İTHALİ ÖZEL İZNE TABİ
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Hoda, siyanürün özel izinle ithal edilip, özel izinle depolandığını, fakat isteyen her yerden temin edilebildiğini söyledi. Prof. Dr. Numan Hoda, "Birçok fabrika siyanürü, yurt dışından ithal ederek kullanıyor.
Türkiye'de bu maddenin üretimi yok. İthal ederek kullanan işletmeler, altın işleyen fabrikalar, cevherden altın elde etmek için kullanıyorlar. Metal kaplama, parlatma ve metalürji sektöründe kullanılıyor.
Fare öldürmede de, fare zehiri olarak adlandırılarak kullanıldığı görülüyor" diye konuştu.
TÜKETENİN TAKİBİ YOK
Siyanürü ithal eden şirketlerin tümünün ithal etme ve depolama belgeleri olduğunu belirten Prof. Dr. Hoda, şöyle dedi:
"İthalatçı firmalar bu maddeyi kendi bayilerine satıyor. Tabii ki bayiler de aynı şekilde yetkilendiriliyor. Fakat üçüncü kişiler kimdir bilinemez, isteyen istediği gibi alıp kullanabiliyor.
Bu yolda da yasal bir kısıtlama henüz yok. İsteyen kişi istediği gibi bu maddeye ulaşabiliyor. Bu yol göstermek açısından değil, ama siyanür bir zehir, insanların almasını, bu madde ile kendi hayatlarına son vermesini tasvip etmiyoruz. Bu olaylarda kullanılması sakıncalıydı.
Bilimsel amaçlı laboratuvarlarda kullanılıyor. Belli şartlar altında kullanılması gerekiyor. İnsanlar kendilerini koruyarak bu maddeyi kullanıyor, çünkü madde çok zehirli. Yüksek dozda alınırsa zehirli, geri dönüşümsüz ölüm sağlıyor. Belki de insanlar o yüzden tercih ediyor, bu gibi olayları düşündükleri zaman.
Yine de başta belirttiğimiz gibi tasvip ettiğimiz, onayladığımız bir olay değil, üzüldüğümüz bir olay. Antalya'da yaşanan bu olayda da hiç tasvip etmeyeceğimiz bir durum. Hayat her şeye rağmen güzel."
OKSİJEN TAŞINIMINI ENGELLEYİP ÖLDÜRÜYOR
Siyanürün vücuttaki ölüme yol açan mekanizması konusuna da açıklık getiren Prof. Dr. Hoda, "Siyanür tuz formlarında veya asitlerle karıştırılarak hidrosiyanik formda, gaz formunda vücuda alınabilir.
Her iki formda da alındığında mutlaka kana karışıyor. Kana karışmasıyla da kan içersindeki hemoglobini baskılayarak çalışmaz hale getiriyor. Oksijen taşınımını engelliyor ve ölüme yol açıyor" diye konuştu.
‘ÜÇ AY ÖNCE İNTERNETTE SATIŞI VARDI’
'BU KADAR KOLAY ULAŞILMAMALI'
Antalyalı Avukat Hadi Cin, siyanür ve benzer zehirlere bu kadar kolay ulaşılmaması gerektiğini de belirterek, "Buna yönelik mutlaka bir kanun ve önleyici tedbirler alınmalı. Özellikle internetten insanlar bu tip zehirlere ulaşabiliyor ve kargo yoluyla evine kadar gönderiliyor. Benim bir müvekkilim geçen yıl falezlerde siyanür içerek intihar etmişti. Siyanür ve benzer zehirlerin satışının iş amaçlı kullanan belli meslekler haricinde kimseye verilmemesi için hukuki süreç başlatmıştık ama bir sonuç elde edemedik" dedi.
Akdeniz Üniversitesi Fen Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Numan Hoda, siyanürün özel izinle ithal edilip, özel izinle depolandığını, fakat isteyen her yerden temin edilebildiğini söyledi. Prof. Dr. Numan Hoda, "Birçok fabrika siyanürü, yurt dışından ithal ederek kullanıyor.
Türkiye'de bu maddenin üretimi yok. İthal ederek kullanan işletmeler, altın işleyen fabrikalar, cevherden altın elde etmek için kullanıyorlar. Metal kaplama, parlatma ve metalürji sektöründe kullanılıyor.
Fare öldürmede de, fare zehiri olarak adlandırılarak kullanıldığı görülüyor" diye konuştu.
TÜKETENİN TAKİBİ YOK
Siyanürü ithal eden şirketlerin tümünün ithal etme ve depolama belgeleri olduğunu belirten Prof. Dr. Hoda, şöyle dedi:
"İthalatçı firmalar bu maddeyi kendi bayilerine satıyor. Tabii ki bayiler de aynı şekilde yetkilendiriliyor. Fakat üçüncü kişiler kimdir bilinemez, isteyen istediği gibi alıp kullanabiliyor.
Bu yolda da yasal bir kısıtlama henüz yok. İsteyen kişi istediği gibi bu maddeye ulaşabiliyor. Bu yol göstermek açısından değil, ama siyanür bir zehir, insanların almasını, bu madde ile kendi hayatlarına son vermesini tasvip etmiyoruz. Bu olaylarda kullanılması sakıncalıydı.
Bilimsel amaçlı laboratuvarlarda kullanılıyor. Belli şartlar altında kullanılması gerekiyor. İnsanlar kendilerini koruyarak bu maddeyi kullanıyor, çünkü madde çok zehirli. Yüksek dozda alınırsa zehirli, geri dönüşümsüz ölüm sağlıyor. Belki de insanlar o yüzden tercih ediyor, bu gibi olayları düşündükleri zaman.
Yine de başta belirttiğimiz gibi tasvip ettiğimiz, onayladığımız bir olay değil, üzüldüğümüz bir olay. Antalya'da yaşanan bu olayda da hiç tasvip etmeyeceğimiz bir durum. Hayat her şeye rağmen güzel."
OKSİJEN TAŞINIMINI ENGELLEYİP ÖLDÜRÜYOR
Siyanürün vücuttaki ölüme yol açan mekanizması konusuna da açıklık getiren Prof. Dr. Hoda, "Siyanür tuz formlarında veya asitlerle karıştırılarak hidrosiyanik formda, gaz formunda vücuda alınabilir.
Her iki formda da alındığında mutlaka kana karışıyor. Kana karışmasıyla da kan içersindeki hemoglobini baskılayarak çalışmaz hale getiriyor. Oksijen taşınımını engelliyor ve ölüme yol açıyor" diye konuştu.
‘ÜÇ AY ÖNCE İNTERNETTE SATIŞI VARDI’
“Siyanür ‘güçlü zehirler’ grubunda değerlendirilir. Karbondioksit zehirlenmesine benzeyen bir özelliği var. Yönetmeliğe göre, siyanürün, laboratuvarlara ve firmalara satılması gerekir. Bireysel olarak satışı yasak. Ancak 3 ay öncesinde internette bile satışı vardı”
'BU KADAR KOLAY ULAŞILMAMALI'Antalyalı Avukat Hadi Cin, siyanür ve benzer zehirlere bu kadar kolay ulaşılmaması gerektiğini de belirterek, "Buna yönelik mutlaka bir kanun ve önleyici tedbirler alınmalı. Özellikle internetten insanlar bu tip zehirlere ulaşabiliyor ve kargo yoluyla evine kadar gönderiliyor. Benim bir müvekkilim geçen yıl falezlerde siyanür içerek intihar etmişti. Siyanür ve benzer zehirlerin satışının iş amaçlı kullanan belli meslekler haricinde kimseye verilmemesi için hukuki süreç başlatmıştık ama bir sonuç elde edemedik" dedi.