Bilimsel makalede canlı gebelik yok
Ömer Özkan tarafından gönderilen tekzip metnini ve ‘Yüz Naklinde Madalyonun Diğer Yüzü’ haberini değerlendiren Prof. Dr. Ömür Taşkın, “2013 yılında medyaya servis edilen canlı gebelik denemesi, 2013 yılında bilimsel makale ile rapor edilen ‘nonviable’ (canlı olmayan) gebelikle aynı zamanlara denk gelmektedir. 2016’da yayımlanan diğer derlemede yine canlı gebelikten bahsedilmiştir. Bu canlı gebelik 2013-2016 yılları arasında olan farklı bir gebelik olabilir. Bu durum net olarak belirtilmemiştir. Tekrar vurgulamak gerekirse 2013 yılında medyaya servis edilmiş kalp atışlarıyla canlı gebelik vurgusuyla söylenen olay gerçekleri yansıtmamaktadır.
Tüp bebek yönetmeliğinde kayıt zorunluluğu
Tüp bebekte tüm verilerin yapıldığı yerlerin, işlemi yapanların ve anlık kayıtlarının açık olarak belirtilmesi gerektiğini belirten Taşkın, “Medya haberleri de bu kurallara dahildir. Bilimsel makalede verilmeyen bir bilgi medyada paylaşılmışsa, bilimsel makalede bunun belirtilmemesi ciddi bir etik sorun yaratır. Başka bir yaklaşımla 2013’te medyaya servis edilen gebelikten ayrı 2016 yılına kadar geçen sürede başka bir gebelik oluştu ise bunun da kayıt altına alınması gerekirdi. Hakemli dergi yayın kuralları çerçevesinde kayıtların saklanması zorunludur. Kanunen her doku örneğinin patoloji kaydı alınır. Bu tip uluslararası vakalarda bilimsel açıdan zorunludur” diye konuştu.
2016’daki makale derlemedir
Taşkın şu ifadelere yer verdi; “Bir bilim adamı olarak baktığımda 2016 yılında yayımlanan makalenin, bilimsel olarak hiçbir verinin olmadığını ve bir derleme olduğunu söyleyebilirim. Hastaya ait bulguları destekleyen herhangi bir detaylı veri bulunmamaktadır. Bazı denemeler ve gebelik sonuçları verilmiştir. 2016’da bahsedilen hiçbir bilimsel formata uymayan makalede, kimler tarafından, ne zaman ve nerede yapıldığı belli olmayan gebelik sonuçlarının verilmesi; 2013’te yayımlanan makale ve medyaya canlı servis edilen gebelik hakkındaki çelişkileri gidermeye yönelik son derece acemice yazılmış bir makaledir.”
Bio Kimyasal Gebelik
Biokimyasal gebelik döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesiyle beraber kanda yükselen gebelik hormonunu saptama ile adlandırılan gebeliktir. Biz buna biokimyasal gebelik deriz. Buna gebelik denirken bu sırada hastada gebelik kesesi saptanmış olabilir veya gebelik kesesi oluşmuş ancak içerisinde bebeğe ait herhangi bir oluşum bulunmayabilir. İlerleyen dönemde oluşan gebelik kesesinin bozulması ya da gelişim göstermemesine NONVİABLE (canlılık göstermeyen) gebelik adı verilir. Biz bunu düşük diye tanımlarız. n 4-5’te
Prof. Dr. Özkan’dan iki mesaj
Dünyanın ilk rahim nakli sonrası oluşan gebeliğin medyada bebeğin kalp atışları gözlendi diye bildirilmesine rağmen Prof. Dr. Ömer Özkan’ın bu haberlerine zıt olarak aynı ekipte yer alan Prof. Dr. Münire Erman Akar’ın bilimsel makalesinde bu gebelikle ilgili kalp atışlarından bahsedilmediğini yaptığımız araştırma sonucu saptadık. Bu haberi yaptıktan sonra gazetecilik etiğine uygun olarak Prof. Dr. Ömer Özkan ile röportaj yapıp görüşlerini aldık. Ancak gazetenin yayınlandığı gün Özkan’dan birbirine tamamen zıt röportajın yayınlanmaması ile ilgili iki mesaj aldık
SMS İLE ‘YAYINLAMAYIN’ dedi
Haberin yayınlandığı gün öncesi görüşlerini aldığımız konunun muhatabı, Prof Dr. Ömer Özkan şahsi telefonundan gönderdiği mesajda ‘röportajının yayınlanmamasını’ rica etti.
TEKZİP İLE ‘YAYINLAYIN DEDİ
Prof Dr. Ömer Özkan aynı gün noterden gönderdiği (cevap ve düzeltme hakkı başlıklı) tekzipte ise “İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen bir durumdur. Kaldı ki bu hususda bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır. Öz anlatımla, haber araştırmacı gazeteci görünümünde hazırlanmış tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan, cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir” denildi.
KADAVRADAN ALINAN RAHİM VE EMBRİYO NAKLİ
10.10.2019 tarihli Hürses Gazetesi ‘Yüz Naklinde Madalyon ’un Öbür Yüzü’ başlıklı haberi ile Türkiye’de 2013’den bu yana ara verilen Kompozit Doku Nakli ile ilgili kamuoyuna yansıyan bilgi kirliliğinin ortadan kalkması adına bir haber yapmış ve rahim nakli ile ilgili bilimsel makale ve medyaya yansıyan çelişkili haberlerin netleşmesi adına , kamuoyunun merak ettiği soruları sormuştuk
KAMUOYU VE BİLİMSEL ÇEVRELERİN CEVABINI BEKLEDİĞİ SORULAR
Dünyada defalarca yapılan rahim nakli ve embriyo transferi ile doğan bebeklerin sağlıklı gelişim haberlerini izleyen tıp dünyası, kadavradan alınan rahim ile dünyada ilk kez yapılan nakile dair bilimsel verileri merak ediyor. Dergiye gönderilen bilimsel makalede ‘NONVİABLE’ (canlılık göstermeyen) yazılması ve Prof. Ömer Özkan’ın kamuoyuna defalarca,’ ikinci kez deneme yapacağını’ bildirmesi ve tüm bu bilgiler, akla şu sorular getiriyor?
Dünyanın ilk kadavradan alınanrahim ile nakli yapılan hastaya, ilk tüp bebek uygulaması nerede yapıldı?
Dünyada yayınlanan bilimsel makalede başarısız olarak açıklanan embriyo transferi, tıp literatürüne bu yolla hamile kalan ilk kadın olduğu, canlı kalp atışları dinletilerek AÜ tarafından üstlenilip, neden başarılıymış gibi açıklandı?
Gebeliğin oluştuğu denemeler başka hastanede yapıldıysa niye belirtilmedi ve kamuoyuna AÜ olarak açıklandı?
Eğer açıklanmayan denemeler doğru ise, ilaç tedavisi altında sağlıklı embriyo nasıl elde edildi?
AÜ ‘nün bebek canlı açıklaması yaptığı denemeye rağmen aynı tarihte dergiye yollanan bilimsel makalede ‘canlı fetüse rastlanamadı’ gibi iki tezat açıklamanın, düzeltmesi neden yapılmadı?
İlk yayınlanan Prof. Dr Münire Ermanakar imzalı bilimsel makalede dondurulmuş embriyonun kalitesiz olduğundan 2. Tüpün açılıp 1 bebek transfer edildiği yazıyor. Orijinal makalede 2 canlanmayan gebelik elde edilmiş, sonuçta 3 dondurulmuş embriyo kullanılmış, o halde Prof Ömer Özkan imzalı Prof. Dr Münire Ermanakar’ın isminin geçmediği derlemede yazan 1-3-4-5 denemeler, hangi embriyolarla yapıldı?
ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Bütün bu bilimsel ve sosyal çelişkiler ve Prof. Dr. Ömer Özkan’ın 2018 ‘de DHA ‘ya yaptığı ‘Rahim naklinin kadavradan yapılması daha makbul görünüyor, 2. Denemeyi yapacağız, çok talep var ‘açıklaması,Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hekimlik Meslek Etiği Kuralları /Madde 11-Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. İlkesinin aksine, reklam ve popülerliğin devamı için mi kullanılıyor sorusunu beraberinde getirdi.
Belgeli olduğu söylenen bilgilere göre 2013 yaz aylarından, 2016 sonuna kadar İstanbul Memorial ve birden fazla başarısız deneme yapılmış ve bu veriler l kamuoyundan saklanmış , 2013 yılından beri hep “2. denemeyi yapacağız” beyanlarının ciddi etik soruna yol açtıkları iddiaları oluşmuştur.
Özkan’dan iki farklı mesaj
Dünyanın ilk rahim nakli sonrası oluşan gebeliğin, medyada bebeğin kalp atışları gözlendi diye bildirilmesine rağmen Prof. Dr. Ömer Özkan’ın bu haberlerine zıt olarak aynı ekipte yer alan Prof. Dr. Münire Erman Akar’ın bilimsel makalesinde bu gebelikle ilgili kalp atışlarından bahsedilmediğini yaptığımız araştırma sonucu saptadık. Bu haberi yaptıktan sonra gazetecilik etiğine uygun olarak Prof. Dr. Ömer Özkan ile röportaj yapıp görüşlerini aldık. Ancak gazetenin yayınlandığı gün Özkan’dan birbirine tamamen zıt röportajın yayınlanmaması ile ilgili iki mesaj aldık.
Haberin yayınlandığı gün öncesi görüşlerini aldığımız konunun muhatabı, Prof Ömer Özkan şahsi telefonundan gönderdiği mesajda ‘röportajının yayınlanmamasını istedi. Aynı gün noterden gönderdiği (cevap ve düzeltme hakkı başlıklı) Tekzipte ise Prof Ömer Özkan “yanıtlarımı beğenseniz de beğenmeseniz de cevap hakkı olarak, verdiğim yanıtları yayınlamanız en azından basın etiği gereğidir” dedi.
TEKZİP METNİ
Prof. Dr. Ömer Özkan’ın gazetemize gönderdiği tekzip metnini ise noktasına ve virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz. İşte o tekzip metni;
Gazetenizin 10.10.2019 Tarihli nüshasında "YÜZ NAKLİNDE madalyonun diğer yüzü" başlıklı haberde çelişkili ve gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde bahsedilen konularla ilgili, bir gün öncesinde "Yanıt bekleyen SORULAR denen kırma'' değerli ve kısıtlı vaktimi ayırıp muhabirinize tüm yanıtlarını vermiştim. Buna rağmen yanıtlarım göz ardı edilerek sanki yanıtlanmamış gibi ertesi gün "Yanıt bekleyen SORULAR" başlığıyla kamuoyunu yanıltıcı haber yapıldığını hayretle gördüm. Alınan yanıtların haber merkezinizi tatmin edip etmediğinden öte bu şekilde yayınınızda "kasıt" olduğunu düşünüyorum. Çünkü, yanıtlarımı beğenseniz de beğenmeseniz de cevap hakkı olarak benim verdiğim yanıtları yayınlamanız en azından basın etiği gereğidir.
Bunların dışında en önemlisi muhabirinize açıkladığım gibi; bilimsel makalede gebelik yok" yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel bir şekilde irdelenmesi gerekirdi.
Hem makalede hem yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile haberinizin başlı başına skandal gerçek dışı bir haber olduğunun kanıtıdır. Hatta cahillik boyutunda yanlışlıktır. İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik "bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen' bir durumdur. Kaldı ki bu husus da bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır.
Öz anlatımla haber araştırmacı gazeteci görünümünde hazırlanmış tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir.
Hal böyle olunca;
1.Yanıtlanması gereken soruların zaten tarafımdan yanıtlaması, buna rağmen en azından bunlara yer vermek yerine görmezden gelinmesi,
2. Bilimsel makalede gebelik yok başlığının tamamen yanlış olması, yayınladığınız fotoğrafta ve makalenin içerisinde kese içerisinde gebelik olduğunun açıkça görülmesi, makalenin bile özenli okunmaması,
3 Medyada yer alan kalp atışı olan gebeliğin bu makalenin hazırlanışından sonra gerçekleşmesi ve sonradan gelişen bu özel hususa daha sonraki makalelerimizde de kuşku bırakmayacak ölçüde açıkça yer verilmesi,
4.Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri ve takım çalışmasını zorunlu kılması, bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuvarlarından yardım alınmasının akıl, mantık ve tıp kuralları gereği olması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi,bilinmezden/ görmezden gelinerek kamuoyu yanıltıcı haber yapılmıştır.
SONUÇ VE İSTEM:
Açıkladığım gerekçelerle;
Tekzibe konu yayın, yanlış ve çelişkilerle dolu olup, İtibarım, onur ve haysiyetimi zedelediğinden ekteki tekzip metninin Basın Kanunu uyarınca yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlanmasını aksi takdirde her türlü yasal hakkımı kullanacağımı ihtaren bildiririm. 10 10.2019 Prof. Dr. Ömer Özkan
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Eki:Tekzip metni
TEKZİP METNİ
Gazetenizin 10.1.2019 Tarihli nüshasında "YÜZ NAKLİNDE madalyonun diğer yüzü" başlıklı haberde çelişkili ve gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir.
Bilimsel makalede "gebelik yok" yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel bir şekilde irdelenmesi gerekirdi.
Hem makalede hem yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile haberin başlı başına skandal gerçek dışı bir haber olduğunun kanıtıdır. Hatta cahillik boyutunda yanlışlıktır. İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik ‘’bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen’’ bir durumdur. Kaldı ki bu husus da bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır.
Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri vardır ve ayrıca takım çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuvarlarından yardım alınması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu tıbbi gerçekler bilinmezden/görmezden gelinerek kamuoyunu yanıltıcı haber yapılmıştır. Haber şeref ve haysiyetimi ihlal edicidir. Şahsımla ilgili gerçeğe aykırı bilgiler içermektedir. Kamu oyuna saygı ile duyurulur.
Prof .Dr. Ömer Özkan
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
BİLİMSEL MAKALEYİ, BİR BİLENE SORDUK
Tarafsız habercilik ilkesi ile haberimizi netleştirmek ve konuyu aydınlığa çıkarmak adına Prof. Dr Ömer Özkan’ın Tekzip metninde bildirdiği “bilimsel makalenin bilimsel incelenmesi, irdelenmesi gerekir” talebini yerine getirdik. Bilimsel irdelemeyi, bilimsel yeterliliği uluslararası tescilli, Tüp bebek ve kısırlık tedavisinin Türkiye’de ki en başarılı isimlerinden, yurt dışında önemli üniversitelerin ilgili bölümlerinde ihtisas yapmış, konunun uzmanı Prof. Dr.Ömür Taşkın’dan istedik
Bebeğin hiç varolmamış kalp atışları medyada gösterildi
Canlı gebelik vardı ise! Bilimsel makalede kesinlikle belirtilmeliydi.
Kanıtlanmamış bilimsel veriler medyaya sunuldu.
Tüp bebekte kayıt zorunluluğu vardır. Medyaya kayıt dışı bilgiler verilemez.
Bilimsel yayın sonrası tüm veriler birbirini takip etmek zorundadır.
Ekibin farklı zamanlarda yayınladığı iki ayrı makalede aynı gebelik için birbirinden farklı bilgiler verildi
Sayın Taşkın, Prof Ömer Özkan gazetemize gönderdiği Tekzip metninde;
Yaptığımız haberle ilgili “tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir.’ ve bilimsel makalede , ‘gebelik yok’ yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel incelenmesi irdelenmesi gerekirdi” demiştir.
Bilimsel makalenin irdelemesini yapar mısınız?
Öncelikle hangi durumda ‘canlı gebelik’ oluşmuştur, ondan bahsedelim. Bilimsel olarak gebelikte biz iki tane gebelikten bahsederiz.
Bio Kimyasal Gebelik
Biokimyasal gebelik döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesiyle beraber kanda yükselen gebelik hormonunu saptamasıyla adlandırılan gebeliktir. Biz buna biokimyasal gebelik deriz. Bu sırada hastada gebelik kesesi saptanmamış olabilir veya gebelik kesesi oluşmuş ancak içerisinde bebeğe ait herhangi bir oluşum bulunmayabilir. İlerleyen dönemde oluşan gebelik kesesinin bozulması ya da gelişim göstermemesine ‘Nonavible’ (canlılık göstermeyen) gebelik adı verilir. Biz bunu düşük diye tanımlarız.
Canlı Gebelik
Eğer herhangi bir gebelikte gebelik kesesi içerisinde kalp atışına sahip bir fetusa rastlanırsa buna canlı bir gebelik oldu diyebiliriz. Ama asıl kriter canlı doğuma sahip bir rahim naklidir. İlgili vaka dünyanın ilk rahim nakli olması dolayısıyla her türlü gebelik önemli bir bilimsel veridir
Bilimsel Makaleye gelirsek;
Bu bilgiler eşliğinde, 2013 tarihli bilimsel makalede iki adet gebelik saptandığı belirtilmiş, biri biyokimyasal, biri 5 haftalık iken rahim içi gebelik tespit edilmiştir. Fakat bir hafta sonraki kontrolde kese gelişmediği için yaşamla uyumlu kabul edilmemiş ‘nonviable’ (canlılık göstermeyen) düşük kabul edilip, kürtaj uygulanmıştır.
Yapılan patolojik incelemelerde gebelik kesesinden alınan materyalin embriyonun dişi olduğu saptanmış. Ancak, annenin genetik yapısıyla benzer olması dolayısıyla karışma ihtimaline rağmen ileri bir analiz yapılmamıştır. Materyalin anneye ait mi yoksa embriyo ait mi olduğu belirtilmemiştir.
Özkan tekzipte ‘Hem makalede hem de yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile başlı başına haberin skandal gerçek dışı bir haberin kanıtıdır. Cahillik boyutunda yanlışlıktır’demiştir.
Haberde; bilimsel makalede yazan ile medyaya yansıyan çelişkiyi ortaya koymuştuk. Bu durumda bilimsel makale , gerçek dışı bilgileri mi içeriyor ?
Bu konu ile ilgili iki makaleden bahsediliyor. Ana makale, Türkiye’ye servis edilen ve kalp atışlarının olduğu söylenen sizin de haberinizde gündeme getirdiğiniz 27 Nisan 2013 tarihli, NONAVİBLE (canlı olmayan) gebelik yazan Prof Dr. Münire Erman Akar imzalı yayındır.
Diğeri 2016 yılında yayımlanan, hiçbir bilimsel veriye yer verilmemiş derlemedir.
2013’de yayımlanan makalede canlı gebelikten bahsedilmemiştir. Yaptığınız haberde ortaya konulan bilgiler, sorularla uyumlu olup bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Tekzip metninde, Dr Özkan “ikinci bir makaleden bahsetmiş ve bu konuyu “Medyada yer alan kalp atışı olan gebeliğin bu makalenin hazırlanışından sonra gerçekleşen bir durumdur. Kaldı ki ve sonradan gelişen bu özel hususa daha sonraki makalemizde kuşku bırakmayacak ölçüde açıkça yer verilmiştir” diyerek açıklamıştır.
Bahsedilen ikinci makale bilimsel kabul edilen bir makale midir?
Bir bilim adamı olarak baktığımda 2016 yılında yayımlanan makalenin bir derleme olduğunu görmekteyim, bu makale bilimsel olarak hiçbir verinin olmadığı bir derlemedir.
Hastaya ait bulguları destekleyen herhangi bir detaylı veri bulunmamaktadır. Bazı denemeler ve gebelik sonuçları verilmiştir. Hiçbir atıf yoktur.
2016’da bahsedilen hiçbir bilimsel formata uymayan makalede, kimler tarafından, ne zaman ve nerede yapıldığı belli olmayan gebelik sonuçlarının verilmesi; 2013’te yayımlanan makale ve medyaya canlı servis edilen gebelik hakkındaki çelişkileri gidermeye yönelik son derece acemice yazılmış bir makaledir.
Üstelik bu makale verdiği bilgilerle ilk yayımlanan bilimsel makale ile çelişmektedir. 2016’da ki derleme, kendi amaçlarına da hizmet etmemiş ve kaba tabiri ile kendilerini yalanlamıştır.
Kafa karışıklığını netleştirmek adına tekrar belirtmek isterim ki, 2013 yılında medyaya servis edilen canlı gebelik denemesi, 2013 yılında bilimsel makale ile rapor edilen ‘nonviable ’-(canlı olmayan) gebelik aynı zamanlara denk gelmektedir.
3 yıl sonra kaynak gösterilmeden yayımlanan 2016’da ki derlemede bahsedilen ‘canlı gebelik’ ise farklı bir gebelik olabilir. Bu durumun saklanması da düşündürücüdür.
Kaldı ki 2016 yılı derlemesinde 2. Deneme hakkında bir bilgi yoktur. Bu verilerin takibini, bilimsel olarak takip edilemez hale getirmektedir.
Bunlar normal toplum nezdinde bir şey ifade etmese de, bilimsel camia için oldukça önemlidir.Çünkü bilimsel verilerin net olması gerekmektedir. Birinci makale ve ikinci makale arasında ki uyum göstermeyen veriler, bilim adamları için sorgulanması gereken çelişkilerdir
Bu kadar çelişkili bilgiler yanında asıl ana makale olan 2013 yılında yazılan makaleye göre yaptığınız haberin doğru olduğunu söyleyebilirim.
Sayın Özkan, Tekzip mektubunda; “Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri ve takım çalışmasını zorunlu kılması, bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuarlarından yardım alınmasının akıl, mantık ve tıp kuralları gereği olması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi” demiştir. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Tüp bebek uygulamasının başka bir merkezde yapılması normal bir durumdur.
Ancak tüm verilerin yapıldığı yerlerin, işlemi yapanların ve anlık kayıtlarının açık olarak belirtilmesi gerekir. Medya haberleri de bu kurallara dahildir. Eğer makalede verilmeyen bir bilgi medyada paylaşılmışsa, bunun belirtilmesi zorunludur. Aksi halde ciddi bir etik sorun yaratır. Yönetmelikte belirtildiği gibi tüp bebek işlemlerinin kayıt zorunluluğu vardır.
Tekrar vurgulamak gerekirse 2013’deki ana makalede canlı gebelikten bahsedilmemiştir.
Başka bir yaklaşımla iki ayrı makalede belirtilen gebelikler birbirinden farklı ise bu iki ayrı bebeğe ait patoloji örneklerinin patoloji ana bilim dalına kayıtlı olması gerekir Ancak bu kayıtların olmadığı bilinmektedir. Kanunen her doku örneğinin patolojiye kayıtlı olması gerekir. Bu tip uluslararası vakalarda patoloji örneklerinin kayıt altına alınması bilimsel açıdan önemlidir.
Haberinizde belirttiğiniz üzere, hastaya ait dosyanın kaybı zaten işi daha da karmaşık hale getirmektedir. Daha önce belirttiğim gibi bu verilerin ancak onaylı bir kopyası araştırmacılarda bulunabilir ve kaldı ki hakemli dergi yayım kuralları çerçevesinde saklanması zorunludur.
Dosyanın bulunamadığı muhtemel tahrifata açık olduğu, ayrıca makalelerde çelişen veya eksik bilgiler dikkate alındığında bir bilim adamı olarak açıklanan hangi bilgiye inanmalıyım?
Bu eksiklikler sonucu şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse, bir erkek bile gebe olarak gösterilebilir, ultrason görüntüsü elde edilebilir. Bu teknik ve hormonal olarak mümkündür tabii asparagastır. O nedenle geçerli olan kayıtlardır, 2016 derlemesinde belirtilen ispatlanmamış beyanlar geçerli olarak kabul edilemez. Bu nedenle tekrarlamak gerekirse bilimsel olarak 2016’daki atıf yapılmamış bilgilerin hiçbir geçerliliği mevcut değildir,
2013 ve 2016’daki makaleleri incelediğimizde ciddi uyumsuzluklar ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir konu makalelere bakıldığında birden fazla nerede yapıldığı ve tarihi belirtilmeyen denemelerin olduğu aşikardır. Sonuçta halen yakın tarihte medyada 2. denemenin yapılacağı bilgileri verilmektedir. Tek başına bir etik sorundur.
Özkan Tekzip metninde son olarak ‘Bilinmezden görülmezden gelinerek kamuoyunu yanıltıcı haber yapılmıştır. Haber şeref ve haysiyetimi ihlal edicidir. Şahsımla ilgilidir. Gerçeğe aykırı bilgiler içermektedir” demiştir.
Habere bakarak, yukarıdaki iddiasına hizmet eden gerçek dışı bir bilgi var mı?
Bu dergilerde hakemlik yapan biri olarak yalnızca makalelerin bilimsel analizi çerçevesinde yaptığım yorum bilimsel etik ve analiz sorumluluğu çerçevesindedir. Diğer konular benim dışımdadır ve etik bir soruna işaret edip etmediği ilgi bilimsel derneklerin ve yasaların kontrolündedir.
2013 yılında yayımlanan makalede tüm bilimsel sorulara ve bilgi kirliliğine cevap vermesi gereken sorumlu yazar dergi kurallarına göre sayın Prof.Dr.Münire Erman Akar’dır. Diğer yazarlar sorumluluk raporları çerçevesinde imza atarak sayın Akar’ın yayımladığı bilgileri onaylamışlardır. Ben bilimsel olarak bu makaleyi dikkate alırım.
İki makale arasındaki uyumsuzluklar medyaya verilen bilgiler, veri yanlışlıkları dikkate alındığında hiçbir iddiaya Ömer Özkan’ın üzülmesini gerektirecek herhangi bir şey yoktur. Tam tersi bunların artık ciddi olarak açıklanması gerekmektedir.
Halen bilimsel verileri sorgulayıp kayıtları bulamıyorsak bu sorundur. İyi cerrah iyi bilim adamı değildir! Birlikte olması ideal bir kombinasyondur ideal öğretim üyesi tanımıdır. Ve bilimsel camiada onaylanmış bir geçmiş gerektirir.
Bu tip bir vakanın medyatik haberlerle bu hale dönüştürülmamesi gerekirdi hiç bir soru işaretine mahal verilmemeliydi.
BR. Ambedkar’ ın “tarih ekonomi ve etik anlayışın her zaman uyumsuzluk yaşadığını gösterir ve zaferin her zaman ekonominin” olduğunu söylemiştir. Bu durum bilimsel tıp camiasında geçerli değildir. Tıp bilimsel etiği ön plana alır ve sıkı kurallar çerçevesinde irdeler. Ekonomik başarı getirebilse de ki tek amaç değildir, bilimsel etik ve kuralları net ve açıktır, tüm bilimsel camiayı bağlar. Hele ki veriler uluslararası camiaya servis edilmişse. Sonuçta; bilimsel camiadaki etik evrim incelendiğinde A. Lincoln’ un aşağıdaki sözü yıllar önce söylense de gerçekliği açıktır. Bilimsellik verilere dayanır haberlere veya demeçlere değil.
Bu nedenle arşivler önemlidir. doğruların ortaya konmasına temel teşkil eder.
– “Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz…
– Herkesi bazen kandırabilirsiniz…
– Ama…
– Herkesi her zaman kandıramazsınız…” Abraham Lincoln
Prof. Dr. Ömür Taşkın kimdir?
Prof. Dr. Ömür Taşkın Üreme endokrinolojisi ve İnfertilite alanında Türkiye’de yurtdışı üst ihtisaslı birkaç kişiden biri olup üst ihtisasını Baylor College of Medicine, Houston, ABD yapmış aynı yere bağlı Women Health and Research te Arştırma direktörü olarak çalışmış ve 2016 yılsonu itibariyle Kanada University of British Columbia Üreme endokrinolojisi ve İnfertilite bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve aynı zamanda Akdeniz Üni. Kadın Hst. Doğ. ABD öğretim üyesidir.
Birçok uluslararası araştırma ödülü bulunan Dr. Taşkın’ın uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış ve bildiri olarak sunulmuş 200 üzerinde bilimsel yayını olup, hepsi uluslararası 1300 yakın bilimsel atıfı bulunmaktadır.
Ömer Özkan tarafından gönderilen tekzip metnini ve ‘Yüz Naklinde Madalyonun Diğer Yüzü’ haberini değerlendiren Prof. Dr. Ömür Taşkın, “2013 yılında medyaya servis edilen canlı gebelik denemesi, 2013 yılında bilimsel makale ile rapor edilen ‘nonviable’ (canlı olmayan) gebelikle aynı zamanlara denk gelmektedir. 2016’da yayımlanan diğer derlemede yine canlı gebelikten bahsedilmiştir. Bu canlı gebelik 2013-2016 yılları arasında olan farklı bir gebelik olabilir. Bu durum net olarak belirtilmemiştir. Tekrar vurgulamak gerekirse 2013 yılında medyaya servis edilmiş kalp atışlarıyla canlı gebelik vurgusuyla söylenen olay gerçekleri yansıtmamaktadır.
Tüp bebek yönetmeliğinde kayıt zorunluluğu
Tüp bebekte tüm verilerin yapıldığı yerlerin, işlemi yapanların ve anlık kayıtlarının açık olarak belirtilmesi gerektiğini belirten Taşkın, “Medya haberleri de bu kurallara dahildir. Bilimsel makalede verilmeyen bir bilgi medyada paylaşılmışsa, bilimsel makalede bunun belirtilmemesi ciddi bir etik sorun yaratır. Başka bir yaklaşımla 2013’te medyaya servis edilen gebelikten ayrı 2016 yılına kadar geçen sürede başka bir gebelik oluştu ise bunun da kayıt altına alınması gerekirdi. Hakemli dergi yayın kuralları çerçevesinde kayıtların saklanması zorunludur. Kanunen her doku örneğinin patoloji kaydı alınır. Bu tip uluslararası vakalarda bilimsel açıdan zorunludur” diye konuştu.
2016’daki makale derlemedir
Taşkın şu ifadelere yer verdi; “Bir bilim adamı olarak baktığımda 2016 yılında yayımlanan makalenin, bilimsel olarak hiçbir verinin olmadığını ve bir derleme olduğunu söyleyebilirim. Hastaya ait bulguları destekleyen herhangi bir detaylı veri bulunmamaktadır. Bazı denemeler ve gebelik sonuçları verilmiştir. 2016’da bahsedilen hiçbir bilimsel formata uymayan makalede, kimler tarafından, ne zaman ve nerede yapıldığı belli olmayan gebelik sonuçlarının verilmesi; 2013’te yayımlanan makale ve medyaya canlı servis edilen gebelik hakkındaki çelişkileri gidermeye yönelik son derece acemice yazılmış bir makaledir.”
Bio Kimyasal Gebelik
Biokimyasal gebelik döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesiyle beraber kanda yükselen gebelik hormonunu saptama ile adlandırılan gebeliktir. Biz buna biokimyasal gebelik deriz. Buna gebelik denirken bu sırada hastada gebelik kesesi saptanmış olabilir veya gebelik kesesi oluşmuş ancak içerisinde bebeğe ait herhangi bir oluşum bulunmayabilir. İlerleyen dönemde oluşan gebelik kesesinin bozulması ya da gelişim göstermemesine NONVİABLE (canlılık göstermeyen) gebelik adı verilir. Biz bunu düşük diye tanımlarız. n 4-5’te
Prof. Dr. Özkan’dan iki mesaj
Dünyanın ilk rahim nakli sonrası oluşan gebeliğin medyada bebeğin kalp atışları gözlendi diye bildirilmesine rağmen Prof. Dr. Ömer Özkan’ın bu haberlerine zıt olarak aynı ekipte yer alan Prof. Dr. Münire Erman Akar’ın bilimsel makalesinde bu gebelikle ilgili kalp atışlarından bahsedilmediğini yaptığımız araştırma sonucu saptadık. Bu haberi yaptıktan sonra gazetecilik etiğine uygun olarak Prof. Dr. Ömer Özkan ile röportaj yapıp görüşlerini aldık. Ancak gazetenin yayınlandığı gün Özkan’dan birbirine tamamen zıt röportajın yayınlanmaması ile ilgili iki mesaj aldık
SMS İLE ‘YAYINLAMAYIN’ dedi
Haberin yayınlandığı gün öncesi görüşlerini aldığımız konunun muhatabı, Prof Dr. Ömer Özkan şahsi telefonundan gönderdiği mesajda ‘röportajının yayınlanmamasını’ rica etti.
TEKZİP İLE ‘YAYINLAYIN DEDİ
Prof Dr. Ömer Özkan aynı gün noterden gönderdiği (cevap ve düzeltme hakkı başlıklı) tekzipte ise “İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen bir durumdur. Kaldı ki bu hususda bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır. Öz anlatımla, haber araştırmacı gazeteci görünümünde hazırlanmış tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan, cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir” denildi.
KADAVRADAN ALINAN RAHİM VE EMBRİYO NAKLİ
10.10.2019 tarihli Hürses Gazetesi ‘Yüz Naklinde Madalyon ’un Öbür Yüzü’ başlıklı haberi ile Türkiye’de 2013’den bu yana ara verilen Kompozit Doku Nakli ile ilgili kamuoyuna yansıyan bilgi kirliliğinin ortadan kalkması adına bir haber yapmış ve rahim nakli ile ilgili bilimsel makale ve medyaya yansıyan çelişkili haberlerin netleşmesi adına , kamuoyunun merak ettiği soruları sormuştuk
KAMUOYU VE BİLİMSEL ÇEVRELERİN CEVABINI BEKLEDİĞİ SORULAR
Dünyada defalarca yapılan rahim nakli ve embriyo transferi ile doğan bebeklerin sağlıklı gelişim haberlerini izleyen tıp dünyası, kadavradan alınan rahim ile dünyada ilk kez yapılan nakile dair bilimsel verileri merak ediyor. Dergiye gönderilen bilimsel makalede ‘NONVİABLE’ (canlılık göstermeyen) yazılması ve Prof. Ömer Özkan’ın kamuoyuna defalarca,’ ikinci kez deneme yapacağını’ bildirmesi ve tüm bu bilgiler, akla şu sorular getiriyor?
Dünyanın ilk kadavradan alınanrahim ile nakli yapılan hastaya, ilk tüp bebek uygulaması nerede yapıldı?
Dünyada yayınlanan bilimsel makalede başarısız olarak açıklanan embriyo transferi, tıp literatürüne bu yolla hamile kalan ilk kadın olduğu, canlı kalp atışları dinletilerek AÜ tarafından üstlenilip, neden başarılıymış gibi açıklandı?
Gebeliğin oluştuğu denemeler başka hastanede yapıldıysa niye belirtilmedi ve kamuoyuna AÜ olarak açıklandı?
Eğer açıklanmayan denemeler doğru ise, ilaç tedavisi altında sağlıklı embriyo nasıl elde edildi?
AÜ ‘nün bebek canlı açıklaması yaptığı denemeye rağmen aynı tarihte dergiye yollanan bilimsel makalede ‘canlı fetüse rastlanamadı’ gibi iki tezat açıklamanın, düzeltmesi neden yapılmadı?
İlk yayınlanan Prof. Dr Münire Ermanakar imzalı bilimsel makalede dondurulmuş embriyonun kalitesiz olduğundan 2. Tüpün açılıp 1 bebek transfer edildiği yazıyor. Orijinal makalede 2 canlanmayan gebelik elde edilmiş, sonuçta 3 dondurulmuş embriyo kullanılmış, o halde Prof Ömer Özkan imzalı Prof. Dr Münire Ermanakar’ın isminin geçmediği derlemede yazan 1-3-4-5 denemeler, hangi embriyolarla yapıldı?
ÇELİŞKİLİ BEYANLAR
Bütün bu bilimsel ve sosyal çelişkiler ve Prof. Dr. Ömer Özkan’ın 2018 ‘de DHA ‘ya yaptığı ‘Rahim naklinin kadavradan yapılması daha makbul görünüyor, 2. Denemeyi yapacağız, çok talep var ‘açıklaması,Türk Tabipleri Birliği (TTB) Hekimlik Meslek Etiği Kuralları /Madde 11-Hekim, mesleğini uygularken reklam yapamaz, ticari reklamlara araç olamaz, çalışmalarına ticari bir görünüm veremez; insanları yanıltıcı, paniğe düşürücü, yanlış yönlendirici, meslektaşlar arasında haksız rekabete yol açıcı davranışlarda bulunamaz. İlkesinin aksine, reklam ve popülerliğin devamı için mi kullanılıyor sorusunu beraberinde getirdi.
Belgeli olduğu söylenen bilgilere göre 2013 yaz aylarından, 2016 sonuna kadar İstanbul Memorial ve birden fazla başarısız deneme yapılmış ve bu veriler l kamuoyundan saklanmış , 2013 yılından beri hep “2. denemeyi yapacağız” beyanlarının ciddi etik soruna yol açtıkları iddiaları oluşmuştur.
Özkan’dan iki farklı mesaj
Dünyanın ilk rahim nakli sonrası oluşan gebeliğin, medyada bebeğin kalp atışları gözlendi diye bildirilmesine rağmen Prof. Dr. Ömer Özkan’ın bu haberlerine zıt olarak aynı ekipte yer alan Prof. Dr. Münire Erman Akar’ın bilimsel makalesinde bu gebelikle ilgili kalp atışlarından bahsedilmediğini yaptığımız araştırma sonucu saptadık. Bu haberi yaptıktan sonra gazetecilik etiğine uygun olarak Prof. Dr. Ömer Özkan ile röportaj yapıp görüşlerini aldık. Ancak gazetenin yayınlandığı gün Özkan’dan birbirine tamamen zıt röportajın yayınlanmaması ile ilgili iki mesaj aldık.
Haberin yayınlandığı gün öncesi görüşlerini aldığımız konunun muhatabı, Prof Ömer Özkan şahsi telefonundan gönderdiği mesajda ‘röportajının yayınlanmamasını istedi. Aynı gün noterden gönderdiği (cevap ve düzeltme hakkı başlıklı) Tekzipte ise Prof Ömer Özkan “yanıtlarımı beğenseniz de beğenmeseniz de cevap hakkı olarak, verdiğim yanıtları yayınlamanız en azından basın etiği gereğidir” dedi.
TEKZİP METNİ
Prof. Dr. Ömer Özkan’ın gazetemize gönderdiği tekzip metnini ise noktasına ve virgülüne dokunmadan yayınlıyoruz. İşte o tekzip metni;
Gazetenizin 10.10.2019 Tarihli nüshasında "YÜZ NAKLİNDE madalyonun diğer yüzü" başlıklı haberde çelişkili ve gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir. Haberde bahsedilen konularla ilgili, bir gün öncesinde "Yanıt bekleyen SORULAR denen kırma'' değerli ve kısıtlı vaktimi ayırıp muhabirinize tüm yanıtlarını vermiştim. Buna rağmen yanıtlarım göz ardı edilerek sanki yanıtlanmamış gibi ertesi gün "Yanıt bekleyen SORULAR" başlığıyla kamuoyunu yanıltıcı haber yapıldığını hayretle gördüm. Alınan yanıtların haber merkezinizi tatmin edip etmediğinden öte bu şekilde yayınınızda "kasıt" olduğunu düşünüyorum. Çünkü, yanıtlarımı beğenseniz de beğenmeseniz de cevap hakkı olarak benim verdiğim yanıtları yayınlamanız en azından basın etiği gereğidir.
Bunların dışında en önemlisi muhabirinize açıkladığım gibi; bilimsel makalede gebelik yok" yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel bir şekilde irdelenmesi gerekirdi.
Hem makalede hem yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile haberinizin başlı başına skandal gerçek dışı bir haber olduğunun kanıtıdır. Hatta cahillik boyutunda yanlışlıktır. İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik "bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen' bir durumdur. Kaldı ki bu husus da bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır.
Öz anlatımla haber araştırmacı gazeteci görünümünde hazırlanmış tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir.
Hal böyle olunca;
1.Yanıtlanması gereken soruların zaten tarafımdan yanıtlaması, buna rağmen en azından bunlara yer vermek yerine görmezden gelinmesi,
2. Bilimsel makalede gebelik yok başlığının tamamen yanlış olması, yayınladığınız fotoğrafta ve makalenin içerisinde kese içerisinde gebelik olduğunun açıkça görülmesi, makalenin bile özenli okunmaması,
3 Medyada yer alan kalp atışı olan gebeliğin bu makalenin hazırlanışından sonra gerçekleşmesi ve sonradan gelişen bu özel hususa daha sonraki makalelerimizde de kuşku bırakmayacak ölçüde açıkça yer verilmesi,
4.Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri ve takım çalışmasını zorunlu kılması, bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuvarlarından yardım alınmasının akıl, mantık ve tıp kuralları gereği olması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi,bilinmezden/ görmezden gelinerek kamuoyu yanıltıcı haber yapılmıştır.
SONUÇ VE İSTEM:
Açıkladığım gerekçelerle;
Tekzibe konu yayın, yanlış ve çelişkilerle dolu olup, İtibarım, onur ve haysiyetimi zedelediğinden ekteki tekzip metninin Basın Kanunu uyarınca yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlanmasını aksi takdirde her türlü yasal hakkımı kullanacağımı ihtaren bildiririm. 10 10.2019 Prof. Dr. Ömer Özkan
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Eki:Tekzip metni
TEKZİP METNİ
Gazetenizin 10.1.2019 Tarihli nüshasında "YÜZ NAKLİNDE madalyonun diğer yüzü" başlıklı haberde çelişkili ve gerçek dışı bilgilere yer verilmiştir.
Bilimsel makalede "gebelik yok" yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel bir şekilde irdelenmesi gerekirdi.
Hem makalede hem yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile haberin başlı başına skandal gerçek dışı bir haber olduğunun kanıtıdır. Hatta cahillik boyutunda yanlışlıktır. İçeriğinde yazan daha sonra kalp atışı olan gebelik ‘’bu makalenin yazılışından sonra gerçekleşen’’ bir durumdur. Kaldı ki bu husus da bizim daha sonraki bilimsel makalelerimizde yayınlanmıştır.
Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri vardır ve ayrıca takım çalışmasını zorunlu kılmaktadır. Bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuvarlarından yardım alınması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi gerekmektedir.
Tüm bu tıbbi gerçekler bilinmezden/görmezden gelinerek kamuoyunu yanıltıcı haber yapılmıştır. Haber şeref ve haysiyetimi ihlal edicidir. Şahsımla ilgili gerçeğe aykırı bilgiler içermektedir. Kamu oyuna saygı ile duyurulur.
Prof .Dr. Ömer Özkan
Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi
Plastik ve Rekonstrüktif Cerrahi Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
RAHİM NAKLİ GEBELİĞİNDE HİÇ VAROLMAMIŞ KALP ATIŞLARIYLA TÜRKİYE KANDIRILDI !
BİLİMSEL MAKALEYİ, BİR BİLENE SORDUK
Tarafsız habercilik ilkesi ile haberimizi netleştirmek ve konuyu aydınlığa çıkarmak adına Prof. Dr Ömer Özkan’ın Tekzip metninde bildirdiği “bilimsel makalenin bilimsel incelenmesi, irdelenmesi gerekir” talebini yerine getirdik. Bilimsel irdelemeyi, bilimsel yeterliliği uluslararası tescilli, Tüp bebek ve kısırlık tedavisinin Türkiye’de ki en başarılı isimlerinden, yurt dışında önemli üniversitelerin ilgili bölümlerinde ihtisas yapmış, konunun uzmanı Prof. Dr.Ömür Taşkın’dan istedik
Bebeğin hiç varolmamış kalp atışları medyada gösterildi
Canlı gebelik vardı ise! Bilimsel makalede kesinlikle belirtilmeliydi.
Kanıtlanmamış bilimsel veriler medyaya sunuldu.
Tüp bebekte kayıt zorunluluğu vardır. Medyaya kayıt dışı bilgiler verilemez.
Bilimsel yayın sonrası tüm veriler birbirini takip etmek zorundadır.
Ekibin farklı zamanlarda yayınladığı iki ayrı makalede aynı gebelik için birbirinden farklı bilgiler verildi
Sayın Taşkın, Prof Ömer Özkan gazetemize gönderdiği Tekzip metninde;
Yaptığımız haberle ilgili “tamamen hatalarla dolu kamuoyunu yanıltıcı bir haber olduğundan cevap ve düzeltme hakkım olarak bu yanıtımın yayınlanması gerekmektedir.’ ve bilimsel makalede , ‘gebelik yok’ yazısı çok ciddi bilimsel bir hata içermektedir. Bunun daha ciddi bilimsel incelenmesi irdelenmesi gerekirdi” demiştir.
Bilimsel makalenin irdelemesini yapar mısınız?
Öncelikle hangi durumda ‘canlı gebelik’ oluşmuştur, ondan bahsedelim. Bilimsel olarak gebelikte biz iki tane gebelikten bahsederiz.
Bio Kimyasal Gebelik
Biokimyasal gebelik döllenmiş yumurtanın rahime yerleşmesiyle beraber kanda yükselen gebelik hormonunu saptamasıyla adlandırılan gebeliktir. Biz buna biokimyasal gebelik deriz. Bu sırada hastada gebelik kesesi saptanmamış olabilir veya gebelik kesesi oluşmuş ancak içerisinde bebeğe ait herhangi bir oluşum bulunmayabilir. İlerleyen dönemde oluşan gebelik kesesinin bozulması ya da gelişim göstermemesine ‘Nonavible’ (canlılık göstermeyen) gebelik adı verilir. Biz bunu düşük diye tanımlarız.
Canlı Gebelik
Eğer herhangi bir gebelikte gebelik kesesi içerisinde kalp atışına sahip bir fetusa rastlanırsa buna canlı bir gebelik oldu diyebiliriz. Ama asıl kriter canlı doğuma sahip bir rahim naklidir. İlgili vaka dünyanın ilk rahim nakli olması dolayısıyla her türlü gebelik önemli bir bilimsel veridir
Bilimsel Makaleye gelirsek;
Bu bilgiler eşliğinde, 2013 tarihli bilimsel makalede iki adet gebelik saptandığı belirtilmiş, biri biyokimyasal, biri 5 haftalık iken rahim içi gebelik tespit edilmiştir. Fakat bir hafta sonraki kontrolde kese gelişmediği için yaşamla uyumlu kabul edilmemiş ‘nonviable’ (canlılık göstermeyen) düşük kabul edilip, kürtaj uygulanmıştır.
Yapılan patolojik incelemelerde gebelik kesesinden alınan materyalin embriyonun dişi olduğu saptanmış. Ancak, annenin genetik yapısıyla benzer olması dolayısıyla karışma ihtimaline rağmen ileri bir analiz yapılmamıştır. Materyalin anneye ait mi yoksa embriyo ait mi olduğu belirtilmemiştir.
Özkan tekzipte ‘Hem makalede hem de yayınlanan fotoğrafta çok net şekilde çıplak gözle dahi görüldüğü gibi gebelik mevcuttur. Bu bile başlı başına haberin skandal gerçek dışı bir haberin kanıtıdır. Cahillik boyutunda yanlışlıktır’demiştir.
Haberde; bilimsel makalede yazan ile medyaya yansıyan çelişkiyi ortaya koymuştuk. Bu durumda bilimsel makale , gerçek dışı bilgileri mi içeriyor ?
Bu konu ile ilgili iki makaleden bahsediliyor. Ana makale, Türkiye’ye servis edilen ve kalp atışlarının olduğu söylenen sizin de haberinizde gündeme getirdiğiniz 27 Nisan 2013 tarihli, NONAVİBLE (canlı olmayan) gebelik yazan Prof Dr. Münire Erman Akar imzalı yayındır.
Diğeri 2016 yılında yayımlanan, hiçbir bilimsel veriye yer verilmemiş derlemedir.
2013’de yayımlanan makalede canlı gebelikten bahsedilmemiştir. Yaptığınız haberde ortaya konulan bilgiler, sorularla uyumlu olup bir yanlışlık bulunmamaktadır.
Tekzip metninde, Dr Özkan “ikinci bir makaleden bahsetmiş ve bu konuyu “Medyada yer alan kalp atışı olan gebeliğin bu makalenin hazırlanışından sonra gerçekleşen bir durumdur. Kaldı ki ve sonradan gelişen bu özel hususa daha sonraki makalemizde kuşku bırakmayacak ölçüde açıkça yer verilmiştir” diyerek açıklamıştır.
Bahsedilen ikinci makale bilimsel kabul edilen bir makale midir?
Bir bilim adamı olarak baktığımda 2016 yılında yayımlanan makalenin bir derleme olduğunu görmekteyim, bu makale bilimsel olarak hiçbir verinin olmadığı bir derlemedir.
Hastaya ait bulguları destekleyen herhangi bir detaylı veri bulunmamaktadır. Bazı denemeler ve gebelik sonuçları verilmiştir. Hiçbir atıf yoktur.
2016’da bahsedilen hiçbir bilimsel formata uymayan makalede, kimler tarafından, ne zaman ve nerede yapıldığı belli olmayan gebelik sonuçlarının verilmesi; 2013’te yayımlanan makale ve medyaya canlı servis edilen gebelik hakkındaki çelişkileri gidermeye yönelik son derece acemice yazılmış bir makaledir.
Üstelik bu makale verdiği bilgilerle ilk yayımlanan bilimsel makale ile çelişmektedir. 2016’da ki derleme, kendi amaçlarına da hizmet etmemiş ve kaba tabiri ile kendilerini yalanlamıştır.
Kafa karışıklığını netleştirmek adına tekrar belirtmek isterim ki, 2013 yılında medyaya servis edilen canlı gebelik denemesi, 2013 yılında bilimsel makale ile rapor edilen ‘nonviable ’-(canlı olmayan) gebelik aynı zamanlara denk gelmektedir.
3 yıl sonra kaynak gösterilmeden yayımlanan 2016’da ki derlemede bahsedilen ‘canlı gebelik’ ise farklı bir gebelik olabilir. Bu durumun saklanması da düşündürücüdür.
Kaldı ki 2016 yılı derlemesinde 2. Deneme hakkında bir bilgi yoktur. Bu verilerin takibini, bilimsel olarak takip edilemez hale getirmektedir.
Bunlar normal toplum nezdinde bir şey ifade etmese de, bilimsel camia için oldukça önemlidir.Çünkü bilimsel verilerin net olması gerekmektedir. Birinci makale ve ikinci makale arasında ki uyum göstermeyen veriler, bilim adamları için sorgulanması gereken çelişkilerdir
Bu kadar çelişkili bilgiler yanında asıl ana makale olan 2013 yılında yazılan makaleye göre yaptığınız haberin doğru olduğunu söyleyebilirim.
Sayın Özkan, Tekzip mektubunda; “Hastalara çare olacak rahim nakli sonucu gebeliğin oluşmasının çok farklı aşamalı/zamanlı işlemleri ve takım çalışmasını zorunlu kılması, bunun için gerektirdiğinde Türkiye'nin en iyi Tüp bebek laboratuarlarından yardım alınmasının akıl, mantık ve tıp kuralları gereği olması, yapılan işlemlerin Sağlık Bakanlığı'nın bilgisi dahilinde gerçekleştirilmesi” demiştir. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Tüp bebek uygulamasının başka bir merkezde yapılması normal bir durumdur.
Ancak tüm verilerin yapıldığı yerlerin, işlemi yapanların ve anlık kayıtlarının açık olarak belirtilmesi gerekir. Medya haberleri de bu kurallara dahildir. Eğer makalede verilmeyen bir bilgi medyada paylaşılmışsa, bunun belirtilmesi zorunludur. Aksi halde ciddi bir etik sorun yaratır. Yönetmelikte belirtildiği gibi tüp bebek işlemlerinin kayıt zorunluluğu vardır.
Tekrar vurgulamak gerekirse 2013’deki ana makalede canlı gebelikten bahsedilmemiştir.
Başka bir yaklaşımla iki ayrı makalede belirtilen gebelikler birbirinden farklı ise bu iki ayrı bebeğe ait patoloji örneklerinin patoloji ana bilim dalına kayıtlı olması gerekir Ancak bu kayıtların olmadığı bilinmektedir. Kanunen her doku örneğinin patolojiye kayıtlı olması gerekir. Bu tip uluslararası vakalarda patoloji örneklerinin kayıt altına alınması bilimsel açıdan önemlidir.
Haberinizde belirttiğiniz üzere, hastaya ait dosyanın kaybı zaten işi daha da karmaşık hale getirmektedir. Daha önce belirttiğim gibi bu verilerin ancak onaylı bir kopyası araştırmacılarda bulunabilir ve kaldı ki hakemli dergi yayım kuralları çerçevesinde saklanması zorunludur.
Dosyanın bulunamadığı muhtemel tahrifata açık olduğu, ayrıca makalelerde çelişen veya eksik bilgiler dikkate alındığında bir bilim adamı olarak açıklanan hangi bilgiye inanmalıyım?
Bu eksiklikler sonucu şeytanın avukatlığını yapmak gerekirse, bir erkek bile gebe olarak gösterilebilir, ultrason görüntüsü elde edilebilir. Bu teknik ve hormonal olarak mümkündür tabii asparagastır. O nedenle geçerli olan kayıtlardır, 2016 derlemesinde belirtilen ispatlanmamış beyanlar geçerli olarak kabul edilemez. Bu nedenle tekrarlamak gerekirse bilimsel olarak 2016’daki atıf yapılmamış bilgilerin hiçbir geçerliliği mevcut değildir,
2013 ve 2016’daki makaleleri incelediğimizde ciddi uyumsuzluklar ortaya çıkmaktadır.
Diğer bir konu makalelere bakıldığında birden fazla nerede yapıldığı ve tarihi belirtilmeyen denemelerin olduğu aşikardır. Sonuçta halen yakın tarihte medyada 2. denemenin yapılacağı bilgileri verilmektedir. Tek başına bir etik sorundur.
Özkan Tekzip metninde son olarak ‘Bilinmezden görülmezden gelinerek kamuoyunu yanıltıcı haber yapılmıştır. Haber şeref ve haysiyetimi ihlal edicidir. Şahsımla ilgilidir. Gerçeğe aykırı bilgiler içermektedir” demiştir.
Habere bakarak, yukarıdaki iddiasına hizmet eden gerçek dışı bir bilgi var mı?
Bu dergilerde hakemlik yapan biri olarak yalnızca makalelerin bilimsel analizi çerçevesinde yaptığım yorum bilimsel etik ve analiz sorumluluğu çerçevesindedir. Diğer konular benim dışımdadır ve etik bir soruna işaret edip etmediği ilgi bilimsel derneklerin ve yasaların kontrolündedir.
2013 yılında yayımlanan makalede tüm bilimsel sorulara ve bilgi kirliliğine cevap vermesi gereken sorumlu yazar dergi kurallarına göre sayın Prof.Dr.Münire Erman Akar’dır. Diğer yazarlar sorumluluk raporları çerçevesinde imza atarak sayın Akar’ın yayımladığı bilgileri onaylamışlardır. Ben bilimsel olarak bu makaleyi dikkate alırım.
İki makale arasındaki uyumsuzluklar medyaya verilen bilgiler, veri yanlışlıkları dikkate alındığında hiçbir iddiaya Ömer Özkan’ın üzülmesini gerektirecek herhangi bir şey yoktur. Tam tersi bunların artık ciddi olarak açıklanması gerekmektedir.
Halen bilimsel verileri sorgulayıp kayıtları bulamıyorsak bu sorundur. İyi cerrah iyi bilim adamı değildir! Birlikte olması ideal bir kombinasyondur ideal öğretim üyesi tanımıdır. Ve bilimsel camiada onaylanmış bir geçmiş gerektirir.
Bu tip bir vakanın medyatik haberlerle bu hale dönüştürülmamesi gerekirdi hiç bir soru işaretine mahal verilmemeliydi.
BR. Ambedkar’ ın “tarih ekonomi ve etik anlayışın her zaman uyumsuzluk yaşadığını gösterir ve zaferin her zaman ekonominin” olduğunu söylemiştir. Bu durum bilimsel tıp camiasında geçerli değildir. Tıp bilimsel etiği ön plana alır ve sıkı kurallar çerçevesinde irdeler. Ekonomik başarı getirebilse de ki tek amaç değildir, bilimsel etik ve kuralları net ve açıktır, tüm bilimsel camiayı bağlar. Hele ki veriler uluslararası camiaya servis edilmişse. Sonuçta; bilimsel camiadaki etik evrim incelendiğinde A. Lincoln’ un aşağıdaki sözü yıllar önce söylense de gerçekliği açıktır. Bilimsellik verilere dayanır haberlere veya demeçlere değil.
Bu nedenle arşivler önemlidir. doğruların ortaya konmasına temel teşkil eder.
– “Bazı insanları her zaman kandırabilirsiniz…
– Herkesi bazen kandırabilirsiniz…
– Ama…
– Herkesi her zaman kandıramazsınız…” Abraham Lincoln
Prof. Dr. Ömür Taşkın kimdir?
Prof. Dr. Ömür Taşkın Üreme endokrinolojisi ve İnfertilite alanında Türkiye’de yurtdışı üst ihtisaslı birkaç kişiden biri olup üst ihtisasını Baylor College of Medicine, Houston, ABD yapmış aynı yere bağlı Women Health and Research te Arştırma direktörü olarak çalışmış ve 2016 yılsonu itibariyle Kanada University of British Columbia Üreme endokrinolojisi ve İnfertilite bölümünde öğretim üyesi olarak görev yapmakta ve aynı zamanda Akdeniz Üni. Kadın Hst. Doğ. ABD öğretim üyesidir.
Birçok uluslararası araştırma ödülü bulunan Dr. Taşkın’ın uluslararası hakemli dergilerde yayımlanmış ve bildiri olarak sunulmuş 200 üzerinde bilimsel yayını olup, hepsi uluslararası 1300 yakın bilimsel atıfı bulunmaktadır.