Ülkemizin içinde bulunduğu turizm krizinin ardından, yaşanan bunca sıkıntı sonunda, hükümet son dakika yakaladığı fırsatı değerlendirerek sadece Rusya değil, İsrail’le de normalleşme sürecine girince; herkesin gözü, kulağı Antalya’ya gelecek turist sayısına çevrildi.
Hatta bazı haberlerde ‘Temmuz’da turist yağacak’ başlıklarıyla haber yapıldı.
Abartılı bakış açısı ve abartılı beklenti.
Bana göre doğru olmaz.
Turizm uzun solukludur, aynı maraton koşusuna benzer. Hedefleriniz belirlenir ama uzun vadede düşünmek zorundasınızdır. Ancak, uzun vadenin sonunda başarıyı yakalayabilirsiniz. Turizmde de böyledir.
Krizin ardından Rusya ve İsrail ile normalleşme sürecinde kimse sihirli değnek beklemesin.
Evet, bu uzlaşma süreçleri çok önemlidir ama bu süreç ile birlikte Rusların ya da İsrail’in hurra tatile gelmesini beklemek doğru olmaz. Zamana ihtiyaç var. Bu zaman turizm açısında 2016 sezonu adına moral olacaktır ama yaraları kapatıp, geçmiş yıllardaki kazançların beklenilmesi kendimizi kandırmaktan öteye gitmez. Ama uzun vadede düşünüldüğünde krizin etkileriyle alınan yaralar 2017 turizm sezonu adına ciddi umut kaynağı olacaktır. Bu bağlamda turizmde fizibilite raporları belirlenirse ve devletin özellikle imaj ve tanıtım adına çalışmalarını ‘ne de olsa anlaşma oldu, normalleşme sağlandı’ mantığıyla bakmayarak, ülkemizin reklamları konusunda atağa geçmesinin tam zamanı olduğunu düşünüyorum.
Yorumlar
Kalan Karakter: