Eskiden topçuya, popçuya, mesleği yok diye bakılır, hatta kız bile verilmezdi.
Spor ve sanat meslek yerine bile geçmezdi.
Futbol dünyası, 1980’den sonra özellikle Avrupa’da adeta tavan yaptı.
Johann Cruyff’lu Barselona devrimi, büyük Real Madrid efsanesi, İngiltere Premier Ligi, naklen yayın gelirleri derken futbol endüstrileşti.
Ülkemizde ise 1995 yılındaki Juup Derwall ile başlayan Galatasaray devrimi ile çim saha, stadyum, tesisleşme tüm şehirlere yayıldı..
Mustafa Denizli, Fatih Terim, sonrasında ise Aykut Kocaman, Rıza Çalımbay gibi değerler ile futbol dünyamız boş kalmadı.
Futbolu çok seven ülkemizde 'Sessiz Devrim' diyebileceğim bir konu da modern stadyumların kısa sürede şehir takımlarına kavuşmasıdır.
Antalya, Konya, Bursa, Sivas ve Kocaeli statları Avrupa Şampiyonası öncesi bizleri, Almanya’ya karşı güçlü ve mutlu hissettiriyor.
*****
Olimpos'da yakılan olimpiyat meşalesi ve olimpiyat ruhu, Antalyaspor’u da geleceğe taşıyor.
2015-2016 Süleyman Seba sezonu unutulmaz....
2016-2017 Turgay Şeren sezonu da hafızalarda epey bir yer kaplar.
Kısaca özet alalım; 1966’da Atilla Vehbi Konuk’la yakılan aynı Olimposta çıralı’daki olimpiyat meşalesi gibi geleceğimizi aydınlatıyor.
Ve hatta bizleri Avrupa’ya taşıyor.