İl Sağlık Müdürü olmuştur. Müdürlüğü döneminde Kepez’e birçok sağlık ocağı kazandırmıştır.
Kepez Sütçüler Mahallesi’nde 17 yıl özel muayenehanesinde hizmet vermiştir. Kepez Zafer Mahallesi’nde 4 yıl sağlık ocağında aile hekimliği yapmıştır. Son olarak da 2014 yılından 2019 yılının Ocak ayına kadar özel bir hastanede çalışmıştır.
Son yıllarda ülkede yaşanan gelişmeler üzerine siyasete atılmaya karar vermiş ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden millet ittifakı Kepez Belediye Başkan adayı olmuştur.
Adaylık süresince isminiz çok kez yazılsa da sizin ağzınızdan böyle bir niyeti duymadık, bugün Kepez’in başkan adayısınız? Bu süreci paylaşır mısınız?
Geçtiğimiz dönem aday olduktan sonra böyle bir düşüncem hiç yoktu. Aday isimleri konuşmaya başladığı zaman bile ilk önce ismim hiç yer almadı. Sonrasında bazı gazetelerde ismim geçmeye başladı. Bana ittifaktan teklif gelince Kepez’e olan hizmet aşkım nedeniyle adaylığı kabul ettim.
Bugün CHP ve İyi Parti’nin ortak adayısınız. Buradan da sizin Kepez bölgesinde her kesimi kucaklayabildiğiniz ortaya çıkıyor. Bu başarının sırrı nedir?
Ben 29 yıldır Kepez’de doktorum. 29 yıl boyunca da hiç kimseyi ayırmadım. Sadece doktor olarak Kepezlilerle bir araya gelmedim. Evlere gittim, çaylarını içtim. Düğünlerinde, eğlencelerine ortak oldum, Mevlitlerinde acılarına ortak olarak yanlarında yer aldım. Hep yanlarındaydım ve bütün bunları yaparken siyaset hayatımın hiçbir yerinde yoktu. Siyaseti düşünerek Kepez halkının yanında olmadım. Siyaset için Kepezli kardeşlerimle görünmedim. Ben onlardan bir parça olarak kendimi hissettiğimden dolayı yanlarında oldum. Gelen hastalarımda da hiç ayrımcılık yapmadım.
BORCUNU SORMAYANDAN PARA ALMAZDIK
Muayeneniz adeta klinik gibi hizmet verirmiş, hasta çıkarken borcunu sormaz ise para alınmazmış...!
Benim muayenemin bir özelliği vardı. Kart sistemiyle çalışırdım. Akşam sayardım kartları. Akşam baktığım sayı belli olurdu. O dönemde Antalya’nın en çok hastası olan doktorlarından biriydim. Akşam kartları sayardım, sonra birde parayı sayardım. 76 hastaya bakmışımdır mesela 9 hasta parası vardır cebimde. 60 küsur hastam bedavaya muayene olmuş. Bizim çok önemli bir kuralımız vardı. İki kızım vardı çalışan, onların uyguladığı kuraldı. Hasta eğer borcum ne kadar demez ise asla durdurulmaz çıkıp giderdi. Öyle ki ilaç alamayacak durumda çok hastam vardı. Bende ilaç firmalarından numune ilaçları alır muayenehaneme Eczane gibi hastamın ilacını da ücretsiz verirdim. Hastam hem muayenesini olur, hem ilacını alırdı bedavaya.
Hasta bakmak için evlere de gidiyor muydunuz?
Hastaya çağırırlardı. O yıllarda kötüydü Kepez’in durumu, bir göz odaya giriyorsunuz, odada sadece bir yer yatağı var. Başka hiçbir eşya yok. Oda da dolap var, kapakları yok. Perişan halde ev. Böyle bir hasta var muayene ediyorsunuz. İnsanların yiyecek ekmeği yok. Mecburiyetten sizi çağırmış. Çıkarken para verirdi. Ya nesini alacaksın insanların, canını mı? Belki son ekmek parasını verecek. Almazdım. Bir de ondan sonra paket gönderirdim o insana, çünkü onun ona ihtiyacı var.
Belki birçoğumuz tarafından görünmüyor olabilir ama bu tarz yaşamlar hala var mı?
Belediye başkanı olduğunuzda en önemli ve ilk projeniz ne olacak?
Benim zaten en önemli ve ilk projem İnsan. Reçetem de sevgi.
BÜTÜN PROJELERİM İNSAN VE SEVGİ ÜZERİ NE KURULU
Size iki tane daha olay anlatayım ondan sonra projelerime geçelim.
Bütün biyo-kimya tahlillerini yapabileceğim laboratuar açtım.
Kurma nedenim de şuydu; Bu anlattığım olay yaklaşık 20 yıl önce. Bir tane genç çocuk geldi. 26 - 27 yaşlarında. Ayakları şişmiş. Böbreklerinden şüphelendim. Sigortası da yok. Devlet hastanesine göndereyim dedim. Sigorta yok dedi. O zaman özele göndereyim dedim. Telefon açtım, o özel hastaneye 43 lira dediler o zaman hiç unutmuyorum. 27 liraya anlaştım. Git dedim bak tahlilini yaptır. Aradan 4 gün geçti gelmedi. Çocuk o 27 lirayı dahi ödeyemeyeceğinden gitmemiş. Genç kardeşimin böbrek yetmezliği hastalığı teşhisi için 27 lira bulamaması beni ‘Ya bu kaç paraya mal oluyor’? diye araştıma yapmama neden oldu.Baktım ki bu tahlilin maliyeti 6 lira. Ve ben laboratuvar kurmaya karar verdim. O zamanın parasıyla 10 bin lira para harcadım. O cihazları çalıştırmak için, kendim eğitimlerine gittim O laboratuvar bir klinik gibi çalışıyordu. Pek çok vaka yakaladım ve hayat kurtardım laboratuvar sayesinde...
AMACIM; MUAYENEHANEDE, MUAYENE OLMA LÜKSÜNÜ SUNABİLMEKTİ
32 yıllık meslek hayatınızda beklentisiz insana dokunan ve şevkle bir hizmet anlayışınız var…
Tabi tabi. Nedenini söyleyeyim. Biz yoklukta büyüdük. Benim Kepezli kardeşlerime benzer bir yapım vardı. Ekonomik olarak. Onlar kadar kötü değildi, babam fabrikada işçiydi, annem köy kadınıydı. İşte bugünün parasıyla eve 3 bin lira para giriyordu. Mesela bizim çocukluğumuzda biz ayda 1 kilo et yerdik. Ben başkasının ‘küçülenlerini’ giyerek büyüdüm, ayıp değildi bu. Yamalı giyerdik ve utanmadım bundan hiçbir zaman. Benim Kepez de muayenehanemi açma sebebim de buydu zaten. Yani Kepez halkına muayenede muayene olma lüksünü sunabilmekti. Ve bunu başardım. Mesela bir prensibim vardı. Muayenehanemin bir köşesine çocuk oyun odası yaptım. O gelen çocuklar orada oynasın diye. Gelen çocuklara 2 yaşından küçükse farklı oyuncak verirdim. 2 ila 5 yaş arasında balon verirdim. Çünkü küçükler balonu yutabilir. 5 yaşından büyükse, okula gidiyorsa mutlaka kitap, defter, kalem hediye ederdim. Üniversite öğrencisine burs verip okuttuğumuz çok çocuk oldu. Oralardan hep kendim gibi çocuklar çıkartmaya çalıştım. Çünkü ben etkilenmiştim çocukluğumdaki bu olaylardan. Başardıklarımız oldu, İnsanlara bu şekilde karşılıksız dokundum. Siyaseti hakikaten ama hakikaten hiç düşünmüyordum.
Yaşlılar için neler olacak?
Yaşlılar için bir yaşlılar köyü kuracağım. Bakıma muhtaç olan yaşlıları oraya alacağım. Şefkat evleri adı altında bir apartman dairesine tıkıyorlar. Bizimkinde bahçeye çıkacaklar, ortak alanları olacak. Hobilerini yapabilecekler. Orada kalmak istemeyen yaşlıları, gerekirse servislerle alıp bırakacağız.
Biz engelli demiyoruz ya siz?
Engelliler için ise engelli parkı yapmayacağım. Çünkü engelli parkı yaparsanız engellileri ayrıştırmış olursunuz. Her parkta engelli köşesi olacak. Kaldırımdaki engelliler için olan sıkıntıları çözeceğiz. Engellilerin spor yapabileceği alanları mutlaka oluşturacağım. Ve onlara meslek edindirme kursları verip, yine ürettiklerini kooperatif aracılığıyla satacağız.
Kepezlilerin istekleri neler?
Kepez’de en çok taziye evi istiyorlar. Özellikle doğudan gelenler daha çok istiyorlar bunu. Mutlaka taziye evlerini açacağız. Bayan ve erkek ayrı olacak. Orada ibadetlerini yapsınlar, mevlitlerini okutsunlar diye. Kooperatif planlıyorum. Üreten kadınlar için. Hem desteklemek, hem ürettiklerinin karşılığını alabilmeleri için. Hem gıda maddesi üretenler var, hem el sanatı ürünü üretenler var, bunları değerlendireceğiz.
Ayrıca Kepez; hem tarım, hem hayvancılık bölgesi. Organik ziraatı destekleyip yine kooperatif kanalıyla destek olmayı planlıyoruz. Veterinerlerimiz ile sadece sokak hayvanlarına değil, hayvancılığa destek verip süt üretimi yapmayı planlıyoruz.
Yeni yaşam alanları yaratacak mısınız?
Yeni prestij caddeleri yaratacağız. Bakın Kepez’de Özdilek ve Kipa’yı çıkarın Kepez’in kasabadan bir farkı yok. Onun için mutlaka ve mutlaka yeni prestij caddeleri yapacağız. Kültür Mahallesi öğrencilerden dolayı hareketli, aynı o şekilde yeni alanlar oluşturacağız. Misafirimiz gelse götüreceğimiz bir restoranımız yok. Mutlaka Muratpaşa’ya ya da Konyaaltı’na götürüyorsunuz. Çorbacımız, pidecimiz, köftecimiz var ama misafirimiz geldiğinde götüreceğimiz güzel bir lokantamız yok. Akşam 20:00’de Kepezde hayat biter. Kepez’de yaşamı devam ettireceğiz.
Hastalarımın yılda en az 100 düğüne giderdim. O gelen davete icabet etmek onları mutlu ediyordu. Davetlerine katılmam hastalarımı onurlandırıyordu. Bunu hiçbir karşılık beklemeden yaptım.
KEPEZ’DE TÜRKİYE OLACAK
Kepez turizmden nasibini alacak mı?
Antalya’nın bence deniz kenarından sonra en güzel yeri Kepez. Bugün Antalya’ya hakim nokta Masadağı. Oradan baktığınızda gündüzleri çarpık bir Kepez görüyorsunuz. Akşam ise ışıklarla sanki bir galaksiye bakıyor gibi oluyorsunuz. Orayı bir elden geçirmemiz gerekiyor. O gibi birkaç yerimiz var. O bölgede insanları çekecek turizm alanları yaratmamız lazım. Bir gerçek var; Antalya’ya yıllık 12 milyon turistten bahsediliyor, Kepez’e 12 bin kişi gelmiyor. Kepez’in kalbinde bir oluşum yapacağım. Şöyle ki; Kepez’de 81 vilayetten insan var. Dokuma arazisinde 250 dönüm boş yer var. Oraya bir kent meydanı yapacağız. Onun içine 81 ilin Türkiye haritasındaki yeri neresiyse, o illere bir dönüm yer ayıracağım. Bu bir dönümün 400 metrekaresi kapalı, 600 metrekaresi açık alan olacak. İstiyorlarsa bunu hemşeri dernekleriyle beraber yapacağım ve buralara her ilin mutfağını koyacağım. Bizim ülkemizde her ilin mutfağı farklıdır. Her ilin el sanatlarını, her ilin kültürünü ve gıda maddelerini koyacağız. Bir düşünün; 81 il ve o ile olan tüm özelliği o yerde bulacaksınız. Turizm acenteleri ile anlaşacağım. Siz turistsiniz, burada böyle bir yer var, her ili burada gezebileceksiniz deseler gelmez misiniz? Benim böyle bir projem var. Bunun adı da ‘Kepez’de Türkiye’ olacak.
Ödüllü antik kentiniz var? Burası canlanacak mı?
Bizim bir antik kentimiz var. Sayın başkan bundan ödül aldı. O antik kent, geçen seçimde benim projemdi. Sonra o yöneldi oraya ve devam etti sağ olsunlar. Ama proje biraz eksik oldu. O üç adımlık bir projeydi. Onun alt tarafında Varsak’ta kuru Düden diye bir yer var. Orada mağaralarda tarih öncesinden elle yapılmış ama yıpranmış yapılar bulunmakta. Orayla birleştirecektim. Sonra o antik kentten Kızıllı Köyü’ne doğru dünyada tek 4 kubbeli sarnıç var. Ben bu üçünü birleştireceğim. Antik kentten oraya treakking yaptıracağım. Ve gerçekten turizmi getireceğim. Bunlar çok basit görünüyor ama gerçekten ekonomik olarak ciddi katkı sağlayacak projeler.
Kepez’e vakit geçirilebilecek sosyal alanları mı getireceksiniz?
Evet. Tabii ki. Mesela Kirişciler’in olduğu yerde ki mesire alanını genişletip bir kahvaltı bölgesi oluşturacağım.
Bu kadar kısa sürede, bu kadar projeyi nasıl belirlediniz? Bir de geçen dönem aday olduğunuzda mutlaka yapmam gerekiyor deyip bu döneme aktardığınız projeniz hangisi?
Mevcut başkanın yaptığı projelerin yüzde 85’i bana ait. Hatta bir gazeteci kendisine sorduğunda bunlar Murat Bey’in değil miydi diye, o da önce ben notere onaylattım diye cevap verdi. Oysa kendisi projeleri sadece yapmış olmak için yapıyor.
Neden sadece yapmış olmak için yapıyor dediniz?
Çünkü siyaset yapıyor. Samimi değil. Bir anket yaptırdım. En rahatsız olduğunuz ne diye. Samimiyetsizlik çıktı. Vatandaş çözmüş durumu.
Belediye başkanı seçildiğinizde nasıl bir ekip oluşturmak istiyorsunuz?
Ben mahalle meclisleri kuracağım. Mecliste bir belediye başkan yardımcısı olacak. O mahallelerde görevlendirdiğim bir belediye meclis üyesi olacak. Mahalle muhtarı olacak. Onun dışında o mahallede yaşayan çocuklarımızdan yaşlılarımıza kadar herkesin katılımı olacak. Ve bu meclis her ay toplanacak. Her türlü sorun tartışılacak ve bana gelecek. Ve ben 1 aylık periyotta çözülebilir olanları çözeceğim. Bu şekilde herkese dokunmuş olurum ve bu Türkiye’de ilk olacak. Bizim yönetimimiz çoğulcu yönetim olacak. Belediye irtibat ofisi kuracağım. Uzak yerlerden gelemeyenler, mahallelerdeki irtibat bürolarından işlerini halledecek.
Peki 34 yıllık eşinizin siyasete girmeniz ile ilgili fikri neydi ?
Eşim siyasete girmeme sıcak bakmadı. Benim hizmet aşkımın yanı sıra ülkemizin durumunu gördüğümüz için, bir hamle yapalım ileride keşke demeyelim diye de çok defans koymadı. Gerçekten siyasetle ilgili şahsi bir beklentim yok. Damadım mimar, İstanbul’da. Kızım avukat İstanbul’da. Oğlum da İTÜ’de yüksek lisans yapıyor. O da Antalya’ya gelmeyecek. Yani Kepez halkına hizmet aşkım dışında yükümlülüğüm yok. Daha fazla insana dokunabilmek için bu yola çıktım.
Müdürlüğünüz efsaneydi, başkanlığınız da öyle olacak sanırız?
Türkiye’de özel hastane mühürleyen ender sağlık müdürlerinden biriyim. Antalya’da iki tane özel hastane mühürledim. Biri siyaseten çok güçlüydü. Bakan aradı. Olmaz dedim. Ruhsat ver o zaman dedi. Ben de ruhsatı Sağlık Bakanlığı veriyor alsın açmasına izin vereyim dedim. İzinsiz hiçbir şeyin çalıştırılmasına müsade etmedim. Antalya’nın en iyi restoranlarına işlemler yaptım. Arkasında durmayacağım imzayı atmam. Ekibimi iyi kurarım. Ekibime kimseyi karıştırmam.
Kepez’de bir Eskişehir yaratabileceğinizi düşünüyor musunuz?
Zaten idolüm o. Benim tıp fakültesi diplomamda Yılmaz Büyükerşen’in imzası var. Hocamın izinden yürümek adına Eskişehir’in yeri bende ayrıdır.
MUTLU BİR KEPEZ YARATACAĞIM
Baktığımızda hizmeti verebilmek, daha geniş kitlelere ulaştırabilmek için belediye başkanı adaylığınız var.
Aynen öyle. Gerçekten mutlu bir Kepez yaratacağım. Tek hedefim o. İnsanların geleceğini düşünmediği bir Kepez’in peşindeyim. Benim çok büyük projelerim yok. Benim bir tane büyük projem var. Mimar Sinan Kongre Merkezi. Ben 5 yıldır MSKM’nin karşısındaki binada çalışıyorum. Ve inanın her gün içim acıyor. Düşünsenize bugün 250-300 Milyon TL’ye mal olacak bir binada bugüne kadar 2 tane kitap fuarı yapıldı. Partilerin mitingleri, esnaf odası seçimleri bir de üniversite tanıtımları var, başka hiç bir şey yok. İlk önceliğim yanındaki okul alanıyla birleştirebilirsem orayı bir üniversiteye vermeyi düşünüyorum. Kiraya verip oradan alacağım parayla sosyal projeleri yapmayı hedefliyorum. Diyelim ki anlaşamadık, o zaman orayı Gençlik Bilim Sanat Kültür Ve Teknoloji Merkezi yapacağım. İkinci büyük bina Varsak’taki yüzme havuzudur. Güzel bir binadır. Ama oranın kültüründe yüzme havuzu yok. Kışın aylık 150 bin lira gideriyle boş boş duruyor. Ben oraya salon ilave ederek ve iyi hocaları getirerek spor akademisi haline getireceğim. Çünkü 500 bin nüfuslu bir ilçeden bahsediyoruz. Ne yetenekler var. Türkiye’de ihtiyaç, Antalya’da ihtiyaç böyle bir yer. Yani çok iyi sporcular var ama imkanları yok. Böyle bir yerde gençlerimize bu imkanı sunmuş olacağız.
Bina projesi yok o zaman?
İki büyük projem bunlar. Bunlar dışında hiç bina projem yok. Teleferik falan bunlar hikaye. Geçin! Hayali proje üretmeyelim. Önce insanları dönüştürelim. Benim hayalim insanları dönüştürebilmek. Bakın biz Kepez’i ilerletemezsek Muratpaşa ve Konyaaltı’nı geriletiriz.
Antalya’nın girişleri Kepez’de olmasına rağmen geleni ağırlayamıyoruz dediniz. Getiremiyoruz. Kepez’i ilk girişte hafızalara aktaracak mısınız?
Mesela girişteki o şelaleyi büyüteceğim. Maliyeti de çok yok. Orayı bir cazibe alanına dönüştüreceğim. Ama alt taraflarla ilgili imarla ilgili işler bitmediği için mecburen bekleyecek. Altınova’nın da tam imarı tamamlanmadı. Tamamlanma nedeni de hep “Ben yaptım”dan kaynaklı. Yapılıyor, mahkemeye gidiyor sürekli. Ben kesinlikle masa başında ve kapı arkasında imar yapmayacağım. Mahalle meclisindeki amaçlardan biri de bu zaten. Zaten imarlar rant için planlanıyor. Mesela Duraliler’de büyük bir tepki var imara. Hep depolama alanları yapılmış. Kepez’i geliştirmeyi insanları mağdur ederek yapamazsın.
KEPEZ’İN EN BÜYÜK ŞANSIZLIĞI
Şu anki Kepez “Aşağı Kepez” olacak. Büyükşehir başkanımızla oturacağımKepez’in en büyük şansızlıklarından birisi de Kepez’in başkanının büyükşehir belediye başkanı olmayı kafasına koymuş olmasıdır. Akaydın döneminde Sayın Hakan Tütüncü’ye ya sen büyük projeler yap Büyükşehir’in yapmadığı. Bu Ankara’da “Reis”in hoşuna gider seni büyükşehir adayı yapar demişler. Ve 3 tane proje ayarlamışlar. MSKM, yüzme havuzu ve açık hava tiyatrosu.
HEDEFİ BÜYÜKŞEHİRDİ
O zaman ilçenin sosyo-ekonomik durumuna uygun olmayan projeler mi yapıldı?
Büyükşehir hedeflenerek yapıldı. Benim hiçbir şekilde böyle bir düşüncem yok. O yüzden büyükşehir başkanıyla rahatça oturup konuşabilirim. Bu bağlamda Kepez’in bir bölümüne orta ölçekli sanayi alanları yapmayı planlıyorum. Ya iş-iş diyoruz. Lafla iş olmuyor. Orada ben 20 bin kişiye iş bulurum. Bir an önce imar planlarını yapmamız gerekiyor. Köylerde vatandaş çocuğunu evlendiriyor, ev yapıyor haklı olarak. Sokak geçecek adamın evi ortada. Böyle devam etmez. Bir an önce imar planı yapılmalı ve planlanmalı.
SIRA KEPEZLİLERDE
Ben güzel şeyler yapacağımıza inanıyorum. Az kaldı. Ben Kepezlilere sözlerimi söyledim, gezdim, aktardım, anlattım, yarını olan bir Kepez hayalimden bahsettim. Şimdi sıra Kepezlilerde…
TÜRKİYE’DE BİR İLK OLACAK MAHALLE MECLISLERI KURACAĞıM
Ben mahalle meclisleri kuracağım. Mecliste bir belediye başkan yardımcısı olacak.
O mahallelerde görevlendirdiğim bir belediye meclis üyesi olacak. Mahalle muhtarı olacak.
Onun dışında o mahallede yaşayanlar ve çocuk ve yaşlı vatandaşlar da olacak.
Bu şekilde herkesin sorunlarından haberdar olacağım.
BEŞ ARABAYLA GEZMEK İSTEMİYORUM
Ben şu anki başkanların bir kısmı gibi beş tane arabayla gezmek istemiyorum. Ön koruma, arka koruma, yarım saat önce gideceğin yere gidip başkan geliyor falan. Bunlar bana uygun şeyler değil.Bizi o makama taşıyan insanlardan kopuk ve uzak kalmak yerel yöneticinin tabiatına aykırı.
Memuriyet dönemimde dahi makamımın imkanlarını şahsım adına asla kullanmadım.
İl sağlık Müdürü olarak görev yaptığım dönemde sabah makam şoförünün aşağıda beklediğini gördüm. Araba çalışır haldeydi. İndim yanına niye geldiğini ve arabanın niye çalıştığını sordum. Cevap olarak sizi almaya geldim ve hava soğuk olduğu için arabanın ısınması için çalıştırdım cevabı üzerine ben de resmi bir programa gitmeyeceksem hep kendi arabamı kullanacağımı ancak şehir dışı görevlerde makam arabasını kullanacağımı belirttim.
HEP KENDİM GİBİ ÇOCUKLAR YETIŞTIRMEYE ÇALIŞTIM
Sizin gibi insan çok az artık. İnsan karşı komşusuna bile dokunamıyor. Yani bu karşılıksız sevgiyle daha çok insana dokunabilmek için tekrar adaylığı seçtiniz diyebilir miyiz?
Evet tabi ki. Ben her zaman hep kendim gibi çocuklar çıkarmaya çalıştım ve bunu da başardım. Şimdi çok daha fazlasına dokunabilmek için seçilmek istiyorum.
Aslında aday olma kararınızın bir doktor olarak 32 yıldır bireysel hizmet anlayışınızı kitlelere ulaştırma sevdası üzerine olduğunu söyleyebilir miyiz?
Aynen öyle. Mesela ben mitinglerimde şunu söylüyorum; hiç kimseyi dil, din, ırk, mezhep olarak ayırmayacağıma, iyi günde, kötü günde yanında olacağıma yemin ettim. Bugünden itibaren belediye başkanı olduğumda bu yeminim aynen geçerlidir diyorum ve aynı yemini tekrarlıyorum. Mitingde şu soruyu soruyorum; şu anki belediye başkanınızın ya da bundan önceki belediye başkanlarınızın cep telefonu numarasını biliyor musunuz? Benim cep telefonu numaram yıllardır aynıdır. 100 bin kişi bilir. Ve taahhüt ediyorum ki bu numaram hiç değişmeyecek.
O zaman Hipokrat yemininin arkasında bir belediye başkanı olacaksınız. Belediye başkanı seçildiğinizde 32 senedir yaptıklarınızı belediye hizmeti olarak nasıl gerçekleştireceksiniz?
Ben belediye hizmetlerini anne karnında vermeye başlayıp, ölene kadar vereceğim. Gebe bir kadının sağlıklı doğum yapabilmesi için, o kasların gelişmesi için, antrenmanlar vardır. Ayrıca annelerde psikolojik olarak gebelik depresyonları çok olur. Özellikle Kepez halkının ekonomik sıkıntıları çok olduğu için psikolog yardımlarıyla destek olup, yine bebeklerin bir takım taramalarına destek vermekle başlayacağız. Yeni doğan bebeklere, eğer ekonomik durumları iyi değilse mama, süt belki de bez takviyesinde bulunacağız. Her mahallede kreş uygulamasını başlatacağız. Kepez’de çok bildiğim ve üzüldüğüm konuların başında ise şu geliyor; anne ve babanın çalıştığı, 10-11 yaşlarında ki çocukların okuldan geldiğinde anne ve baba işten gelene kadar evde yalnız beklediği gibi bir durum var. Bu yüzden etüt merkezleri açıp, önce çorbalarını ikram edip, arkasından ödevini ya da oyununu oynamasını sağlayacağız. Burayı bilgisayar ve hobi merkeziyle destekleyeceğiz. Ortaokuldan liseye geçince eğitim takviyeleri olacak. Üniversiteye hazırlansın diye destek vereceğiz ama ciddi destek. Çünkü çok zeki çocuklarız var. Okuyamayanlara burs ekleyeceğim. Yani bunlardaki hedef hem çocuklar iyi okusun, hem de kreşlerde işsiz çocuk gelişimi mezunları iş sahibi olsun diye. Onun yanında ortaöğretim ve üniversite hazırlıklarda atanamayan öğretmenlere iş sağlayacağım. Bir de Kepez’de uyuşturucu kullanımı çok arttı. Bir tedavi merkezi kuracağım. Ama Bakanlığa bağlı merkezler gibi değil. Onlara meslek edindireceğiz. Gerekirse atölye kurduracağım, ürettireceğim. Kooperatif yoluyla da sattıracağım. Ekonomik destek vereceğim.
MURAT DİNÇ KİMDİR?
22 Eylül 1960 yılında Bursa’nın Altıparmak semtinde dünyaya gelen Murat Dinç, işçi Mehmet Bey ile ev hanımı Ümmü Hanım’ın oğludur. Kendisinden 6 yaş küçük kardeşinin adı ise Nilüfer’dir. Henüz çocuk yaşlarda hem çalışıp, hem okumak zorunda kalmıştır. Mesleği olan doktorluğa hayranlığı da o yaşlarda başlamıştır. Saçını okşayan bir doktordan etkilenmiş ve doktor olmaya karar vermiştir.
1978 yılında Anadolu Üniversitesi Tıp Fakültesi’ni ilk 2000’e girerek kazanmıştır. O yıllarda Anadolu Üniversitesi’nin ilk yılı Hacettepe’de okunduğundan eşi Necla Hanım ile bu okulda tanışmıştır. Necla Hanım ile tıp fakültesi son sınıfında dünya evine girmiştir. İlk çocukları Seda’yı evlendikten 2 yıl sonra kucaklarına almışlardır.
Mezun olduktan sonra Ordu’da bir sağlık ocağında çalışmaya başlayan Murat Dinç, kısa bir süre sonra Ordu İl Sağlık Müdürü Yardımcılığına getirilmiştir. Sonra kendi isteğiyle Antalya’ya tayin olmuştur. 1992 yılında Antalya İl Sağlık Müdürü Yardımcılığına atanmış, 2 yıl sonra da oğlu dünyaya gelmiştir. 1 yıl sonra da 1995 yılında Antalya İl Sağlık Müdürü olmuştur. Müdürlüğü döneminde Kepez’e birçok sağlık ocağı kazandırmıştır.
Kepez Sütçüler Mahallesi’nde 17 yıl özel muayenehanesinde hizmet vermiştir. Kepez Zafer Mahallesi’nde 4 yıl sağlık ocağında aile hekimliği yapmıştır. Son olarak da 2014 yılından 2019 yılının Ocak ayına kadar özel bir hastanede çalışmıştır.
Son yıllarda ülkede yaşanan gelişmeler üzerine siyasete atılmaya karar vermiş ve Cumhuriyet Halk Partisi’nden millet ittifakı Kepez Belediye Başkan adayı olmuştur.