Bu hikayede dile getirdiklerim tamamen hayal ürünüdür, kişi ya da olaylarla ilgisi yoktur!..
Yıllar yıllar önce çok uzaklarda bir memleket varmış. Bu memleketin başına geçmek isteyenlerde aranan ilk şart, padişahın çok iyi ata binmesinin gerekli olmasıymış. Bizim Muktedir, çok iyi at bulmuş ama bir türlü istediği gibi hızlı ve seri koşmuyormuş.
Muktedir, tüm memlekete haber salmış en iyi nal yapan çekiç ustasını bulun diye… Gel zaman git zaman çiftçinin, yarışçının, hancının, hamamcının tercih ettiği işinde nal salan Çekiç Usta’yı bulmuşlar. “Muktedir padişah olmak istiyor ama atının iyi koşması gerekiyor. Sana ihtiyacı var” demişler, Çekiç Usta’ya…
Çekiç Usta kabul etmiş, çıkmış Muktedir’in karşısına…
Sadece atın nalının iyi çakılması dışında, ata nasıl davranacak, nasıl binecek, nasıl koşacak tüm bildiklerini anlatmış Muktedir’e Çekiç Ustası…
Dost olmuşlar Muktedir ile Çekiç Ustası…
Çekiç Ustası hiç konuşmaz, dinler, Muktedir’in başarılı olup, padişah olması için tüm imkanlarını seferber etmiş. Ne de olsa Muktedir ona dost demiştir. ‘Dostluk yürek ister’ düşüncesiyle elinden gelenin fazlasını yapmış Muktedir için. Gel zaman, git zaman Muktedir, Çekiç Ustası’nın da desteğiyle padişahlık koltuğuna oturmuş. Muktedir bakmış padişahın etrafı dalkavuklarla dolu. Uyarmak istemiş olmamış. Ne yapalım dostum iyi olsun diyerek, çekilmiş kendi dünyasına…
Bu arada bir türlü çaktığı nalların parasını alamamış. ‘Oysaki emek alın teri kurumdan teslim edilendir’ diyerek beklemeye başlamış. Çekiç Ustası hakkını alamadığı gibi, Muktedir Padişah’ın etrafındakiler Çekiç Ustası’nı kötülemiş de, kötülemiş. Kimse onların dost kalmasını istemiyormuş. Muktedir’den emin olan Çekiç Ustası aralarındaki dostluğun hiç kimsenin bozamayacağını düşünmüş. Günler günleri kovalamış Çekiç Ustası alacağını alamadığı gibi, dalkavukların yardımıyla Muktedir’in kendisine gelen işleri engellediğini öğrenmiş. Gün gelmiş, Çekiç Ustası bir nal bile çakmadan evine dönmek zorunda kalmış. Evine ekmek götüremediği zamanlarda bile intikam almaya kalkmamış, ne de kavga etmeye kalkışmış… “Gün gelir devran döner, ilahi adalet önüme çıkar. Rızk Allah’tan deyip…” sadece yaptığı işe bakmış ve Muktedir’in çevresindeki dalkavukları ilahi adalete havale etmiş.
Muktedir ise, padişah olmanın şanına uygun yaşamına dalkavuklarla devam ediyormuş. Çekiç Ustası’nın yaşadıklarını görüp gülüp geçen, hatta zarar bile vermeye kalkan ayakları bulutların üzerinde yürüyen Cihan adlı asker, Muktedir Padişah’ın veziri olmak için olmadık işler çeviriyormuş. Muktedir Padişah yıllardır kendisine yakışan bir saray istiyormuş. Ayakları bulutların üzerinde gezen Cihan Asker, “Aman padişahım, canım padişahım siz isteyin yeter ki sarayınızı ben inşa ederim” diyerek işe koyulmuş. Cihan Asker’in zaten bulutların üzerinde ayaklarının gezmesinin en büyük sebebi ise, Muktedir Padişah’ın ona kazandırdığı akçelermiş. Akçeler çoğaldıkça Cihan Asker’in ayakları bulutlara yükseliyormuş. Muktedir Padişah’ın sarayını kısa sürede inşa etmiş. Ardından da yüzü bile kızarmadan Muktedir Padişah’ından ‘ben vezir olmak istiyorum’ diye söylemiş, söylemesine de aldığı yanıt ‘zamanı gelince’ diye olunca pek bir üzülüvermiş.
Muktedir Padişah’ın karşısına bir rakip çıkmış ve padişahlık koltuğunu kaptırmış. Ayaklarını bulutların üzerinden indirmek zorunda kalan Cihan Asker, Saray’ın çok pahalıya mal olduğunu belirterek ‘bana borcun var. Akçelerimi öde’ diye Muktedir’in kapısını çalmış. Muktedir, artık padişah olmadığını söyleyince Cihan Asker, inadım inat çıkmış padişahların padişahı Hükümdar’a… “Senin eski padişahının bana borcu varmış” demiş, yetmemiş her yerde ekmeğini yediği, suyunu bölüştüğü Muktedir ile ilgili atıp tutmaya…
Cihan Asker, amacına ulaşıp, akçelerimi geri aldım diye sevine dursun, Muktedir ne yapmış, ne etmiş yeniden oturmuş padişah koltuğuna. Bizim Cihan Asker, yeniden Muktedir Padişah’ın çevresinde hacı yatmaz misali akçelerine akçe katmaya başlamış, bir taraftan da vezir olma istediğini yineleyerek…
Muktedir Padişah müjdeyi vermiş, Cihan Asker’e ‘hükümdarımız vezirleri belirleyecek, senin adını verdim’ diye…
Cihan Asker’in ayakları bu kez bulutların üzerinden aya kadar uzanmış. Kesin artık vezir oldum edasıyla, Muktedir Padişah’a yaptığı kötülükleri, Çekiç Ustası’nın arkasından gülüşünü unutarak vezir olma hesapları yapmış.
Hükümdar vezirleri açıkladığında da kendisini listede göremeyen bizim Cihan Asker, yine yapmış yapacağını. Gerçek yüzünü ortay çıkarıp, yine düşmüş intikam duygusunun peşine…
Çekiç Ustası mı ne yapıyor?
O ilahi adaletin geçiş törenini izliyor!...