Spor dünyasında enteresan başkanlar ve spor adamları vardır. Bunlar duruş ve renkli fikirleriyle yalnız spor değil, siyaset, magazin yada ekonomiye hükmederler.
Rahmetli Süleyman Seba, Antalyaspor başkanlarından rahmetli Haşmet Tur, İlhan Cavcav ve Ali Şen benim gençliğimden, hatta daha da gençliğimden beri hedefleriyle dikkatimi çekmiştir.
Çocukken de, gençken de düşünmeden edemezdim.
Neden, nasıl bu adamlar yaptıklarında başarılı oldular. Milyonları kendilerine takipçi yaptılar hep dikkatim onlardaydı.
Fenerbahçe kongresini çoğumuz gibi baştan sona izledim. Binlerce delege oy kullandı. İmrenmedim desem, yalan olur. Antalyaspor’da da aynısını inşallah yaparız.
Aziz Yıldırım son 20 yılda mali yatırım olarak Fenerbahçe’yi geliştirdi, hatta uçurdu. Ancak son iki yılda bu mali yatırımları yapmasına karşın, futbolda başarı gelmeyince; gerek basketboldaki gerekse voleyboldaki şampiyonluklar bile unutuldu.
Aykut Kocaman, evinde 2 maç kazansa Fenerbahçe tarihi belki başka yazılacaktı.
Şu yada bu durumda; birinci neden sportif başarı.
Ne kadar borcun olursa olsun, sportif başarıyı bulunca ok gibi mutlusun. Bu sezon Fatih Terim’li Galatasaray, şampiyon oldu. Sportif başarı önemli, içinde başarı var para var. Mutlusun yani, her şey unutulur.
İkincisi ise; hedef koy, inan, kitleler hedefe kitlensin.
Fenerbahçeli Ali Şen dedim ya; başkanlık döneminde ufak bir çocuk geliyor,
‘Ben Fenerbahçe Başkanı olacağım’ diyor. Ali başkan da haydi büyü göreyim seni diyerek, o çocuğun kalbine, başkanlık hedefi koyuyor.
Kongrede Ali Şen ve ekibi, o küçük kalpli çocuğa destek olmak için geldiler. O küçük çocuk, büyük Fenerbahçe Kulübünün 37. başkanı Ali Koç oldu.
Hedefler ve başarı önemli yeter ki inanalım...
Tribünden geldi, başkan oldu..
1980’lerden önce, Antalya’da herkesin iki takımı olurdu.
Bizlere de bazı aşıları vurdular ama işte Rahmetli Haşmet Tur'la başlayan 1989’dan sonra Hasan Subaşı ile iyice oturan, bu şehrin takımı Antalyaspor’dur. Antalyalı, Antalyaspor’u tutar, mayası bizi kurtardı.
O günlerdeki tohum büyüdü çınar oldu. Antalya’mızın Antalyaspor sevgisi, aşkı, bu günlerde babadan oğla, dededen toruna en güzel mirastır.
1980’lerdeki ilk 07 Gençlik atkısının değeri biçilemez.
Ben de ve biz de atkı yok, olamazda. Boyundaki atkı emanettir, arkadaşının oğluna, yeğenine yada ilk maça gelene gitmiştir çünkü. Forma da öyle. Yalnızca Musiç forması hariç…
Bosna savaşı vardı o yüzden sakladım. Ancak evde kendim bile bulamıyorum laf aramızda.
İşte; futbolumuzu, şehrimizi ileri taşımak istiyorsak, mutlak hedef başarı ise hepimiz Süleyman Seba, Ali Şen, Haşmet Tur gibi değerleri unutmamalıyız. Aşk olmadan hedef olmaz, başarı olmaz…
Aşk lazım hepimize; yanalım, kor olalım…
Rüzgarla aşkımız, küllerimiz sana savrulsun Antalya...