Teröre çok canımızı verdik…
Tarifsiz acılar yaşadık…
Ülkemiz yıllarca terörle boğuştu, mücadelesini sonuna kadar götürdü…
Vatanımın delikanlıları kınalar yakılarak, halaylar çekilerek vatan nöbetine gönderildi ama baba ocağına al kırmızısına sarılı tabutlar içinde döndü…
Hatırlayın!.. Hayata daha yeni ‘merhaba’ demiş bebelerimiz narin vücutlarında kurşunla toprağa verildi…
Beklenmedik anda bombalar patladı benim ülkemde…
Sonra terörün silahla değil oturup, konuşularak çözüleceği anlaşıldı. Yeni politikalar geliştirildi. Yeni çözümler oluşturuldu.
Terör her zaman yanı başımızda oldu. Hiçbir zaman teröre uzak bir millet olamadık. Ancak son yaşanan Urfa Suruç’taki olay çok farklı geldi bizlere…
Bu saldırı, doğrudan bu milleti kendi içinde birbirine düşürmek, kardeş kavgasını başlatmak amacına yöneliktir…
Kimin hangi siyasi görüşte olduğuna bakmadan, düşünün. Kim hangi tarafta hiç ama hiç önemli değil. Bu ülkenin genç insanları vardı orada…
Büyük bölümü üniversite öğrencisi…
Hepsi de toplumsal duyarlılık taşıyan gençlerimiz…
Birlik ve beraberlik içinde hareket ediyorlar ve savaşın yıkılan yanlarını tamir etmek istiyorlar. Çocuk yüreklere oyuncak, hastalara hastane, eğitim için okul yapmak istiyorlar.
İsteklerine karşılık birileri pimi çekiyor ve bilanço 31 ölü, 104 yaralı.
Türkiye terörü bilir ancak şu canlı bomba işini bilmeyiz biz. Canlı bomba eylemlerini Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de, Afrika ülkelerinde olur sanıyorduk. Ülkemizde patlıyor artık. Dün Suruç’ta yarın kim bilir nerede?
Olayın ardından terörün gerçek tarafını gördük. Birbirimize girdik, karşılıklı suçlamaya başladık. Zaten terörün de amacı ve hedefi buydu. Bu oyunun tuzağına düşmeyi beklercesine son derece müsait durumdayız gibi…
Yaşananların ardından lanetlemek, şiddeti şiddetle kınamak çözüm mü?
Tabiki değil!..
Bu saatten sonra birlik ve beraberlik nutukları da işe yaramaz.
Şimdi yapılması gereken tek bir şey vardır. Hiç vakit kaybetmeden hükümeti kurmak. Biran önce Başbakan Davutoğlu’nun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki 4 partiye çağrı yaparak dile getirdiği teröre karşı işbirliği metnini birlikte imzalama fikri hayata geçirilmelidir. Ardından da Ahmet Davutoğlu ile Kemal Kılıçdaroğlu birlikte masaya oturmalı, kişisel, partisel akıllarına ne gelirse anlaşamadıkları konuları bir kenara bırakarak en kısa sürede koalisyon hükümetini kurmalıdır.
Başka çıkış yolu yoktur!
Yorumlar
Kalan Karakter: