Şöyle bir etrafınıza bakın hangi işi yaparsa yapsın herkesin bir emeklilik planı vardır. Kimi dinlenecektir, kimi yeni iş kuracaktır ama mutlaka yaptığından farklı işlerde var olmak isteyecektir.
İster memur olsun, ister ticaretle uğraşsın herkesin emeklilikle ilgili bir fikri vardır.
Bu böyle gelmiş böyle gider!
Bir tek siyasetçiler bu genellemeye uymaz. Onlar emekli olup, gitmek istemez…
Gidemezler!..
Geçmişe de baktığınızda bu söylediğim konuyla ilgili sayısız örnekler bulacaksınız. Bunun adı koltuk sevdası mıdır ya da koltuk hastalığı mıdır bilinmez, bir türlü emekli olmayan siyasetçiler yüzünden emekle kurulmuş partiler eriyip, gider.
Oysa ki, hangi işi yaparsanız yapın bir gün gelir bulunduğunuz yerde misyonunuz tamamlanır. Sizin gitmeniz gerekir ki, yeniler gelsin, yenilikler oluşsun.
Bu söylediğim olmadığından ne eskiler gider, ne de gençler yeni imkanlar bulur. Siyasi yapımız da kısır döngü gibi hep aynı noktada döner, durur.
1 Kasım erken genel seçimlerinin ardından MHP en fazla hezimete uğramış parti olarak önümüzde dururken, partinin genel başkanı Devlet Bahçeli’nin koltuğuna sıkı sıkı yapışıp, görevimizin başındayız mesajını vermesinin mantıklı bir açıklaması yok. Siyasi onur ve ahlak, partisini kötüye sürükleyen liderin gerekeni yapmasını bekler.
CHP’de de durum biraz farklı. En azından CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, genel kurultayı göstererek, partililerine liderini seçme hakkını verdi.
Türkiye artık yeni siyasi parti liderlerinin ülke politikası içinde olmasını arzu ediyor. Ben yaptım oldu mantığıyla ne MHP’yi ne de CHP’yi yönetebilirsiniz. Emeklilik zamanı gelenlere duyurulur!
İyi hafta sonları…